cidden çok fakir bir ülkedir. öyle nüfusu da çok fazla değildir ama yine de kendi kendilerine yetmemektedirler. benim anlayamadığım husus şu: bu diasporada yaşayan ermeniler (ağırlıklı abd ve fransa'daki ermeniler) lobi faliyetleri için bir yılda aşağı yukarı 1 milyar dolar para harcıyorlarmış. işte türkiye soykırım suçlusu ilan edilsin diye. ayırca bu lobi faliyetlerine yardımcı olan çok zengin ermenilerde var hem de bayağı zenginler. neden bu adamlar lobi faliyetine harcadıkları paraları "ermenistan'ın kalkınması için kullanmazlar acaba?" ya da neden sürekli lobicilik yapan zengin ermeni milliyetçisi vatandaşlar gidip de ermenistan topraklarına yatırım yapmaz, fabrika açmaz? her halde lobi faliyeti yapmak ermenistan'dan daha talı geliyor. o adlarına lobiler yaptıkları ermeniler kendi öz vatanlarında yani ermenistan'da sefelatten kırlıyor; abd'deki ve avrupa'daki soydaşları da halen daha "soykırım" ayağına milyarlarca doları lobi faliyetlerin de yakıyor! davadaki samimiyetsizliğin tescili bu olsa gerek!
ütopik idaalarından vazgeçtiklerinde, türkiye den çok faydalanacak ülkedir. boş işlerle vakit kaybetmektedirler. yapılacak seçimlerle, bu durumdan kurtulma imkanına kavuşma ihtimalleri vardır.
fakir bir ülkedir türkiye'ye sözde soykırım olayını kabul ettirerek 50 milyar dolar gibi büyük bir tazminat alma hayalleriyle ayakta durmaktadır , bu yüzden ermenistan ve diaspora soykırım olayını çok ciddiye alır.
ulusal marşı mer hayreniktir. fakir olduğu ve sanayi açısından sovyet döneminden sonra taş üstüne taş koyamadığı gerçek. ancak son yıllarda diasporanın yaptığı yatırımlar ve verdiği mali destek sayesinde belini doğrultmaya başlamıştır. akıllıca hamlelerle gelen parayı değerlendirebilirse ekonomik açıdan oldukça güçlenecektir, nüfusunun az oluşu* ve üniversite mezunu işi bilen eleman açığının olmaması en büyük avantajı. yalnız tüm bunların yanında hayati bir mesele var o da türkiyeyle kapalı olan sınırı. taşıma suyla değirmen dönmez derler ya, diasporanın verdiği mali destek asla tek başına yetmeyecektir, sınırın açılması şart. ancak gerek tarihi gerek siyasi açıdan her iki hükümet de geri adım atmayacaktır uzunca bir süre.
bu arada sınırın açılması ermenistan kadar türkiye için de hayati önem taşımakta. doğu illerimizin kalkınması ve doğu-batı ekonomik uçurumunun azalması için sınırın açılması gerekli.
ayrıca tüm bu ekonomik sıkıntılara rağmen aids tedavisinde dünyanın sayılı merkezlerindendir. (bkz: armenicum)
türkye'nin kuzey doğu komşusu; nüfusu 4 milyona yakın fakir bir ülke; azerbaycan toprağı olan ama içinde ermenilerin yoğunlukta yaşadığı bir özerk bölge durumundaki dağlık karabağ'ı * işgal altında tuttuğu için çevre komşularıyla başını derde sokmuş devlet. kendilerine hayastan diyorlar.
depremlerin ve kötü yönetimlerin de payının olduğu yoksulluk nedeniyle 30.000'e yakın ermenistan yurttaşı türkiye cumhuriyeti'nde çalışmaktadır. onu dış dünyaya bağlayabilecek en önemli kapı türkiye'dedir ve esas olarak kapalıdır. 1915 yılında osmanlı imparatorluğu döneminde bu topraklarda yaşanmış tehcir ve katliamlar dolayısıyla ermenistan'da yaşayan nüfustan daha fazlası tüm dünyaya dağılmıştır. ermeni diasporası
sınırın bir yanında bu dönemde, yaşanmış bu trajediyi soykırım sayarak bunun teröre bulaşmak dahil her biçimde acısını çıkarmaya çalışan ermenistan ve sınırın öte yanında ise, bu konuyu yıllarca kendi vatandaşlarından gizlemiş, katliamları önce yok saymış sonra az göstermeye çalışmış ve Osmanlı dönemine ait olduğu halde kendini bir anlamda sahiplenmiş durumuna düşürmüş ve teröre de karşı terörle yanıt vermiş türkiye var; iki devlet mücadelelerine diplomatik, politik her alanda tam gaz devam ediyor:
ermenisten ve türkiye arasında barışı savunan ve bu doğrultuda hem ülkemizdeki hem de ermeni diasporası içindeki sertlik yanlılarını eleştrmekten çekinmeyen hrant dink'i önce utanç verici gerekçelerle mahkum etmeye çabaladık, bu arada kamuoyunun gözünde onu türk düşmanı durumuna soktuk ve sonra da öldürdük;
geçen yılki eurevision şarkı yarışmasında türkiye olarak en yüksek puanı ermenistan'a verdik;
başbakanımızın ağzından türkiye'de 30.000 ermenistan vatandaşının kaçak çalıştığını kamuya duyurduk;
ermenistan ise başkanlık seçimlerini eline gözüne bulaştırıp sonra da ölümlere yol açan olaylar yaşadı ve
ermenistan'daki başkanlık seçimlerinden sonra çıkan olaylar nedeniyle ülkede olağanüstü hal ilan edildi.
"ermenistan'ın otoriterliğe kaymasına izin verilmemeli
ermenilerin moskova'nın boyunduruğu altında geçen yıllarda hayalini kurduğu demokrasi uzaklaşıyor. muhaliflerin geçen ayki şaibeli başkanlık seçimine karşı çıkmasına hükümetin cevabı acımasız bir olağanüstü hal ilanı oldu. en az sekiz kişi öldü, bağımsız haber organları üzerinde baskı kuruldu ve protestolar susturuldu. başkan bush ve diğer batılı liderler ermenistan hükümetine, bu tür tutumların kabul edilemez olduğunu ve ilişkileri tehlikeye atacağını söylemeli.
beyaz rusya gibi sovyet sonrası tiranlıklarıyla kıyaslandığında ermenistan o kadar vahim görünmüyor. bu nedenle çok geç kalınmadan otoriterliğe kaymasını durdurmak büyük önem taşıyor.
resmi seçim sonuçlarına göre iktidar partisinin adayı sarkisyan ezici bir zafer kazandı. uluslararası gözlemciler de, nihai sonuç adil görünse de oy sayımında ciddi sorunlar gördü. sonuçların belli olmasının ardından düzenlenen protestolarsa, ancak polis göstericileri dövmeye başladıktan sonra şiddete döküldü. tanıklar muhabirimiz sabrina tavernise'e, hükümet yetkililerinin geçen cumartesi sabahı uyuyan göstericilerin arasına tabanca ve el bombaları yerleştirdiğini anlattı. ardından polis, bir darbe girişimini önleme iddiasıyla, muhalefete saldırdı. ertesi gün görevi bırakmakta olan başkan sokağa tankları çıkardı, gösterileri yasakladı ve haber ajanslarına sadece hükümetin verdiği bilgiyi kullanma emri verdi. yerel radyo istasyonları, yabancı yayıncıların ermenice programlarını kullanamıyor.
bu karar, söz konusu radyo yayınlarını himaye eden bağımsız federal ajans konumundaki washington yayıncıları birliği'nin hayranlık verici protestosuyla karşılaşırken, abd dışişleri can kayıpları konusundaki endişesini dile getirdi. bush da konuyla ilgili konuşsaydı, bakanlığın açıklaması daha fazla ağırlık taşırdı. uzun zamandır komşu azerbaycan'la sürtüşen ermenistan, bölgesinde nispeten tecrid edilmiş durumda ve abd'yle iyi ilişkiler yürütmeye bilhassa önem veriyor.
yaşananlar saf demokratik iyiliğin, saf otoriter kötülükle savaşı değil. yenilen muhalefet lideri petrosyan'ın kendisi de, 1990'larda seçim manipülasyonlarını protesto edenlerin üzerine zırhlı araçları sürmüş eski bir başkan. bugün muteber kanıtlar öne sürmeden, seçimi kazandığında ısrar ediyor. hükümet geçen hafta şiddetin fitilini ateşler ateşlemez, petrosyan'ın bazı destekçilerinin dükkanları yağmalamakla daha çok ilgilendiği anlaşıldı. fakat esas sorumluluk hükümet liderlerine ait. (başyazı, 7 mart 2008)" radikal gazetesi
1828'de türkmençay anlaşmasıyla iran'dan rusya'ya geçmiş ülke.burası iran'ın elinden çıkmadan önce kendisine bağlı azeri hanlıkları olan revan, nahçıvan ve karabağ tarafından yönetiliyordu. rusya, burayı ermenileştirerek türklerle azeri türkleri arasındaki bağı kesmeyi amaçlamış ve sonunda başarmıştır maalesef. milliyetçi azeriler tarafından kendilerinden çalınan batı azerbaycan olarak görülür.
zamanında türklerle özdeşleşen hatta "hristiyan türkler" adını alan ama sonra bazı ülkelerin kışkırtmasıyla türklere gerksiz yere düşman olan insanların yaşadığı ülkedir. onlara göre iki tane ermenistan vardır birincisi "doğu ermenistan" yani şimdiki topraklardır. ikincisi batı ermenistandır o da doğu anadolu bölgesidir. amaçları batı ermenistanı alıp hüküm sürmektir.