kendim seçmediğim ırkımdan dolayı yıllardır özenle baktığım bıyığımın faşist bir berber tarafından kesilmesi olayıdır.
başıma gelen olayları, yaşadığım ayrımcılıkları, bana gösterilen kötü muameleleri bu güzel ve yalnız sözlükte, siz değerli aydın ve uygar dostlarımla daha önce paylaşmıştım hatırlarsanız. yaza yaza klavyemde tuş kalmadığı için bir süredir bu konuda sessiz kalıyordum ama yaşadığım son olay canıma tak ettirdi.
efendim, bildiğiniz üzere ben doğma büyüme yozgatlı ama aslen gazi erivanlı bir ermeni genciyim. ergenliğimden beri bıyığımı kesmem, onu bir kraliyet nişanı gibi burnum ve ağzım arasındaki bölgede taşırım. daha doğrusu taşırdım! sakal tıraşımı da hep kendim olurum. olay günü sosyal demokrat hınçak partisi yozgat il kongresi vardı. önceki gece arkadaşımda kalmıştım ve eve gitmeye gerek duymadım, "bu sefer de bir berberde sakal tıraşı olayım." dedim. karşıma çıkan ilk kuaför dükkanına girdim ve sakal tıraşı olmak istediğimi söyledim.
tabi hava sıcak, hepimiz kısa kollu giyiniyoruz. bu durum da sol omzumdaki sayın cumhurbaşkanım ve başkomutanım serj azati sarkisyan dövmesini ayyuka çıkarıyordu. berberin gözünün hemen sol omzuma kaymasına şaşırmadım ve bir koltuğa oturup sıramın gelmesini bekledim.
sıra bana geldi ve bekleme koltuğundan berber koltuğuna transit geçiş yaptım. berber "nasıl yapıyoruz?" diyince "sakalı alıyoruz, bıyık kalsın." dedim. berber tıraş köpüğünü getirdi, yüzümü köpürtmeye başladı. bu sırada da klasik sohbet başladı.
berber: buralı mısın hemşehrim?
ben: evet abi doğma büyüme yozgatlıyım.
berber: hmm demek yozgatlısın. bak hemşehri çıktık. yozgat'ın neresinden?
ben: merkez abi. doğma büyüme merkez. fakat anam babam sonradan gelmişler buraya.
berber: hee. aslen nerelisin kardeş?
ben: aslen gazi erivanlıyım abi.
bu cümle tatlı sohbetin son cümlesi oldu. adam gazi erivanlı olduğumu duyar duymaz usturayla bıyığıma dalıverdi! "ne yapıyorsun manyak herif!?" diye feryat edince dalga geçer gibi "bıyığını kestim belli olmuyor mu ahahaha!" dedi.
aynaya bakınca gözlerim doldu. yıllardır makas değmeyen bıyıklarımın yerinde yeller esiyordu. bıyıksız sakalsız tüysüz birine dönmüştüm. o berber parayı hak etmediği için tek kuruş vermeden dükkandan çıktım gittim!
kongreye geçtiğimde yoldaşlar "çok yakışmış ahparig. hayırdır nereden esti bu yeni imaj?" dediler ama bıyık altından güldükleri belli oluyordu. ah ulan ah, benim altından güleceğim bir bıyığım bile yok artık.
tam "faşist bir berber bıyığımı kasti olarak kesti." diyecektim ve ateşli hay gençlerini o dükkanı yıkmaya teşvik edecektim ama "boşver, biz haylara yakışmaz. faşist faşistliğiyle kalsın." diye düşündüm ve vazgeçtim.
bunu kaçıncı kez söylüyorum bilmiyorum ama hayastan'a geri dönme fikrini artık günün 24 saati düşünüyorum. belki orada imajıma zarar vermeyen onurlu bir hay berberine tıraş olurum.