hrant dink cinayetini baz alarak oluşturulan romantizmle, hümanizme ulaşma çabasının tezahürüdür.
hrant dink bile ortak bir komisyon kurulmasını ve olayın ayrıntılı bir şekilde araştırılmasını istemişken bazı aklı evvellerin olayı araştırmadan ve netleştirmeden 'özür dileme' çabasına girmesi hatta bunu fiiliyata dökmesi en basitinden 'art niyetliliktir.'
olay tarihidir. olayın olduğu zamanın şartlarına bakılmalıdır. tehcir gerekçeleri belirlenmeli ve buna uygun davranılmalıdır.
ha bir de sadece özür bu işi çözmeyecektir. tazminat da peşinden gelecektir.
yani tek dertleri 'para'dır.
kişisel olarak özür dileyen varsa havanda su dövmesi tavsiye edilir.
Özür diliyorum osmanlı halkından, trakyalıdan, lazından, çerkezinden, boşnağından...
Sizi Ermeniler ile aynı sınıf insan muamelesi yapıldı. Aynı haklardan yararlandınız. Bu haksızlık ve hakaret için sizlerden özür diliyorum.
devletin yapması gereken bir şey... hatta şu rahatlıkla iddia edilebilir ki bunun gerçekleştiği zaman dilimi, türkiye'de bir şeylerin iyiye gittiğinin, gerçek anlamıyla aydınlık yarınların bizi beklediği, refah ekonomisine ve demokratlığa bir adım daha yaklaştığımızın büyük göstergesi olacaktır.
peki neden böyle?
eğer bir halkın tarihi yalanlar üstüne inşa edilmişse, irrasyonel bir teklik-birlik anlayışı içinde, insan haklarınden ve nesnel tarihsel gerçeklikten bir gram sahiplenmeden katıksız ve manasız bir devlet-i ali'nin bekaası algısıyla ve milliyetçilik ile toplumsal düzen sağlanıyorsa ve sağlanmışsa o ülkeden bi cacık olmaz.
bir ülke önce kendi tarihini doğrusu ve yanlışıyla bilecek, sahiplenecek, hataları varsa düzeltecek.
90 yıldır yapılmaya çalışılan bu devlet fetişizmi ve milliyetçilik belasıyla toplum epey gerildi, gerilmeye devam ediyor.
dolayısıyla bu özür salt bir ifade değil, aynı zamanda köklü bir zihniyet değişiminin de ifadesi olacaktır. ve bu açıdan çok önemlidir.
şu an, bunu yapabilecek, yapma cesareti gösterecek tek parti hdp ve onun temsil ettiği çizgidir. bu konuda radikal'de daha dün güzel bir yazı yazılmıştı;
Geçmişi tarihçilere bıraksak ve biz yıl olmuş 2015 derken bu devirde yaşanan kıyımlara, haksızlıklara, önünü alamadığımız acılara çözüm olsak!
Biz geçmişten sorumlu değiliz ve bugünümüzdeki her acı da sadece bize vebal yarınki nesil de bundan sorumlu olmayacak benzer şekilde...
kıymetinizi bilin. anasını sikip bebeğini doğradığınız, sonra doğradığınız bebekten yemek yapıp anasına yedirdiğiniz bir milletten kolay kolay sizden özür dileyecek kadar aşağılık bir güruh çıkmaz. bu aşağılıkların gerçekten kıymetini bilin.
samimi bulmadığım ifadedir. ne için özür dilemeliyim ki ben? neden konuyu tarihçilerden çok siyasetçiler gündemde tutuyor? birazcık aklı olan bu son kurduğum cümleden her şeyi çıkarır.
amerika'dan elazığ'daki köylerini bulmak için gelen bir ailenin hikayesini anlatan bir video.
köy isimleri değişmiş, yaşlılardan kimse kalmamış ve bir sonraki nesil bir önceki nesilden ermeni komşularını bilmiyor, hatırlamıyor.
maalesef türkiye'de arşivlerin büyük kısmı henüz araştırmacılara açık değil. halaçoğlu gibi bazı ırkçılar tüm arşivlerin herkese açık olduğunu söylüyorlar ama bu durum gerçeği yansıtmıyor. örneğin milli güvenlik kurulu seferberlik ve savaş hazırlıkları planlama daire başkanı tuğgeneral tayyar elmas, 26 ağustos 2005'te tapu kadastro müdürlüğü'ne gönderdiği yazıda, osmanlı tapu arşivleri'nin türkçeleştirilerek halka açılması konusunda "buralardaki bilgiler asılsız soykırım ve osmanlı vakıfları mülkiyet iddiaları gibi konularda istismara yol açabilir" uyarısında bulunuyor, böylece arşivlerin halka açılması konusu derhal rafa kaldırılıyordu.
1915 ermeni soykırımı esnasında oluşturulan "emval-ı metruke idaresi"nin kayıt defterleri de henüz açıklanmış değil. dolayısıyla ermenilerin ve daha sonra rumların gasp edilen mallarının ve servetlerinin üzerine kimlerin oturduğunu şimdilik ancak tahmin edebiliyoruz.
bildiğimiz bir şey varsa, o da cumhurbaşkanlığı köşkü'nün 1915'te el konulan bir gayrimenkul olmasıdır. "kasapyan'ların bağı", yıllardır türkiye'nin cumhurbaşkanlarına resmi ikametgâh görevi görüyor. bütün bu arşivler, kayıtlar, defterler sonsuza kadar saklanmayacak. açıklandıkları zaman da bu devletin temelinde hangi kanlı harcın bulunduğu, kimlerin cesetlere basarak kanlı servetler edindiğini hep birlikte öğreneceğiz.
- alıntı -
osmanlı arşivlerini açalım deyince, bazıları sadece harbiye arşivleri sanıyorlar ancak tapu arşivleri açılırsa şu anda nispeten zengin sayılan ve gayet zengin sayılan işadamlarının cıscıbıl kalmaları ve hazineye aktarılmış birçok mülkün ve arazinin iadesi de gündeme gelebilir.
ermenilere karşı işlenmiş suçlar sadece ''toplu katledilmeleri'' değil, öldürülmeyenlerin de akıbeti belli olmayan sürgüne gönderilmeleri, mallarına el konulmaları, vatandaşlık hakkı tanınmaması gibi birçok kolu da vardır.
sadece şunu düşünen ve algılayan insanlar bile bir sonuca varabilirler: ''ermeni diasporası'' dedikleri şey, 1915 ve sonrasında atalarının topraklarından kovulan ermenilerin çocukları ve torunlarından müteşekkildir. ve bu diaspora mal mülkten ziyade vatanlarına geri dönmek ve tam vatandaşlık hakkı istemektedirler.
sadece bununla da kalmayacak, türkiye halklarının ermeni katliamıyla yüzleşmesini de istemektedirler.
-soykırım mağdurlarının vatandaşlık hakları iade edilsin, gasp edilmiş, el konulmuş bütün maddi zenginlikleri iade ya da tazmin edilsin.
-soykırım suçu işleyen faillerin isimleri okul, bulvar, cadde, meydan, sokak vb. bütün kamusal alanlardan temizlensin.
-kamusal mekânlara soykırım kurbanlarının adı verilsin.
-
okullardan, eğitim programlarından, kitle iletişim araçlarından ve çeşitli devlet kurumları aracılığıyla yapılan bütün dezenformasyon çalışmaları iptal edilsin,
- soykırımın inkârı nefret suçu olarak kabul edilsin.
-alıntı -
ermeni soykırımının 100. yılına 1 kala bir özür çok değil. ancak toplum olarak bu yarayla yüzleşilmesi, asla iyileşemeyecek bu yaranın daha fazla derinleşmesinin önlenmesi ve bir halka hakkının iade edilmesi gerekir.
-alıntı-
öte yandan soykırımdan kurtulmak için dünyanın dört bir yanına dağılan, yaşama tutunabilmek için en zor işleri yapan soykırım mağdurlarının çocukları, torunları, içlerinde hep diri tuttukları tarihsel ata topraklarına geri dönmek, türkiye cumhuriyeti vatandaşı olmak, anadolu ve mezopotamyanın bütün halklarıyla eşit, özgür, kardeşçe bir yaşamı yeniden örmek istiyorlar.
bu gün 24 nisan 2014. ermeni soykırımının 100.yılına 1 var. bu gün anadolu ve mezopotamyada savaşsız, sömürüsüz, eşit ve özgür bir yaşam mücadelesi veren emekçi halklarımızın ve onların örgütlü yapılarının, hatta insanım diyen her kesin omuzlarında tarihsel bir sorumluluk var.
tarihle yüzleşmek, başta ermeni halkı olmak üzere soykırım kurbanlarının acısını paylaşmak ve halkların kardeşliğinden, eşit, özgür, gönüllü birliğinden yana bir adım atmak için buradayız. çünkü biliyoruz ki; ermeni soykırımı ile yüzleşmeden; süryanilere, keldanilere, nasturilere, êzidilere, pontos ve ege rumlarına, alevilere yapılan soykırımlarla yüzleşmeden, toplum bu kolektif suç ortaklığından arınmadan, soykırımın sonuçları, tahribatları kapatılmadan, yaralar sarılmadan, türkiyede ne demokrasi gelişebilir, ne de toplum özgürleşebilir. yüzleşmediğimizde; soykırım bir tehdit olarak yaşantılarımızı belirlemeye devam eder.
biz türkiye de yaşayan insanlar olarak bu gün buradan bütün yüreğimizle buradan haykırıyoruz:
-ermeni soykırımının inkârına son!
-özür dilensin.
- alıntı -
bilinen boyutuna ek olarak hırsızlık, üzerinde az konuşulan, az bilinen bir şeyi, düpedüz katledilen ermenilerin bankalardaki hesaplarına, değerli eşya kasalarına el konulmasını da içeriyordu. soygunun bu boyutunun tutarı 1915 yılının parasıyla 22 milyon dolar olarak hesaplanıyor. ayrıca 20. yüzyılın başından itibaren amerikan ve fransız hayat sigortası şirketleri on binlerce hristiyana hayat sigortası yapmışlar, bunların değerinin de o zamanın parasıyla 20 milyon ABD dolarını aştığı tahmin ediliyor.
- alıntı -
bir başka önemli nokta olarak bu hayat sigortası şirketleri, türkiye'nin soykırımı kabulü halinde yaşayan, sigorta sahiplerinin akrabalarına 85 yıllık faiziyle birlikte bir ödeme yapacaktır (tabi faaliyetlerinde halen devam eden şirketler).
soykırım nedeniyle mallarına el konulan ermeniler'e mülkerinin iadesi de gündeme gelebilir ki bu da başta kamu kurumları olmak üzere önemli işadamlarının da servetlerinde önemli bir küçülmeye neden olacaktır.
- alıntı -
bugün çankaya köşkünün bulunduğu yer 1915te kasapyan ailesinin bağ evi idi. kasapyan ailesinin bir başka bağ evi de bugün keçiörende koç müzesi olarak kullanılmaktadır. özetle; devletin başı ile sermayenin başı el konulmuş ermeni mülkü üzerine oturmaktadır.
- alıntı -