kendim seçmediğim ırkımdan dolayı gördüğüm ayrımcılıktır.
hanife hanım'ı televizyonda görür görmez vuruldum. "aman allah'ım! bu ne güzelliktir? hemen bu hanımı ikna edip gazi erivan'a götürmeliyim." dedim. içinde hanife'nin olmadığı hayastan'ın antarktika'dan farkı yok bana sorarsanız. bomboş, hiçbir şey yok. üstelik buz gibi soğuk. sanki hanife'nin varlığı hayastan'ı ısıtacak, sadece hanife'nin varlığı hayastan'a anlam katacak.
hanife'ye talip olup onun gönlünü kazanmayı kafaya koydum. aradım program yetkililerini, hanife hanım'a talip olmak istediğimi söyledim. "iki gün sonra istanbul'a gelin, sizi programa çıkartalım." dediler. o sırada bilgilerimi alırlarken doğma büyüme yozgatlı ama aslen gazi erivanlı olduğumu söylediğimde "gelmek istediğinizden emin misiniz? çünkü büyük ihtimalle başka adayları deneyelim diyecektir." dediler, ama buna imkan vermedim. hanife gibi aydın bir insan benim etnik kökenime bakmayacaktı çünkü. "eminim!" dedim, "hatta şimdiye kadar hiç bu kadar emin olmamıştım.". o gün geldiğinde yozgat'tan kalktım, büyük bir heyecanla istanbul'a geldim.
stüdyoyu buldum, kulise girdim. heyecanla programın başlamasını bekledim. zuhal topal hanımefendi her zamanki gibi programın akışını sağlarken kalbim küt küt atıyordu. en sonunda "şimdi de hanife'nin talibi geliyor!" diyince soğuk terler dökmeye başladım. heyecanla ve umutla salona girdim, paravana oturdum. zuhal hanım beni daha görür görmez yüzünü ekşitti, kesin sol kolumdaki serj sarkisyan dövmesine bozuldu. olsun, hanife öyle yapmayacaktı. "kendini tanıtır mısın?" diyince başladım anlatmaya, ben "yozgat'ta doğdum büyüdüm, hâlâ yozgat'ta ailemle yaşıyorum, ama aslen gazi erivanlıyım." der demez, "paravanı açmayalım, başka adaylarla devam edelim." demesi üzerine beynimden vurulmuşa döndüm.
"hanife hanım, keşke önce bir görseydiniz. belki beğenecektiniz. neden bu ön yargı?" diyince zuhal topal sinirlendi. "utanmaz adam, seni reddetti işte! hangi hakla buraya geliyorsun? beyefendiyi dışarı alalım." dedi. hemen güvenlik görevlileri koluma girdikleri gibi beni dışarı çıkardılar.
koca istanbul'da biçare kalakalmıştım. yozgat'a hangi yüzle geri dönecektim? neyse dedim, o utansın, ben üzerime düşeni yaptım. gazi erivanlıya koymaz bunlar, biz neler gördük, neler geçirdik. yozgat'a ailemin yanına geri döndüm, onlara sarıldım, ağladım.
tabi şimdi "ben her gün o programı izliyorum, öyle bir şey görmedim." diyecekler. haklılar. çünkü bu rezalet tabii ki yayınlanmadı. nasıl yayınlasınlar? ırkçı olduklarını beyan etmiş olacaklardı çünkü. yayınlamadılar bile.
canıma tak etti, evlenip mutlu bir yuva kurmama bile izin vermiyorlar. artık hayastan'a, gazi erivan'a temelli yerleşeceğim. belki orada güzel, alımlı, hamarat ve elbette ki namuslu bir ermeni kızıyla evlenirim.
bugün izdivaç programları yasaklanınca tekrar hatırladığım olay. içimde buruk bir sevinç var. beni hayattan soğutanlar bugün belalarını buldular. emeği geçenlere teşekkür ederim.