amerikada ve avrupada yerleşmiş bulunanları sadece servet ve refah amacı ile göçmüşlerdir... buna itiraz edecek durumda değillerdir... ayakkabısının altı delik gazeteci kanıttır...
1890 larda anadoluda yaşayan katliamcı ermenilere ingilizler maddi destek sağlarken, kendi halinde dürüst ermeniler de, ingilizlerin ermeni kanını van samanı gibi, çok ucuza satın aldıklarını açıkça ilan etmişlerdir...
katolikler, çok eski zamanlardan başlayarak ermenileri ikna etmeye çalıştılar, ama ancak küçük başarılar elde ettiler... türkiye dışında yaşayan ermenilerin dikkat çekici yüzdesi müslümandır...
''türkler bize soykırım uyguladılar'' vaazlarından mütevellit hala kanımı kaynatmalarından ziyade donduran millettir. bu yalanlarını yalanlayacakları zamana kadar da bu durum sürecek. ama gelgelelim sakin kafayla düşününce olur, derler diyorum. neden? şu yüzden; ulan adamların önlerinde koskocaman, eşşek kadar yahudi soykırımı gibi bir örnek var. yahudiler almanlardan aldıkları tazminatlarla afedersiniz paranın tabir i caizse .mına koydular. e şimdi bu cingözlüler de bu fırsatı teper mi tepmez. tabi bu bahsettiğim ermenistan devleti ve yandaşları. gerçi hangisi başa gelse o da bunu savunur ya neyse...
ama benim bahsetmek istediklerim, dostlarımız olan millet i sadika güruhu. osmanlı zamanındakiler değil ama onların ne halt ettiklerini, nasıl düşündükleri medyum olmadığımdan bilemeyeceğim. bahsetmek istediğim insanlar, gümüzde yaşayan, türklerden farkı olmayan, vergisi veren, ülke için çalışan ermeniler. bu hepimiz ermeniyiz vakalarında üzülmüş, ezilmiş ermeniler...
eminim vardır böyle insanlar. ben ne kadar onlara olumlu yaklaşıyorsam, dostumsunuz diyorsam onlar da bana ve benim gibi düşünenlere güzel, dostça yaklaşıyorlardır. tüm temennilerim bu yönde. ve onlara; ''üzülmeyin, kırılmayın. siz de olduğu gibi biz de de fitne, fesat insanlar var, boşverin onları'' diyorum. ''biz sizin arkanızdayız''...
velhasıl ı kelam onlara hitaben; ''siz bizim evveli ve ebedi dostumuzsunuz'' diyorum, saygılarımı iletiyorum...
ne kadar kardesimiz olsalarda bizi bir güzel arkamizdan vuran halk. yüzyillarca osmanli altinda huzur ve güvenle yasadilar, osmanli hasta adama dönüsünce ilk olarak onlar arkadan vurdular. ha birde ermeni soykirimi var. öldürülmedilermi? elbetteki cok ermeni öldü. ama o zamanin sartlarinda bu ne soykirimdi nede katliam. her tarafindan kanayan imparatorlugun o zamanin sartlarinda yapabilecegi en mantikli sey olan tehcir sirasinda meydana gelen olaylardir. baskasi olsa bunlarin birini dahi koymazdi ve adi soykirim dahi olmazdi.
türkiye'de yaşayan kesimiyle gayet iyi anlaşılabilen, ancak amerika ve fransa gibi ülkelerde bulunan kesim ile o kadar da iyi anlaşılamayan bir millet. adamlar her seferinde soykırım yaptınız diye başımızın etini yiyorlar. eğer birgün t.c hükümeti tamam ulan yaptık, soykırdık, öldürdük alın soykırım sizin olsun derse tutumlarını gerçekten merak ediyorum.
kadim anadolu halklarındandır. osmanlı imparatorluğunun son döneminde baskılar ve korku nedeniyle müslümanlaşmışlardır ve anadolu halklarıyla karışmışlardır. en çok zazalar ve kürtlerle karışmışlardır. özellikle dersim bölgesinde ermeni olaylarının ardından pek çok ermeni öksüz ve yetimin zazalar tarafından evlat edindiği bilinmektedir.
kendilerine "hayk" ulkelerine "hayastan" derler. hayko isminin bu yuzden revactadir aralarinda.
anadolu cografyasi'nda turk irki'ndan daha eskidirler. Fakat daha eski olmak bir anlam ifade etmez. Maharet sahip cikabilmekte, o topraga bir kultur, bir medeniyet katabilmektedir.
Turk irki bu cografyayi bizanslilar'dan onlara bagli ermeniler ve gurculerle savasarak, oluk gibi kan akitarak elde etmistir. ermeniler bunun acisini hic unutmamis, turk'e ve turkluge hep bir hincla dolu bir millettir.
osmanli zamaninda bunlar dokunulmaz, imtiyazli bir akkaliyetti. devletin en ust mevkilerinde kendilerine makam ve rutbeler verilirdi. askere alinmaz, bunun yerine cok cuzi bir vergi verirler, ticaretle ugrasirlar, kuyumculuk ve ticaretle ugrasip, halki kandirir kuplerini doldururlardi.
ayrica hak iddaa ettikleri erzurum, van, kars, trabzon, bitlis v.b gibi bir takim dogu illerinin onlarin iddaa ettikleri gibi ermeniler'in anavatani olup olmadigi da muallakta kalmis bir meseledir.
Mesela 12. yuzyilda yasamis olan ermeni tarihcisi urfali mateos ermeniler'in anavatani olarak tuna nehri civarini, balkanlari ve trakya'yi isaret etmistir. Bu kitap 1800'li yillarda fransizca'ya cevrilmistir. kitabin ismi de "anadolu'da yasayan farkli toplumlar" dir.
ismail canbulat anlatır :
... piskopos tekkebaşyan'ın "yortumuzu rus bayrağı altında geçirm ek için dua edelim" diyen beyannamesi de yakalanan evrak arasında idi. bu papaz meşhur izmirliyan'ın akrabasındandı.seksenine yakındı.kendisini vilayet makamına davet ettim.sükunetle bu yaptıklarının doğru olup olmadığını sordum.daldındı, ne düşündüğünü sordum, şu cevabı verdi : "sizden hoşlandım.bana maziyi hatırlattınız,evet hakkınız var bu devletin ekmeğini yedik,fenalığını da görmedik.adetlerimiz, yaşayışımız herşeyimiz bir din farkı ile birbirine benzer.fakat gelmesini hasretle beklediğimiz ruslar hiç öyle değil. onlar bize sizden çok pek çok uzak. bunu hissetmiyor değilim. gel gelelim, bunu kime anlatırsınız? artık iş işten geçti. cahil halkın kafası zamanlardır fesadla dolduruldu. şimdi ne seni dinlerler ne de beni... bu işi kilise idare etti.ruslar da beslediler.ingilizler bir taraftan, ruslar bir taraftan, bu kendi halindeki halkı azdırdı. ben seksen yaşındayım, iki günlük ömrüm kaldı, bunları benden başkasından da dinleyemezsin. bu işi zora bağlayarak halletmek yerine bir başka çare bulmaya çalışın...
kaynak : cemal kutay, istiklal ve hürriyet mücadeleleri tarihi...
bilgisi gazete okumaktan ibaret olan yazarlara ithaf olunur...
çirkef millet olarak nitelendirilen, ama madem çirkeftiler nasıl osmanlı'nın yüzyıllar boyunca sadık teba sı oldular diye sorulması gereken, 19.yy da şerefsiz emperyalist devletlerin gazı ile isyan eden ama hatalarının bedelini acı birşekilde ödeyen,bir sürgün gören, bu sürgün sırasında kurmuş oldukları çeteler vasıtası ile osmanlı ordusu ile çarpışan ve bu çetelerin günahını masum evlatlarını osmanlı topraklarına döke döke suriye,lübnan taraflarına göçederek çeken,her millette olduğu gibi içlerinde iyi ve kötülerini barındıran,her millette olduğu gibi hainleri şerefsizleri olduğu kadar kalender, adam gibi adam kişileri de içinde barındıran,hayatında hiç bir ermeni arkadaşı olmayan cahil kişilerce saçma salak bir şekilde eleştirilen, sözlükte yazar olarak tanıdıklarım içinde öz ablamdan ayırmayacağım kadar sevdiklerimin * olduğu, bu kişileri 80 tane türk arkadaşıma değişmeyeceğim gerçeğini bana her zaman hatırlatan, kabataş lisesi'nde 3 yıl boyunca bir mensubunun sıra arkadaşım olduğunu unutmadığım,aynı arkadaşımla beraber ağlayıp beraber güldüğümüz,aynı ekmeği paylaştığımı, hatta adamı zorla türkiye gazetesi abonesi yaptığımı bile bana hatırlatan, bana tüm milletlerin insanlardan oluştuğu gerçeğinin her daim akıldan çıkarmama dersini vermiş olan insanlar gurubu. evet,insanlar...çamur insan topluluğu değil... eğer öyle düşünüyorsanız ülkemizde yaşayan 50-60 binini de sürelim bu topraklardan gitsinler. peki,sonra dolmabahçe sarayı na hangi yüzle gireceğiz? ortaköy camiinde nasıl namaz kılacağız? nasıl istavrit dolması, topik, midye plaki yiyeceğiz? yazık lan bize...
osmanlı döneminde mimari, sanat ve zanaat alanlarında lokomotif olmuş bir millettir. anadolu kültürüne etkisi tartışılmaz. yüzlerce yıldır birlikte yaşadıkları türklere hem kültürel hem fiziksel olarak benzemektedirler. varolduğu topraklarda bağımsız yaşamasına izin verilmediği için anadoludan sürüler buna rağmen ısrarla içimizde yaşamaya devam eden millettir. anadolu onların da toprağıdır tıpkı lazın tıpkı rumun tıpkı süryaninin tıpkı türkün olduğu gibi.
bu toprakta kalabilmek için varlık vergisi vermiş dükkanları yağmalanmasına karşı gitmemiş ve hala türkiyeye dair umut besleyen ufak bir azınlık aramızda yaşıyor.. diaspora ise türkiye ermenilerinin aksine anadoluya ve türklere kin besleyen ve intikam ateşiyle yanıp tutuşanlardan oluşuyor.
yüzyıllardır islam haritasının ortasında ısrarla dinlerini terketmeyen* insanların her birisi. şu aralar türklere düşman olmakla meşgüller. ülkelerinde yaşayanları ve yaşamayanları olarak ikiye ayrılırlar. ilk grup acınası bir durumdadır.