abd politikalarini hararetli bir sekilde destekleyerek ya da sessiz kalip onaylayarak yani basimizda yuzbinlerce irak'li masumun oldurulmesine katki yapanlarin, utanmadan, hicbir sorumluklarinin veya etkilerinin olmadigi yuz yillik bir olay icin ozur dilemeleridir. dunyada soykirimlar yasanmasin mi istiyorsun. al sana irak isgali, protesto et, karsi cik, hesap sor. yapamazsin degil mi yemez. para musluklarin kesilir, basina cikamaz, abd universitelerine davet alamazsin. sizin aydinliginiz bu kadar korkaklar.
X: Ermenilerden ozur diliyorum.
Ermeniler: Onemli degil X'cigim olur boyle seyler. Bizler de insaniz, bizler de yapiyoruz boyle seyler.
X" N'olur affet beni.
Ermeniler: Tamam affettim ama bir daha yapma olur mu?
X: Murat Belge, Elif ShutTheFuckup, Ahmet In-Cell, Cotton Orhan, Yasemin Comar, Ahmet ve Mehmet Alttan...
Ben Ermenilerden değil tüm dünyadan özür diliyorum.Neden mi? Tabiki kendine aydın diyen bu bölücü angutlarla aynı topraklarda yaşadığım ve bunlara vatandaşım dediğim için.
Yaşananlardan dolayı üzgün olmayı anlarım da, özür dilemek de neyin nesi? Bildiriyi yayınlayan aydınlar(bunlar milliyetçilik karşıtıdırlar) hangi mantıkla bu işe girişmişler anlayamıyorum. Kendi atalarından gurur duyma saçmalağına girmeyenlerin, böyle bir özür dileme saçmalığını da yapmaması gerekirdi.
Eğer insanlık adına özür dilenecekse, tüm emperyalistlerin, sömürücülerin, faşistlerin yaptıkları için tüm insanlıktan özür dilenmeli.
Bir de, emeğin sahibi olan sınıf, kendinin diğer sömürücü sınıflarla aynı kefeye konması sonucu küçük bir özrü hak ediyor.
uzun uzun düşündükten sonra amacının türk ü türk e kırdırmak olduğuna karar verdiğim kampanya. zira ermenilerle hiç bir alakası yok. atatürk ün 'türkiye cumhuriyeti vatandaşlarına türk denir' sözünden yola çıkarak söyleyebilirim ki kampanyayı türk ler başlatıyor ve bu kampanyaya sert tepkileri de yine türk ler veriyor. kendimi türkolarak tanımlayan bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak bu kampanya sonucunda ermenilere değil türklere gıcık olmaya başladım . ne biçim bir millet olduk biz? ey siz kendine aydın diyen tayfa tuğçe kazaz denen kadından farkınız yok! ne biçim bir aşağılık kompleksi içindesiniz? bu ne ali kemallik?
bu ülkede bu kampanyanın başarılı olacağını, türk lerin ermeni soykırımını tanıyacağını düşünen tek bir insan varsa o insan en cahil, en geri kafalı, en kıt insandır. bu kampanya türkiye deki kısır döngünün göstergesi olarak sonuçlanacaktır. koyunun olmadığı yerdeki keçiler kadar değeri olmayan boş aydınlarımız batı g.tü yalamaya devam ettikçe masis duvarı daha da yükselecek. listede gördüğüm isimler nedense bana garip bir mutluluk veriyor. çünkü hep aynı satıcı, vatan hayini, 'ezber bozan' tayfa.
ama 2870 kişilik listedeki o van lı zozan yokmu? ah be yaylam benim sen ne biçim kürt sün? ne biçim van lı sın ya? insan açar da 1917-20 arasında van da neler olmuş okur. yuh sana.
ayrıca bir çift lafım da listede imzası olan baskın oran kişisine. bre adam senin has ve öz kızın sırma oran fransa da ırkçı ermeniler tarafından sadece türk kökenli olduğu için rezil edilmedi mi? belediye başkanlığına aday olan sırma oran ermeni soykırımını tanıyorum demesine rağmen ermeni cemaatlerinin talebi doğrultusunda halk ve basın önünde 'türkler olarak ermenileri öldürdük çok özür diliyoruz' demediği için ermeniler tarafından başkan seçtirilmedi. halbuki o kadar da aşağılamıştı ülkesini, kabul etmişti soykırımı, öpmüştü ermenileri yanacıklarından... noldu sonra? koca bir sıfır! faşist ermenilerin aşağılamalarını birinci elden yaşamış olmana rağmen hala nedir bu ermeni yaltakçılığı azmin? çok zavallısınız çook...
ermenilerden özür diliyorum. sülalemi kesmeyi unuttuğunuz için özür diliyorum sizden. dedemi öldürmeyi unutmuşsunuz. ninemi...
keşke onları da öldürseydiniz de varolmasaydım. bu ağır yükün altında ezilmeseydim.
rasim ozan kütahyalı,murat belge ve bilumum taraf gazetesi yazarlarının günlerdir sayfalarından eksik etmedikleri mevzu.sekterlik ve yahut ucuz milliyetçilik olarak anlaşılmasın ama-isterse anlaşılsın-vakt-i zamanında katledilen 10 larca diplomatın ailelerinde veya hocalı da ölen insanların ahvalinden kim özür dileyecek merak ediyorum açıkcası.
bu ülkede neye göre, kime göre, hangi eğitimden geçtiği, kimleri aydınlattığı belli olmayan kişilere "aydın" denmesi nedeniyle aydınlanma bekleyen halkımızdan özür diliyorum. aydın ileriyi gören kişidir aynı zamanda. böyle salakça ve mesnetsiz bir kampanyanın ileride diplomatik yoldan başımıza ne işler açacağı hakkında bir fikirleri var mı acaba? iyi niyetli düşünürsek "akıllarına gelmedi" deriz. peki o kadar kişi bir araya geldi de bir allahın kulunun aklına gelmedi mi? gelmiştir elbet. peki bile bile lades demeye ne deriz? kötü niyetlilik deriz.
özür dilenirse şayet ermeniler için bir saatliğine serbest vuruşta barajda bekleyen defans oyuncusu pozisyonunda saygı duruşunda beklenmesi gerektiren olay.
açıkçası daha taze acılar varken bunlardan dolayı özür dilenmesi daha doğru.
mesela ermeniler, asala için özür dilemeli. diaspora ve tüm avrupa buna sessiz kalarak dolaylı olarak destek vermiştir. sessiz kalmak kötüden taraf olmaktır bir anlamda. bunun özrü muhakkak gerekli.
ancak öncesinde, 6-7 eylül 1955'te yapılanlar için de bir özür gerekiyor. ve bu özür yabancı ermenilerden değil, buradaki ermeni ve rumlardan dilenmeli. benim ailem, aile dostlarım malını, evini, kilisesini yitirdi. ölenler de var tabii. ancak ne halktan, ne de işbirlikçi devletten bir özür gelmedi. kimse bu haksızlığa da ses çıkarmadı ülkemde doğru dürüst.
haydi 1915 çok muğlak, yalan, dolan, vs. iki halk da kıyımlarından ötürü özrünü dileyemiyor. düşünün, alparslan türkeş bile özür dilenmesinden yanaydı karşılıklı olarak. ancak bu kadar taze acılar varken yakın tarihlerde, en azından bunlardan dolayı özür dilese halklar birbirinden. çok mu zor?
1915'i iki taraf da çok güzel bastırabiliyor, yok sayabiliyor. ama adeta gözümüzün önünde yaşanmış bu asala ve 6-7 eylül vahşetlerini hangi insan evladı yok sayabilir, inkar edebilir?
sahsimi hicbir sey icin özür dilemekle ya da tam tersine inkar etmekle mükellef görmüyorum. 1900lü yillarda dedemin babasinin yapmis oldugu, yapmamis oldugu ya da yapmis oldugu iddia edilen herhangi birsey beni baglamiyor. fakat vicdanini rahatsiz hisseden her birey özür dilemekte serbesttir kendisine hickimse "neden özür diliyorsun" diyemez. yalniz maalesef uluslararasi iliskiler ve cikarlar vicdanla yürümüyor. amerika'nin ortadogudan, fransa'nin afrika sömürgelerinden, sirplar'in bosnalilardan, ermeniler'in azerilerden ve rumlarin kibris türklerinden özür dileyip 850bin euroyu ortaya koyduklari zaman bizde eger kanitlanan bir sey varsa gider ermeniler'den özür dileriz.
"1915'te Osmanlı Ermenileri'nin maruz kaldığı Büyük Felâket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, kendilerinden özür diliyorum". açılımına sahip, insana ve insanlığa ama en çok vatanseverliğe yakışan bir ifade.
Görelim bakalım kaç kişiler. Kendi ülkesinde yapılanı yok sayıp planlı programlı katliam yapıldı diyenlerin sayısı kaç.
Ayrıca bunlara sormak isterdim. Ermeniler (Taşnak Çetecileri) acaba Osmanlı topraklarında her hangi bir kıyım hareketi yapmışlarmıdır? Önce buna bir cevap versinler. Eğer ezber bozmaksa bunuda söylenmesi gerekir. Ermeniler kabul etti de benmi duymadım?!..
Peki Bizden kim özür dileyecek.
Yakılan yıkılan köylerin,öldürülen atalarımızın hesabını kim verecek.
Bunun içinde bir kampanya açsalar ya "vatan hainleri."
Yuh olsun sizlere bu topraklarda yediğiniz ekmeğe,yuh olsun ermeni soykırımı vardır diyen karanlık adamlara...
iştirak etmeyenin, hele aleyhinde görüş bildirenin kafadan faşist ilan edildiği kampanya. desteklemenin ilerici, hümanist ve aydın olmakla özdeş kılındığı, katılan bir çok bireyin kendini bu romantizm dalgasına fena halde kaptırırken gerçek,bilimsel ve objektif bir muhasebenin sonucundan çok bir tür marjinalliğin peşine takılmanın cazibesine kapılmış olduğunu gözlemenin hiç de zor olmadığı inisyatif. yalan olduğu ayan beyan ortada gerekçelerle ve devletler arası hukuka aykırı tarzda binlerce mil öteden gelip yabancı bir ülkeyi işgal eden, bir milyonun üzerinde insanı katleden,sayısız insanı sakat bırakan, yüzbinlerce çocuğu öksüz ve yetim koyan, esirlerine en aşağılık işkenceleri layık gören bir abd' nin sırf ten rengi farklı bir başkanı seçti diye vicdanlarda aklandığı, bütün mezalliminin unutulduğu bir dünyada neresinden baksan yapaylık ve gayrı samimiyetle özürlü kampanya. işlenmiş ve işlenecek bütün suçların yekten ve potansiyel suçlusu ilan edilmeye pek meraklı olunan türkleri kendi vicdanlarında suçlu psikolojisine itmeye niyetli güya masum ve insani aslında fena halde kötü niyetli girişim.
