Bir arkadaşımın yoğun tavsiyeleri üzerine aldığım robin sharma'nın( ferrarisini satan bile' nin yazarı ) kitabıdır. Tabiki hayatımda okuduğum en kötü kitaplar listesinde ilk sıralarda yer almayı başardı. Bu kadar boş , bu kadar anlamsız bir kitap olamaz. Kitap bastan sona alıntılarla dolu. Ve bu alıntılar hep batılı yazarların ( hristiyan ) sözleriyle dolmuş. Doğuya özgü bir kaç tane budizme dayanan göndermeler var. Mesela aniesa thames'in " kim olduğunu unutma.sen bir ustasın " sözüne yer vermiş fakat hz ali'nin " sen kendini etten kemikten bir cisim sanirsin , oysa senin için de alemler gizlidir " sözüne yer vermemiş. Dahası sürekli anlattığı ( yani tavsiyelerini ) şeyleri bilgelik olarak nitelendirmiş. Sürekli tavsiyelerde bulunarak kitabın baş kahramanının hayatını değiştirmiş. Yani iç dünyasına , öz benliğine ulaşmasını sağlamış. Bunu da bilinç altına inerek başaracağımızdan söz etmiş. Oysaki gerçek benligimze ulaşabilmemiz için öncelikle gerçek sevgiye ulaşmamız gerekir. Bu da önce allah sevgisinden geçer. Allah sevgisine ulaşmak da bilinç altına inerek başarılacak bir sey değildir. Bilinç ötesine gitmek gerekir. Hem öyle kulaktan duyma pembe tablolarla insan öz benliğine ulaşamaz. Bunun için iliklerine kadar yaşam kokmak gerekir. Aci çekmek gerekir , dibe vurmak gerekir.
Son olarak yazarın giriş kısmında anlattığı kitabin daha çok satması için verdiği tavsiyelerden de igrendim.. 3. Sınıf yazarların 2. Sınif ezik karakterli insanlara yazdigi bir kitap olmuş diyebilirim.