öyle bir katliam ki; anadolu işgal altında iken bile bütün çabalara belge aramalara rağmen kanıtlanamamış, belgelerle tartışılmaya çalışılmayan ve sokak ağzıyla savunulmaya çalışılan...
özellikle prof. cemal anadol, korgeneral hasan kundakçı gibi şahısların yayınlarında anadoludaki ermenilerin nüfus üstünlüğünün ele geçmesi amacıyla doğuya kaydırıldığı cümle alem tarafından bilinmektedir. ki zaten ermenilerin nüfusunun azalmaması gibi bir konu mümkün değildir zira bu bir dünya savaşıdır. çoğu ermeninin de rus ordusuyla kaçıp oralarda heba olduğu bilinmektedir.
hepsini yok sayalım ermeni soykırımı doğu'da oldu diye bas bas bağıran bir diaspora varken bütün anadoludaki ermenileri işin içine katmak sözde soykırım ile zaten çelişmektedir. açın kaynakları bakın nüfusun ne olduğu nerelere gittiği açık ve nettir. boş atıp dolu tutmaya çalışmakla da bir yerlere gelinmez, ayrıca bu iki halkın arasındaki dostluğa da bi fayda kazandırmaz. gerenk yok.
türkiye'nin tezini savunmak için 1980'lerden bu yana geç kaldığı, son 5 yıldır kendisine karşı kullanılan sözde ermeni soykırım argumanının sonuçlarını devlet politikasına alarak yeni yeni kabullendiği, türk grafikerlerinin yapacağı çalışmalarla avrupa'da ve abd'de kamuoyu bilinçlendirme faaliyetlerine artık başlanması gereken sözde soykırım.
üniversiteler'de seçmeli hatta zorunlu ders olarak okutulması gereken, devletin tarihine sahip çıkıp belgelerini; görmezden gelinse bile çeşitli kampanyalarla ab'nin ve abd'nin gözüne sokması gereken, yavuz hırsızın ev sahibinden baskın çıktığı durum, sözde soykırım.
ermenistan' ın ısrarla resmi belgelerini ortaya çıkarmadığı ve yüzleşme taleplerine sırt çevirdiği olaydır. buradan da anlaşılıyor ki olay yansıtıldığı gibi soykirim değil, ancak soykırım iddiasıdır.
annem öyle dedi, babamın babasının hala kızınıda şöyle yapmışlar, kardeşimin yeğeninin gördüklerine göre falan şeklinde şehir efsanelerine; bir takım kahpelerin bu milletin ekmeğini yiyerek, bu milletin dilinde höykürdüğü şerefsizce, haysiyetsizce olan ithamdır.
bu hötöröflerin, bu embesillerin, bu yalancıların, bu iftiracıların elinde hiç bir tarihi belge yoktur. anca anaları, babaları veya birilerinden birileri bunlara anılarını anlatmıştır. "at yalanı öpeyim inananı" şeklinde malak malak etrafta dolaşırlar. kendi kuduzluklarını etrafa yaymaya çalışırlar.
gerisi yalandır, gerisi düzmecedir. gerisi; bir takım kansızların güneydoğuda çıkartmak istediği isyan için türklerin "soykırımcı" damgası yeme çabasıdır. soykırımcı damgası yendiğinde; çıkacak bir isyanda "bm" den medet umacaklardır akılları sıra.
neymiş? türkler soykırımcıymış; isyana müdahele de soykırım yapabilirlermiş. veya söylenmek istendiği halde; türkler kürtlere soykırım yapıyormuş; kürtlerin ayaklanmasında bm müdahalesi gerekliymiş. bu uyarı mektubu taa 2004 te; bu ermeni soykırım mevzusu bir takım hadep üyelerince imzalı olarak insan hakları mahkemesine gönderilmiştir.
lan çakallar, lan şerefsizler, ulan soluduğu özgür havadan utanmaz hain köpekler; g.tünüzden uydurduğunuz rezil kepaze yalan tarihiniz yetmedi, türk'ün tarihine mi el attınız?
(bkz: sözde ermeni soykırımı)
ilk önce bizim doğru kullanmayıp ermenilerin eline koz verdiğimiz yıllardır süren gelin kütüphanelerimiz açık inceleyelim dememize rağmen sağda solda mecliste var biz kabul ediyoruz denilen (bkz: fransız parlamentosu ve sözde ermeni soykırımı) tarihin en büyük yalanı.
"Gün ağırırken, yükte hafif eşya ve mallarımızı, bütün hayvanatımızı önümüze alarak, önce giden ailemize iltihak etmeye kararlıydık. Ertesi sabah, bu işlerle meşgul iken, Ermeni çeteler ansızın çiftliğimize baskın yaptılar, hazırladığımız bütün malları, ne var ne yoksa yataklarımıza varıncaya kadar gasp edip arabalara yüklediler; hayvanatımızı da önlerine katıp, bizim üçümüzün de elini kolunu sıkı sıkıya bağlayıp Şahin Ağa Kilise köyüne sevk ettiler. Bir hayl-u huyla bizi karşıladılar, çete başı Sivaslı Kireççi Agop'un(müstear namı Çakıcı) huzuruna çıkardılar. Gayet terbiyesiz bir tavırla bizden para istedi 'sakladığınız yeri göstermelisiniz, aksi takdirde başınıza çeşitli işkencelerle ölüm gelecektir' dedi. Mevcudumuz 217 altın lira ile 637 banknotumuzu, esasen elimizden almışlardı. Bir şeyimiz kalmadı ki verelim.' Verilecek paramız yok' der demez, öldüresiye dayak atıp, beni merdivenden aşağıya tekmelerle yuvarladılar, babacığımın sakalını, benim de bıyığımı kibritle yaktılar. Kahkahalarla halimiz seyredenler arasında, Adana'mızın zengin ileri gelen Ermeni tacirlerinden Kalusyan, Bızdıkyan, Kasparyan gibi şahsiyetler de gördüm. Babamı çırılçıplak ederek bir çukura götürdüler. Aşıkyan fabrikasında çalışan istepan adında Ermeni, belinden çıkardığı altmış santim uzunluğundaki bir jamayı babamın sağ böğrünün karaciğer nahiyesine sapladı, kelime-i şahadet getiren babama kızan katil, Peygamberimize küfrederek, ikinci darbeyi de aynı bıçakla boynunun sağ cihetine indirdi. Rahmetli babamın başı göğsüne sarktı, şehit olarak dünyaya gözlerini yummuştu."
ermenilerin diplomasiyle ve yalakalıkla bir yerlere götürmeye çalıştığı, türklerin tarihçilere bırakmak istediği, osmanlı'nın resmi olarak hakkı olan tehcir sırasında yaşananları baz alan meseledir.
özellikle ermenilerin halen bunu kendi taraflarına çekiyor olmalarına şaşırıyorum. savaş hukukuna bile sığmayan adilikler yap, osmanlı can derdiyken gelsin seni sürsün ve hatta kadınları, çocukları ve yaşlıları korusun, o kadar insanı yak, kes, tecavüz et, sonra çık konuş. biraz olsun insancıl bakın, milli hislerden arının. hem masum ermeniler, hem masum türkler çok fazla acı çekmişler. avrupa maşası olmaktan vazgeçin. bir de çıkıp azerilerden özür dileyin. hoş taşşaklarını yalasanız affedilemezsiniz ama yapacak bir şey yok.
hiçbir ermeniye veya x millete düşman olmadım, olacak kadar da düşmedim. bu bahsi geçen konularda nerede bir suçlu var, kafası söküle, götüne sokula.
bazı kaynak gösterilen sitelerin ermeni yanlısı olduğu, kaynağı gösterenlerinse vatan haini sayılabileceği, ilginç bir konudur. lisans tezimi bu konuda yaptığım için, her türlü ayar verebileceğime emin olduğum, bilimsel kanıtlarıya aklımda mevcut bir konudur. bu konu öyle her aklına gelenin bir şey yazabileceği bir konu değildir, kapasite önemlidir. hele de ermeni tezini destekleyenlerin, ne kadar araştırmacı olduğu, olay verirken neden-sonuç ilişkisine ve olayın doğruluğuna ne kadar sadık kaldığı dikkat çekicidir. kürt kardeşlerimizden bazıları da nedense tc'yi karalamak için ermeni tezi gibi u.a arenada aleyhte olan konulara destek vermektedir. unutulmamalıdır ki; ermenilerin asıp kestiği(bu sizin anlayacağınız dil) toprak talep ettiği yer doğu anadolu'dur. azıcık kendiniz olun, başkalarının fikirleriyle sığıntılık yapmayın. bir hrant dink bile ermeni olmasına rağmen olayın farkındadır.
varlığı ve yokluğu tartışılan nane. diyelim ki böyle bir şeyin gerçek olduğu ispatlandı (nasıl olacaksa artık)... Ne olacak? Türkiye Hükümeti sırf Türk olduğu için (Türk de neyse artık) Ermenistan'a tazminat ödemekle mi mahkum edilecek?... Hadi canım, böyle bir şeye onay verilebilir mi?...
Kimse kimseyi kandırmasın; tarih içerisinde elini kana bulamamış millet yoktur... olayları milli boyutlarda ele alırsak ırkçılığı, ırkın devamı gibi saçma sapan kavramları onaylamış, gerçeklemiş oluruz... Nasıl şu anda herhangi bir Alman'ı Nazi kabul etmiyorsak, herhangi bir isveç'liyi Vikinglerin yaptığı şu veya bu katliamdan dolayı yargılamıyorsak herhangi bir Türk'ün de "Ermeni katili" diye etiketlenmesine karşı durulması gerekir... Milliyetçiliğe karşı isek eğer...
Yargılamalar bilinç ve seçimler sözkonusu olmadığında geçersizdir... Yani bir Nazi, Nazi oluşundan dolayı yargılanmalıdır... ya da bir katil, katil oluşundan dolayı... ama kimsenin Türk ya da Ermeni oluşundan dolayı yargılanmasına ya da yüceltilmesini onaylayamam... budur... yani bizi bağlamayan bir şeydir, debelensin dursun iki tarafın da faşistleri...
sözde soykırımı savunan ülkelerin başında fransa gelir. fransa bu olayı ermenistandan da fazla savunur hatta. kendileri cezayirde kaç milyon insanı öldürdüler? soykırım olarak kabul edilmesi için daha ne gereklidir? bugün amerika ırak'ta kaç milyon insanı öldürmüştür? kaç milyon insana tecavüz edilmiştir? bu yapılanlar soykırım değildir de nedir? elmas için afrikada insanları öldürenler soykırım yapmamışlar mıdır? yunanlılar izmire çıktıkları gün 20 bin insanımızı öldürdüler ama bu tarihten siliniverdi ama sözde ermeni soykırımı ise bütün dünya ülkeleri tarafından yavaş yavaş kabul ettirilmektedir. bu tabiki bizim yöneticilerimizin de hatasıdır. ortada madem böyle bir iddia var o zaman niye ermenistan tarihi arşivlerini açıp bire bir türkiye ile ilişkiye giremiyor? içimizde malasef yabancı hayranları var* artık insanlara malasef yerleştirdikleri düşünce türk varsa işin içinde kesin olmuştur kardeşim şeklinde oldu. 600bin kişinin yaşadığı yerden nasıl olurda 1,5 milyon ölü çıkar buda ilginçtir. ayrıca bu devleti atatürk kurmuştur ve ardında okumamız öğrenmemiz için büyük bir eser bırakmıştır. nutukta atatürk ermenilerin ve yabancıların iddialarını direk olarak yalanlamaktadır ve kendi bildikleri üzerinden yorumlamaktadır. bizim en başta bakmamız gereken tarihi bilgiler nutuk olmalıdır yabancıların hatıra defterleri değil.
Birinci Dünya Savaşı'nda 150 bin Türk askeri, ingilizler'e esir düştü. Bu
esirlerden bir kısmı Mısır'ın iskenderiye şehri yakınındaki Seydibeşir Usare
Kampı'nda hapsedildi. Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16.
Tümen'in 48. Alayı'na bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu. 12 Haziran
1920'ye kadar 2 yıl boyunca işkence, eziyet, ağır hakaret ve aşağılanmaya
maruz kaldılar.
ZORLA ZEHiRLi HAVUZA
Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına
sokuldu. Ancak suya normalin çok üzerinde krizol maddesi katılmıştı.
Mehmetçik daha ayağını suya soktuğunda aşırı krizol maddesi nedeniyle
haşlanıyordu. Ancak ingiliz askerleri, dipçik darbeleri ile askerlerimizin
havuzdan çıkmalarına izin vermiyordu.
Birinci Dünya Savaşı'nda 150 bin Türk askeri, ingilizler'e esir düştü. Bu
esirlerden bir kısmı Mısır'ın iskenderiye şehri yakınındaki Seydibeşir Usare
Kampı'nda hapsedildi. Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16.
Tümen'in 48. Alayı'na bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu. 12 Haziran
1920'ye kadar 2 yıl boyunca işkence, eziyet, ağır hakaret ve aşağılanmaya
maruz kaldılar.
ZORLA ZEHiRLi HAVUZA
Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına
sokuldu. Ancak suya normalin çok üzerinde krizol maddesi katılmıştı.
Mehmetçik daha ayağını suya soktuğunda aşırı krizol maddesi nedeniyle
haşlanıyordu. Ancak ingiliz askerleri, dipçik darbeleri ile askerlerimizin
havuzdan çıkmalarına izin vermiyordu.
sevgili arkadaşlar. sözde soykırımın sözde yıldönümü olan 24 nisan yaklaşmaktadır. 24nisan 1915 te 2345 bölücü ermeni tebaanın tutuklanması olayını soykırım günü ilan eden büyük yalancılar ermenilere karşı: 75 milyon Türkiye Türkü ve Türki cumhuriyetlerdeki azeri, kazak, türkmen, kırgız Türkleri olan kardeşlerimizle bu sahtekar ermeni milletine karşı koymalıyız. Bugün 97 ermeni tezine karşın 1 tane Türk tezi ile karşı karşıyayız ve Kalleş batılılara iyice aman vermekteyiz. Örneğin youtube da ermeni tezini destekleyen videolar daha çok tıklandığı için en öndeler ve bunu toplam 6-8 milyon civarındaki ermeni gerçekleştiriyor. Nerede bizim insanlarımız?
yukarıda belirttiğim gibi 75 milyon Türkiye Türkü dedim ki bunun yaklaşık 5 milyonu avrupada yaşamaktadır. Öte yandan Kürt kardeşlerimde çok iyi bilirler ki bu ülkede azınlıklar Lozan ile gayrimüslimler olmuştur. Kürt Türk ayrımı yapanlar vatan hainidirler. Kürtler azınlık değildir ve bu vatanın kurucu unsurlarıdır.
işte bu kalleş batılılar emperyalist köpekler Osmanlıyı önce avrupadan kovdular. bunu sırp bulgar yunan azınlıklarla gerçekleştirdiler ki bu unsurlar zaten hristiyan idi. Sıra osmanlıyı anadoludan kovmaya gelmişti. bunun içinde elde kalan tek hristiyan azınlık ermeniler kullanıldı.
ancak Yüce Türk milleti Türkü kürtü lazı çerkezi omuz omuza, Batıyı ve onun uşağı olan rumları ve ermenileri Vatandan kovdu. Ardından gelen Lozan, aslında Batının yenilgiyi kabul etmesiydi ancak aradan geçen 85 senede batı hiçbir zaman bu yenilgiyi sindiremedi. Karşımıza çeşitli sorunlar çıkartarak bizi içten yıkmaya çalıştı. Sözde ermeni sorunları, PKK vs...
diyeceğim şudur ki ey kürt kardeşlerim: batı ermenileri kullandı ve unutmayın ki vanda bitliste ermenilerce katledilenlerin çoğu müslüman kardeşimiz kürt idi. Bugün bunca ölen atalarımıza rağmen hala kendilerine soykırım varmış gibi gösteren ermeniler ve Bu cennet vatanı bölmeye dünden razı batılı pislikler siz Kürt kardeşlerimizi aman kandırmasınlar. Aman zalime oyuncak olmayın, atalarınıza ihanet etmeyin, kardeşliğimize uzanan elleri kırın!!! BiJi TÜRKiYE CUMHURiYETi.
elbetteki türküz ve türkiye tarafından bakıyoruz olaya ve bu da sonuna kadar dogal ama boyle bir iddiayı tartışırken dışarıya karşı her ne kadar bunu savunacak da olsak kendi içimizde objektif olabilmeliyiz diye düşünüyorum. sıklıkla karşılaşılan sözde ermeni soykırımı terimi var, bir kere sözde ermeni soykırımı terimi türkiye'nin icat ettigi bir terimdir yani tarihte bu olay boyle geçmemektedir. dolayısıyla sözde ermeni soykırımı demek konuya bastan milliyetçi ve taraflı bakmak demektir.
konu son derece hassas derin ve ayrıntılı oldugu için anlatmak uzun surebilir fakat dikkat edilmesi gereken bazı noktaları hatırlatmak gerekir.
birincisi ve en onemlisi soykırım olması demek grubun tum uyelerini kesmek demek degildir.
1948 tarihli bm soykırımı sözleşmesi'nin ikinci maddesi soykırımını "ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubu toptan ya da onun bir bölümünü yok etmek niyetiyle;
* grup üyelerinin öldürülmesi,
* fizik ya da akıl bütünlüğünün ağır biçimde zedelenmesi,
* fiziksel varlığının tümü ya da bir bölümü ile yok edilmesi sonucunu doğuracak yaşam koşulları içinde tutulması,
* doğumların engellenmesi veya
* çocuklarının başka bir gruba zorla geçirilmesi, eylemlerinden her hangi birine başvurulması, olarak tanımlar.
yani 1915 trajedisini sayıların azlığı veya öldürme degil bir yerden bir yere sürme olması durumu ile soykırım kategorisi dışına taşımamız imkansızdır.
ermeni gruplarına tehcir sırasında yapılan saldırılar ve bu şekilde gerçekleşen ölümler ile teşlkilatı mahsusanın gizli emirleriyle öldürülen ermenileri saymazsak dahi sadece yukarıda belirtilen 3. madde bile savaş şartlarında erzak ve ulaşım imkanları sıfıra yakınken karstaki bir insan grubunu şama sürme durumunda oldugu gibi öldürülmese dahi fiziksel varlıgını surduremeyecegi koşullar yaratmak olacagından soykırım suçu kategorisine girer.
dolayısıyla kesmedik biz şoyle yapmadık bilmemne etmedik demek kahve agzıyla konuşmaktan baska bir şey degildir zira sözleşme metni son derece açıktır. yaptık mı? yaptık. onlar da bize saldırdı biz de onlara demek konuyu kapatmaktır, bir kere bizim saldırılarımız devletin güç kullanma tekeli ile olmuştur ve zaten saldırılardan çok tehcir durumu soykırım suçlamasının temelini oluşturmuştur. arkadan vurdular da bilmemne biz ondan oyle yaptık diyemezsiniz, onların cezası hukukta ayrıdır. bu cezayı verecek imkanınız olmaması da soykırım yapılmasını,bu şekilde bir tehcir yapılmasını haklı kılmaz.
bu hareket çok onceden planlanmış ve bir ulus devlet kurma homojen bir anadolu yaratma fikrini gerçekleştirme yolunda atılmış bir adım olarak da yorumlanabilir.
diger yönden bakarsak, sözleşme 1948 tarihli oldugundan geriye yürümezlik kuralı geregi 1915'te yapılmış olan bu tehcir, soykırım olarak anılmayabilir. ancak soykırım kelimesi ile ilgisi yoktur diyemeyiz sadece o zaman o kelime yoktu o yuzden oyle denilmiyor denebilir. tabi soykırım konusunda istisnalar oldugu ve bu suçların geriye yürüyecegi fikrini ortaya atanlar da çoktur. oraları ayrı uluslararası hukuk tartışmalarıdır.
inanın buraya yazan arkadaslardan daha buyuk hevesle 4 yıl once bu konuyu araştırmaya başladım fakat 4 yıllık araştırmalarım sonucu yerli kaynaklara baglı kalmadan hem yerli hem yabancı kaynaklar ile bu konuda derin araştırmaları olmuş degerli hocalarımın yardımları ile ulaştıgım nokta iç açıcı olmadı. biliyorum ki bu entry sözlüğün eksi oy rekorunu kıracak, herkes karşımda yer alacak ve potansiyel vatan haini olacagım ama açık ve net gerçeklerden, milliyetçi söylemlerle veya resmi ideolojinin ögrettikleri ile kurtulabilmemiz olası degil.
1948 tarihli bm soykırımı sözleşmesi soykırımı: "ulusal, etnik, ırksal ya da dinsel bir grubu toptan ya da onun bir bölümünü yok etmek niyetiyle;
* grup üyelerinin öldürülmesi,
* fizik ya da akıl bütünlüğünün ağır biçimde zedelenmesi,
* fiziksel varlığının tümü ya da bir bölümü ile yok edilmesi sonucunu doğuracak yaşam koşulları içinde tutulması,
* doğumların engellenmesi veya
* çocuklarının başka bir gruba zorla geçirilmesi, eylemlerinden her hangi birine başvurulması, olarak tanımlar.
evet doğrudur ancak bizim tezimizi güçlendiren en önemli ayrıntı da budur zaten. bu maddeye istinaden, yukarıda ki eylemleri yapan bir devlet soykırım suçu işlemiştir ancak yukarıda ki maddenin yorumunda maddi hata mevcuttur. eğer karşı taraftaki grup anarşist eğilimde bulunursa yani siyasi bir örgütlenmeye giderek bölücülük yaparsa, olay meşru müdafa durumuna geçer. zaten bir kıyım olmamıştır ancak olsa bile elimiz güçlüdür. zaten hukukun geriye yürümezlik ilkesine istinaden, olay dedikleri gibi olsa bile 1948 tarihi ile sonraki yıllar kastedilmiştir.
bu konuda üzen, soykırımın olması yada olmaması veyahut turklere yada ermenilere olmasindan ziyade işin gerçeğinin tarih bilimi ışığında değerlendiril*memesidir denebilinecek konu.
