komiserin odasına sokuldum, orada hep tanıdık yüzler vardı. ben girer girmez komiser "yine mi yaaa?" diye bağırdı, sonra hep beraber kahkaha attılar.
beni yine aynı işkence odasına götürdüler. orada yine bir müzik seti vardı. yine ajdar dinletecekler sandım ama çok daha kötü bir şeyle karşılaştım. bana neşet ertaş dinletiyorlardı!
bunca yıldır avrupai müziklerle yetişmiş gazi erivanlı bir ermeniyim. hâliyle bu arabesk ve sıkıcı şeyler beni bayıyordu.
"evveliiim seeeğn olduuuğn, ahiriiim seeeğnsiin."
artık dayanamıyordum, ajdar'a bile bir miktar dayanabiliyordum ama buna zerre dayanamıyordum. en sonunda bir çığlık attım.
bu sefer insafa gelip beni çözdüler ve geri gönderdiler.
bana yaşatılan bu travmayı harout pamboukjian bile yok edemezdi.