kendim seçmediğim ırkımdan dolayı bana uygulanan işkencedir.
efendim, bir gün bir yanlış anlaşılmadan ötürü (biri trafik kazası mı ne yapmış, arabanın ruhsatı da başkasının üstüne kayıtlıymış da biraz isim benzerliği mi ne varmış) beni karakola götürdüler. orada derdimi anlattım, olayla hiçbir ilgimin olmadığı konusunda da memur beyleri ikna ettim. tam çıkacakken "birader seni o kadar yorduk, gel bi çayımızı iç, öyle gidersin." dediler. ben de "neden olmasın memur bey? tabii ki!" dedim. sonuçta ilk defa insan yerine konuyordum.
muhabbet ederken komiser memleketimi sordu, "doğma büyüme yozgat ama aslen gazi erivan." dedim. zaten gazi erivan'ı duyar duymaz odadaki bütün yüzler ekşidi. komiser polislere kaş göz işareti yaptığı gibi iki polis hemen koluma girip beni odadan çıkardılar.
beni zorla bir odaya götürdüler, açıkçası falaka falan bekliyordum ama odada sadece bir müzik seti vardı.
beni bir sandalyeye oturtup bağladılar. sonra komiser geldi, "başlayın." dedi. polislerden biri müzik setini açtı.
çalan ajdar'dan çikita muz'du. "hayıııır!" diye bağırdım. kahkahalarla gülmeye başladılar.
"şurup gibiyim şurup,
turp gibiyim turp turp!
ben ateş sen barut, hmmm,
öptüm seni şap şup!"
"yeteeer! bu kadarı fazla!" diye feryat ettim ama beni dinlemediler.
"şurup olalım şurup, grup olalım grup"
şarkı bitti, tam oh çekecekken bu sefer şahdamar başladı.
"şah şah şah, dam dam dam, ar ar ar, şahdamar! şahdamar!"
şarkılar şarkıları kovaladı, ajdar'ın bütün eserlerini ezberledim. nihayet beni çözdüler ve gitmeme izin verdiler. giderken "bir daha bizi boşuna meşgul etme!" dediler.
sırf ermeniyim diye reva mıydı bu? bu hay genci harout pamboukjian dinler, nune yesayan dinler, ajdar da neyin nesi?
eve gittim ve saatlerce harout pamboukjian dinleyerek kendime gelmeye çalıştım.