kendim seçmediğim ırkımdan dolayı müzik kariyerime vurulan darbedir.
efendim, allah vergisi bir sesim var çok şükür. arkadaşlarım çok beğenirler. ben de bu yeteneğimi değerlendirmek istedim ve o ses türkiye'ye başvurmaya karar verdim. hayalim yarışmada birinci olmak, hayastan'a ünlü bir sanatçı olarak dönmek, harout pamboukjian, nune yesayan ve arthur meschian gibi duayenlerle düet yaparak sükseli bir çıkışa imza atmaktı.
bu güzel hayallerle yarışmaya katıldım, sıra bana geldi, sahneye çıktım. sarı gelin türküsünü söylemeye başladım, orijinali yalnız, ermenice olanı yani. acun dövecekmiş gibi bakmaya başladı, ben kadim hay ulusunun 5000 yıllık tarihinden esintiler sunan türkümü söylemeye devam ettim. türkü bitti, evet, tahmin edebildiğiniz gibi kimse dönmedi. üstelik tek bir alkış sesi bile duyulmadı. sonuçta hangi jüri üyesi bir ermeni'ye döner ki? halbuki hadise'nin kırmızı mavi turuncu hayastan bayrağı'na benzeyen elbise giydiğini göz önünde bulundurarak en azından onun dönmesini umuyordum.
acun artık saldıracakmış gibi bakıyordu. hiçbir şey söylemedim, çıktım gittim. eve döndüğümde hüngür hüngür ağladım.
sırf ermeniyim diye müzik hayatımı bile mahvedebiliyorlar. ben size ne yaptım?
yeter artık dedim, hayastan'a geri döneceğim. belki orada o ses hayastan'a katılırım. zaten seneye o ses hayastan'ın jürisine nune yesayan da katılacakmış. belki o bu yeteneğin heba edilmesine izin vermez ve butona basar.
