milli eğitim politkamızdan artık düşen sorudur. artık öğrenciler ermenistan ve/veya ermeni ile türkiye ve/veya türk sorununu 1915 den itibaren belgeleriyle değil, 1945 sonrası ortaya çıkan ufak bir pürüz olarak okuyacaktır.
bu ülkede muktedir olamayan iktidar, tarihi hala telim terbiyedeki vasıfsız işçilerin(!) onay vermesiyle değişeceğini sanacak kadar sığ görüşlüdür.
14 eylül 2006 tarihinde Talim Terbiye Kurulu Başkanı Prof. Dr. irfan Erdoğan ile başkent öğretmenevinde yapılan röpörtaj...
alıntı aynen şu şekilde:
"ERMENi MESELESiNiN KRONOLOJiSi DEĞiŞTi
Kronolojik sıralamada 1915 ten alınıp, 1945 sonrasına kondu. Sert ifadeler çıkarıldı
* Tarih kitaplarında en son hangi olaya kadar gelindi?
8 inci sınıflardaki zorunlu ders olan Türkiye Cumhuriyeti inkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersi ve 12 nci sınıflarda seçmeli okutulan Türk ve Dünya Tarihi dersi Körfez Savaşına kadar geliyor. Bu derslerde 60 ihtilâli de, 80 darbesi de anlatılıyor.
* Hamaset ne kadar var?
Toplumdaki değişim derslerin içeriğine de yansıyor. Toplum bazı şeyleri ne kadar rahat konuşmaya başlarsa programlardaki hamaset de o kadar az oluyor. Bunun için özel bir karar almaya da gerek yok, doğal akış içinde problemler de çözülür. Meselâ düşmanı denize döktük gibi ifadeleri artık tarih kitaplarında bulmak zor.
* Peki meselâ Ermeni meselesi nasıl anlatılıyor?
Bu yıl o konuda ciddi bir değişiklik yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti inkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin en son 1998 de hazırlanan müfredat programında Ermeni tehciri (Göç ettirme) Doğu Cephesinde geçen olaylar arasında anlatılıyordu. ilk kez bu yıl müfredata alınan yeni programda ise Ermeni sorunu kronolojik olarak birinci Dünya Savaşından çıkarılıp, ikinci Dünya Savaşı ve Sonrası ünitesine alındı. Konu burada, sonrasında Türkiyeyi ilgilendiren iç ve dış tehditler bağlamında değerlendirildi.
* Amaç?
Öğrencilerimizin, 1945 ten sonra Türkiyenin karşısına çıkarılan Ermeni sorununa karşı daha duyarlı olması...
* Böyle lokal bir anlatımın, 1915 i tarihin içinden çıkarmak gibi de bir tehlikesi yok mu?
Bu bir konsept. 2006 da, ben göreve gelmeden önce, bu kararın ilgili kurumlara danışılarak alındığını biliyorum.
* Türk Tarih Kurumu, Dışişleri, MGK?
Muhtemelen. Çünkü bu ciddi bir konsept değişikliği.
* Aslında Türk Dışişlerinin teziyle de bire bir örtüşüyor?
Program değil ama kendi bildiklerim çerçevesinde konuşmam gerekirse, bence doğrusu da bu. Ermeni sorunu 1950 den, 1960 tan önce yoktu. Sadece bizde değil, bu konu dünyanın da gündeminde değildi. Sorun ikinci Dünya Savaşından sonra önümüze getirildi. O nedenle tezimizin ne olduğundan ziyade, problemin ortaya çıkış tarihi baz alınarak yapılmış bir düzenleme. Çünkü bu da tarihin bir parçası.
* Haklısınız, ama Türkiyeye yönelik Çocuklarına tarihi değil, resmi tezlerini okutuyorlar diye bir eleştiri de gelebilir? Üstelik tam da Tarihçiler karar versin söylemini benimsemişken...
Ama gerçekten durum böyleyse, yani olayın sorun olduğu tarihle yaşandığı tarih arasında 50 yıl kadar bir zaman varsa, anlatımın da buna uygun olmasında hiçbir sakınca yok. Tam tersine konuyu bu şekilde işlemek çok daha doğru olabilir.
* Peki bir öğrenci 1915 te ne oldu derse?
Derste o da anlatılıyor. Onda bir sorun yok. 1915 yaşanmamış sayılmıyor. Ama Türkiye için Ermeni sorunu haline gelen kısım, sorun olduğu tarihten itibaren veriliyor. Ayrıca metinde ASALA nın Türk elçilerine yaptığı saldırılar da anlatılıyor.
* Bazı meclislerin soykırım kararı aldığı da anlatılıyor mu?
Ona da Ermeni lobisinin dünya ölçeğindeki etkileri kapsamında değiniliyor.
* ifadelerde değişiklik var mı?
Var, sert ifadeler kullanılmıyor. Aşağılayıcı intiba uyandıracak kelimelerden arınma söz konusu. Daha nesnel, daha global anlatımlar kullanılıyor. Üstelik sadece bu konuda değil, diğer konularda da aynı arındırma var. Benzeri çalışmalar Yunanistanda, Bulgaristanda da var.
* Basıldı mı bu kitap?
Tabii basıldı. ilk kez bu yıl okutulacak.
** ikinci Dünya Savaşında Hitler vahşetinin yaşanmasının ardından 1948 de Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi kabul edildi. Ermeni lobileri ise kendilerine 1915 te soykırım yapıldığı iddiasını ilk kez 1965te, yani Nurnberg Mahkemelerinin kurulmasından 17, 1915 tehcirinden 50 yıl sonra ortaya attılar."
okumuşun cahili nedir diyenlere ithaf olunan talim terbiye resmi budur.
Böyle devam ederse gerçekten milletçe bizi gaza getirip daha kötü şeylere sebep olacak olan şey.Gelmeyelim gaza varsın soyumuzu kırdınız siz bizim desinler.Savasta her yol mubahtır hiçmi türk öldürmemişler,hiç mi türk köylerini yakmamışlar.Konusturmasınlar kardesim...
Türkiye tarafından ermenistan'a "hodri meydan haydi gel ortak olarak tarihçilerimiz araştırsın" ayarını vererek, arkasında durmayıp geçen aylara rağmen alakasız herkes bu konuda konuşurken bir cevap dahi alamamış hükümetimizin bir kaç milletvekili'nin ortaklaşa hareketiyle yüreklere en azından bir "helal olsun"u hakkettiren davranışların segilenmesine vesile olan sorundur. Ermeniler dışında Türkiye düşmanı tüm ülkelerin savunduğu sorundur ayrıca.
hollanda'da turk kokenli milletvekili nebahat albayrak'ın soykırımı kabul ediyorum, ama bunun oluş şeklinin de araştırılması gerektiği görüşündeyim demesiyle hollanda'da sorun halinden cıkmıs kabul edilmistir. *
aslında türkiye açısından çok fazla önem teşkil etmemesi gereken, koskoca bir devletin 3-5 tane itin havlamasını ciddiye alması sonucunda doğmuş sorun. bitmek tükenmek bilmeyen ab sevdası yüzünden bugün uğraştığımız boktan konu.
odtü de bu konu ile ilgili bir ders-tam adı (bkz: Armenian Question)*- dönem itibariyle açılmıştır. bir ön koşulu olmadığı gibi, her öğrenci dersi alabilmektedir.
dersi doğal olarak tarih bölümü vermeketedir. ana başlık* olarak "Emergence and Evolution of Armenian Question" (ermeni sorunun oluşumu ve evrimi) seçilmiş
bütün ermenistanı ve özelliklede bu konu üzerinden ekmek yiyen soad ı dersi almak üzere odtüye bekliyorum, hem şenliklerede çıkartırız.
i dunya savasinda tehcir yasasi sonucu tum dunyaya yayilan ermenilerin, kendilerini bir arada tutmalari icin olusturduklari sorun. Boyle bir "sorun" olmasaydi kendilerini baglayacak bir sey olmayacak, kolayca asimile olacaklardi.
turkiye nin yillardir ugrastigi illet. tabi bu sorun turkiye nin dis politikadaki stratejisinide alt ust eden bir hale gelmesi aci gercek. iki ulke arasinda olan davaya baska ulkelerin parmak atmasida ayri bir olaydir.
yıllarca koynumuzda beklediğimiz neslin fırsat bulunca bize kanırtma girişidir.
yıllarca diplomatlarmızı öldüren neslin çocukları hale soykırım vardır diye ağlamaktadırlar.
ne demiş atalarımız
(bkz: it ürür kervan yürür)
ermeni sorununun gündeme geldiği ilk antlaşma ayastefanos antlaşmasıdır ancak bu antlaşma geçerli sayılmadığından berlin antlaşması ile topraklarda ermeni sorunu çiçek açmıştır..
ancak google'da arama yapildigi zaman bulunabilecek sorundur. turkiye adina bir sorun yoktur. bize sorun olusturmaya calisan bir ab vardir yalniz. bu olmayan yapay sorun yuzunden avrupa birligine girmek istiyorsaniz bu sorunu cozun dayatmasi yapilmaktadir.