milli futbol takımlarıyla yapacağımız maçtan bizim adımıza kötü bir sonuç çıktığı takdirde, türkiye'de yaşayan vatandaşlarının ne yapacağını çok merak ettiğim ülke. ne yapacakları derken, sevinçlerini kutlayacaklar mı, nasıl bir tepkiyle karşılaşacaklar ya da türkiye adına üzülecekler mi ondan bahsediyorum.
evet izleyip göreceğiz sayın seyirciler, şimdi erivan'dayız.
hiç bir zaman dost olmıyacağımız, olamıyacağımız ülke. hadi bizleri sözde (!) soykırım ile suçluyorsun. hocalı katliamına kurban gitmiş azeri kardeşlerimizden ne istiyorsun denilesi ve her daim protesto edilesi ülke.
edit: ne oldu eksi veren arkadaşım gücüne mi gitti azerileri hatırlatmak?
ayağına gitmeyeceğimiz, sadece nazik bir daveti kabul ettiğimiz ülkedir. "gelin beraber izleyelim" demişlerdir, "gelin hadi popomuzu yalayın" demediler. dost olarak gören de var görmeyen de, ancak en nihayetinde aynı coğrafyanın, aynı kültürün, aynı toprakların evlatlarıyız. yeni çözümler üretmek yerine nefret etmek nedense daha kolayına geliyor ırkçıların. dost değillerse bile dost olmaya bakmak gereklidir. ve en azından bir kere gidip ziyaret edilmeli bu ülke, sokakta türkçe şarkılar duyunca belki biraz daha anlaşılır demek istediklerim. göründüğü gibi değil hiçbir şey...
sınırları ve nüfusu dünyanın birçok ülkesiden küçük olduğu halde, dünyada en iyi lobicilik yapan devletlerden biridir. evet, maalesef türkiye'den bile (kat be kat)...
gürcistan - rusya gerginliğinden baya bir etkilenmi$ ülke.
zira rusya'nın batum'a giden kara ve demiryollarını vurması ermenistan'ın batıya açılan tüm yollarını kapatmıştır. türkiye ile de sınırlar kapalı olunca tek yol iran kapısıdır.
ermeniler bu konudan baya bir şikayetçilermiş. ama hala daha aynı kafadalar, türkiye'ye karşı hala daha anlamsız politikalar yürütmekteler.
dünya haritasına bakıldığı zaman bile anlaşılacak, birleşmesi muhtemel türk dünyasını ayırma girişiminin 2. başrol oyuncusu ülke.
doğu anadolumuzda da gözleri vardır hatta kendilerinin sayarlar malûmunuz ve türk kimliğine mensup yaverlerine de bu mevzuyu türk halkına alttan alttan empoze etme görevi vermişlerdir.
tabii olarak bunlar, ermenistandaki ermenilerin faaliyet ve amaçları değildir ya o ayrı mesele.
birkac saat icerisinde butunuyle isgal edilerek, haritadan silinmesi isten bile olmayan ulke. diaspora ermenileri'nin yolladigi paralar olmasa acliktan birbirlerini yerlerdi.
hristiyanlığı benimseyen ilk devlettir. ermenice'den sonra en çok konuşulan dil sanıyorum rusça. 3 milyon gibi düşük bir nüfusu vardır. fazla zengin olduğu söylenemez. yerevan sokaklarındaki yapılar mimari açıdan son derece güzeldir, istanbul'da ermeni ustaların yaptığı birçok yapı gibi (ortaköy cami, dolmabahçe sarayı, topkapı sarayı, çırağan sarayı en önemlileri)... sanılanın aksine türkiye düşmanlığı çok değildir, diaspora ermenileri daha öfkelidirler. ermenistan sokaklarında türkçe şarkılar bile duyabilirsiniz. eçmiyadzin şehri dini merkezin bulunduğu yerdir, ermenilerin vatikan'ıdır.
çapına boyutuna bakmadan türkiyeye kafa tutan, zamanında alamadıkları toprak yüzünden hayatlarının merkezine soykırımı alıp etrafında dönüp duran, açık arşivleri araştırmaya yönelmeden çeşitli lobilerde türkiyeyi mat etmeye çalışan, bunların yanında dağlık karabağ bölgesini işgal edip bomboş tutan ve bu gidişle türkiyenin şahin bir döneminde elindeki topraktan da olması muhtemel ülke.
1915 yılına kadar tarih sahnesinde yer almamış koyun misali ordan oraya güdülmüş birinci dünya savaşı sırasında büyük devletlerin çıkarları doğrultusunda devlet sahibi yapılmış bir ırkın devletinin adıdır.
zamanında türklerle özdeşleşen hatta "hristiyan türkler" adını alan ama sonra bazı ülkelerin kışkırtmasıyla türklere gerksiz yere düşman olan insanların yaşadığı ülkedir. onlara göre iki tane ermenistan vardır birincisi "doğu ermenistan" yani şimdiki topraklardır. ikincisi batı ermenistandır o da doğu anadolu bölgesidir. amaçları batı ermenistanı alıp hüküm sürmektir.
1828'de türkmençay anlaşmasıyla iran'dan rusya'ya geçmiş ülke.burası iran'ın elinden çıkmadan önce kendisine bağlı azeri hanlıkları olan revan, nahçıvan ve karabağ tarafından yönetiliyordu. rusya, burayı ermenileştirerek türklerle azeri türkleri arasındaki bağı kesmeyi amaçlamış ve sonunda başarmıştır maalesef. milliyetçi azeriler tarafından kendilerinden çalınan batı azerbaycan olarak görülür.
türkye'nin kuzey doğu komşusu; nüfusu 4 milyona yakın fakir bir ülke; azerbaycan toprağı olan ama içinde ermenilerin yoğunlukta yaşadığı bir özerk bölge durumundaki dağlık karabağ'ı * işgal altında tuttuğu için çevre komşularıyla başını derde sokmuş devlet. kendilerine hayastan diyorlar.
depremlerin ve kötü yönetimlerin de payının olduğu yoksulluk nedeniyle 30.000'e yakın ermenistan yurttaşı türkiye cumhuriyeti'nde çalışmaktadır. onu dış dünyaya bağlayabilecek en önemli kapı türkiye'dedir ve esas olarak kapalıdır. 1915 yılında osmanlı imparatorluğu döneminde bu topraklarda yaşanmış tehcir ve katliamlar dolayısıyla ermenistan'da yaşayan nüfustan daha fazlası tüm dünyaya dağılmıştır. ermeni diasporası
sınırın bir yanında bu dönemde, yaşanmış bu trajediyi soykırım sayarak bunun teröre bulaşmak dahil her biçimde acısını çıkarmaya çalışan ermenistan ve sınırın öte yanında ise, bu konuyu yıllarca kendi vatandaşlarından gizlemiş, katliamları önce yok saymış sonra az göstermeye çalışmış ve Osmanlı dönemine ait olduğu halde kendini bir anlamda sahiplenmiş durumuna düşürmüş ve teröre de karşı terörle yanıt vermiş türkiye var; iki devlet mücadelelerine diplomatik, politik her alanda tam gaz devam ediyor:
ermenisten ve türkiye arasında barışı savunan ve bu doğrultuda hem ülkemizdeki hem de ermeni diasporası içindeki sertlik yanlılarını eleştrmekten çekinmeyen hrant dink'i önce utanç verici gerekçelerle mahkum etmeye çabaladık, bu arada kamuoyunun gözünde onu türk düşmanı durumuna soktuk ve sonra da öldürdük;
geçen yılki eurevision şarkı yarışmasında türkiye olarak en yüksek puanı ermenistan'a verdik;
başbakanımızın ağzından türkiye'de 30.000 ermenistan vatandaşının kaçak çalıştığını kamuya duyurduk;
ermenistan ise başkanlık seçimlerini eline gözüne bulaştırıp sonra da ölümlere yol açan olaylar yaşadı ve
ermenistan'daki başkanlık seçimlerinden sonra çıkan olaylar nedeniyle ülkede olağanüstü hal ilan edildi.
"ermenistan'ın otoriterliğe kaymasına izin verilmemeli
ermenilerin moskova'nın boyunduruğu altında geçen yıllarda hayalini kurduğu demokrasi uzaklaşıyor. muhaliflerin geçen ayki şaibeli başkanlık seçimine karşı çıkmasına hükümetin cevabı acımasız bir olağanüstü hal ilanı oldu. en az sekiz kişi öldü, bağımsız haber organları üzerinde baskı kuruldu ve protestolar susturuldu. başkan bush ve diğer batılı liderler ermenistan hükümetine, bu tür tutumların kabul edilemez olduğunu ve ilişkileri tehlikeye atacağını söylemeli.
beyaz rusya gibi sovyet sonrası tiranlıklarıyla kıyaslandığında ermenistan o kadar vahim görünmüyor. bu nedenle çok geç kalınmadan otoriterliğe kaymasını durdurmak büyük önem taşıyor.
resmi seçim sonuçlarına göre iktidar partisinin adayı sarkisyan ezici bir zafer kazandı. uluslararası gözlemciler de, nihai sonuç adil görünse de oy sayımında ciddi sorunlar gördü. sonuçların belli olmasının ardından düzenlenen protestolarsa, ancak polis göstericileri dövmeye başladıktan sonra şiddete döküldü. tanıklar muhabirimiz sabrina tavernise'e, hükümet yetkililerinin geçen cumartesi sabahı uyuyan göstericilerin arasına tabanca ve el bombaları yerleştirdiğini anlattı. ardından polis, bir darbe girişimini önleme iddiasıyla, muhalefete saldırdı. ertesi gün görevi bırakmakta olan başkan sokağa tankları çıkardı, gösterileri yasakladı ve haber ajanslarına sadece hükümetin verdiği bilgiyi kullanma emri verdi. yerel radyo istasyonları, yabancı yayıncıların ermenice programlarını kullanamıyor.
bu karar, söz konusu radyo yayınlarını himaye eden bağımsız federal ajans konumundaki washington yayıncıları birliği'nin hayranlık verici protestosuyla karşılaşırken, abd dışişleri can kayıpları konusundaki endişesini dile getirdi. bush da konuyla ilgili konuşsaydı, bakanlığın açıklaması daha fazla ağırlık taşırdı. uzun zamandır komşu azerbaycan'la sürtüşen ermenistan, bölgesinde nispeten tecrid edilmiş durumda ve abd'yle iyi ilişkiler yürütmeye bilhassa önem veriyor.
yaşananlar saf demokratik iyiliğin, saf otoriter kötülükle savaşı değil. yenilen muhalefet lideri petrosyan'ın kendisi de, 1990'larda seçim manipülasyonlarını protesto edenlerin üzerine zırhlı araçları sürmüş eski bir başkan. bugün muteber kanıtlar öne sürmeden, seçimi kazandığında ısrar ediyor. hükümet geçen hafta şiddetin fitilini ateşler ateşlemez, petrosyan'ın bazı destekçilerinin dükkanları yağmalamakla daha çok ilgilendiği anlaşıldı. fakat esas sorumluluk hükümet liderlerine ait. (başyazı, 7 mart 2008)" radikal gazetesi