Tam olarak "Ermenistan'da yaşayan türkler ve Türkiye'de yaşayan ermeniler arasındaki farklar" şeklinde açılması düşünülen bir başlık olmakla beraber "Türkiye'de yaşayan ermeniler" kısmı hayli geniş yer tuttuğundan ve karakter sıkıntısı olduğundan bu şekilde açılan başlık.
Samatya'da yaşayan istanbulluların pek çok ermeni komşusu vardır. 90lı yılların ortasında orada ilkokula başlamış biri olarak benim de vardı. Daha doğrusu okuldan değil aslında mahalleden. Bizimle aynı okula gitmezdi bu çocuklar. Bir tanesi vardı piç arsen diye bilirdik. Lakabının piç olması babasının olmadığından dolayı çocuk acımasızlığıyla veya ırkçılık gibi birşeyle söylenmiş değildi. Harbiden piçti eleman. Kendini tanıtırken referans noktasıydı yani.
Neyse vatandaş. Biz bu piç arsen'le mahallenin baş belasıydık. Bilenler bilir. Samatya'da bahçeli ahşap evler vardı eskiden. işte o evlerin bahçelerinde tek tük meyve ağaçları vardı. işte o ağaçların sahibine birtane meyvesini yemek nasip olmamıştır bizim yüzümüzden.
O yıllarda her gün elektrik kesilirdi mesela. işte elektrikler kesilince kapı zillerinin butonlarını kibrit çöpüyle sıkıştırırdık. Elektrik bir gelirdi bütün mahallede envai çeşit zırıltı.
Kiliseden ekmek çalmıştık bir sefer bu piçle. Açtık sokakta koşuşturmuştuk. 1000 liramız vardı sadece ve bin liraya ekmek alınmıyordu. O yüzden ekmeği kiliseden çaldık ve bakkalda içine 1000 liralık toz şeker koydurduk. Yalnız hesaba katmadığımız birşey vardı ki, dışardan ekmek getirip bakkalda içine toz şeker koydurmak çok garip bir şeydi ve bu garipliği farkeden bakkal yüzünden yakalandık. Artık papaz efendi bir somun ekmeğe nasıl içerlemişse o günden sonra her gördüğünde bizi "şeytanın çocukları" diye anmaya başladı.
Neyse efendim başlık formatından kopmadan teferruatı geçip sadede gelelim. Ermenistan'da yaşayan Bir Türk, (sosyal ekonomik kültürel bütün kıyaslamaları siktiret) çocuk saflığı ve samimi çıkarsızlığıyla Samatya'da yaşamış olan bu çocukluk arkadaşımın huzuru ve rahatlığıyla yaşayabilir mi? Yaşamış mıdır? Ben çocukken hiç unutmam bir seferinde diye başlayan anlatırken herkesin at gibi güldüğü mutlu anıları olmuş mudur?