askerlikte moral-motivasyonun öneminin artık oyunlarda bile olduğunu bilmeyen, bilse de işine gelmeyen, hayattaki tüm gayesi çamur at izi kalsın olan insan düşüncesidir. asker savaşıyor. subay da savaşıyor. bu ülkeye zerre faydası olmayanlar ise boş boş konuşmaya devam ediyor.
askeri konularda cahil olan insanın söylemi. subaylar yapılan harekata göre erlerin yanında veya gerisinde bulunurlar böyle bir söz ancak kötü bir amaç için söylenir. iki gün önce bir binbaşı şehit oldu bunu hatırlatmak gerek bu zihniyette olanlara.
subay olarak kayıplarımız genelde hava kuvvetleri komutanlığı kaynaklı oluyor. onlar da uçaklarımız kırıma uğradığı zaman. onun dışında terörle mücadele sırasında başlarında tabii ki de subaylarımız var. başsız bir ordu ne zaman başarılı olmuştur ki? subaylarımız da erlerimiz de pkk lı bölücü teröristlerin peşindedir şeklinde cevaplanabilir.
bu sözlerden hareketle sadece 25 yıllık iç güvenlik harekatı süresince şehit olmuş subay sayısının 500 rakamına yaklaşmakta olduğunu , bunun devre başına yaklaşık 20 kişiye tekabül ettiğini ve herhangi bir subayın 20 arkadaşının, senelerce yatılı okullarda beraber yaşadığı kardeşinden farksız 20 can yoldaşını ebediyete uğurladığını, tüm buna rağmen subaylarımız nerede diyen vatan , millet ve ordu düşmanlarına hatırlatırım.
türk subayının ne olduğunu , nasıl bir tarihsel geçmişe ,milletin geleceği açısından ne kadar yüce bir vazifeye sahip olduğunu anlayamayan nuh gonultas ve onun cinsinden bütün kanı bozuklara söyleyeceğim tek şey atatürk'ün türk subayı hakkındaki sözleri olacaktır.belki bu sayede kendi ordusunu karalayarak kendi milletine ihanet etme şerefsizliğinin farkına varabilirler.
AFYONKARAHiSAR KOLORDU DAiRESiNDE SUBAYLARA HiTABEN KONUŞMA
(31TEMMUZ 1920)
Efendiler!
Eski silâh arkadaşlarımla böyle yakından ve samimi temasta bulunmaktan büyük vicdanî zevk hissediyorum. Sizinle oturup uzun hasbıhal etmek isterdim. Fakat çoksunuz: müsait yer de yoktur. Bu sebeple hissiyatımı birkaç cümle ile mülâhaza etmekle yetineceğim.
Arkadaşlar! ingilizler ve yardımcıları milletimizin bağımsızlığını imhaya karar vermişlerdir. Milletler bağımsızlıklarını hiç kimsenin lütuf ve atıfetine borçlu değildir. Hiç kimse kimseye, hiçbir millet diğer millete hürriyet ve bağımsızlık vermez. Milletlerde tabiaten ve yaratılıştan mevcut olan bu hak, milletlerce kuvvetle, mücadele ile mahfuz bulundurulur. Kuvveti olmayan, dolayısıyla mücadele edemeyen bir millet, mahkûm ve esir vaziyettedir.
Böyle bir milletin bağımsızlığı gasp olunur.
Dünyada hayat için, insanca yaşamak için bağımsızlık lazımdır. Bağımsızlık sahibi olmak için kuvvet sahibi olmak ve bunun için mevcudiyetini ispat etmek icap eder.
Kuvvet ordudur. Ordunun hayat ve saadet kaynağı, bağımsızlığı takdir eden milletin, kuvvetin lüzumuna olan vicdanî imanıdır.
ingilizler, milletimizi bağımsızlıktan mahrum etmek için, pek tabii olarak evvelâ onu ordudan mahrum etmek çarelerine giriştiler. Mütareke şartlarının tatbikatı ile silâhlarımızı, cephanelerimizi, bütün müdafaa vasıtalarımızı elimizden almaya çalıştılar. Sonra kumandanlarımıza ve subaylarımıza tecavüze ve taarruza başladılar. Askerlik izzetinefsini yok etmeye gayret ettiler. Ordumuzu tamamen lağvederek, milleti, bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye teşebbüs ettiler.
Bir taraftan da müdafaasız, ordusuz bıraktıklarını zannettikleri milletin de izzetinefsine, her türlü haklarına ve mukaddesatına taarruzla milleti alçaklığa, boyun eğmeye alıştırmak plânını takip ettiler ve ediyorlar.
Herhalde ordu, düşmanlarımızın birinci taarruz hedefi oldu. Orduyu imha etmek için mutlaka subayı mahvetmek, aşağılamak lâzımdır. Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta engeller ve müşkülat kalmaz.
Bu hakikat karşısında ve içinde bulunduğumuz vaziyete göre subaylar heyetimize düşen vazifenin mahiyeti, ehemmiyeti ve kıymeti kendiliğinden meydana çıkar.
Milletimiz hür ve bağımsız yaşamak huzuruna tam bir iman ile kani olmuş ve buna kati azim ile karar vermiştir. Zaman zaman şurada burada üzüntü verici karaktersizliklerin görülmüş olması hiçbir vakit milletimizin genel kanaatine, hakiki imanına sekte vurmamıştır ve vuramayacaktır.
Dolayısıyla kuvvetin, ordunun vücudu için lâzım olduğunu söylediğim kaynak -ki milletin vicdanî imanıdır- mevcuttur. Ordu ise, arkadaşlar, ancak subaylar heyeti sayesinde vücut bulunur. Malûm bir askeri hakikat, felsefi hakikattir; "ordunun ruhu subaylardadır. ". O halde subaylarımız, düşmanlarımız tarafından yıkılmak istenilen ordumuzu tamir edecek ve canlandıracak ve ordu ve milletimizin bağımsızlığını muhafaza edecektir.
Millet, bağımsızlığının muhafazasından ibaret olan hayati gayesinin teminini ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan bekler. işte subayların, subayların yüce olan vazifesi budur.
Allah göstermesin milletin bağımsızlığı ihlâl edilirse bunun vebali subaylara ait olacaktır. Subaylar, izah ettiğim yüce, mukaddes ve bütün açılardan üzerlerine düşen vazife itibariyle, bütün mevcudiyetleriyle ve bütün dikkat ve felsefeleriyle, giriştiğimiz bağımsızlık mücadelesinde birinci derecede faal ve fedakâr olmak mecburiyetindedirler.
Şahsi ve hususi itibariyle de subaylar, fedakârlar sınıflarının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler.
Çünkü düşmanlarımız herkesten önce onları öldürürler. Onları aşağılar ve hor görürler. Hayatında bir an olsa bile subaylık yapmış, subaylık izzetinefsini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan, hayatta iken, düşmanın tasarladığı ve reva gördüğü bu muamelelere katlanamaz. Onun yaşamak için bir çaresi vardır; şerefini korumak! Halbuki düşmanlarımızın da kastettiği, o şerefi ayaklar altına almaktır.
Dolayısıyla subay için "ya istiklâl, ya ölüm" vardır. Fakat arkadaşlar ÖLMEYECEĞiZ, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız.
bir ülkedeki insanların bir kısmı ordusundan nefret edecek, onu iğrenç saplantılarına alet edecek kadar gözünü din devleti oluşumu , laiklik kavramı nefreti bürümüşse ve bu devlet osmanlı'da olduğu gibi, kurtuluş savaşını vermiş bir türkiye gibi hep ordusunun şehitlerinin üzerinde yükselmişse ciddi bir değer kaybı, rant savaşları vardır o canım ülkede.
değil askerelik yapmak hayatında bir defa bile cossacksage of empirescivilization gibi oyunları oynamamış olan bir kişinin sarf edebileceği bir cümledir.
subaylar tüm dünyadaki düzenli orduların en seçkin sınıfıdır. birinci görevleri savaşmak değil emirlerindeki birliklerin sevk ve idaresini kusursuzca sağlamak ve savaşta onlara mümkün olan en iyi taktiği uygulatmaktır.
insanı çileden çıkaran yazıdır. öncelikle soruya cevap verelim; "ananın a...da"
evet şimdi gelelim açıklamalarımıza;
1. subaylar siyasetle uğraşıyor demişsin. bir subaya yıllarca gördüğü eğitim süresince öğretilenlerden biri de siyaseti iyi bil ama siyaset yapma. hangi görev süresi devam eden subayı siyaset yaparken gördün? kalkıp bana kuvvet komutanı veya gen.kur.bşk. orneğini verme çünkü ülkenin sac ayaklarından birinin başındakilere de fikir beyan hakkı tanımıyorsan eğer dangalaksın demektir.
2. askerler ve yedek subaylar savaştırılıyor demişsin. öncelikle bu bir savaş değil operasyon. savaş meşru ülkelerle yapılır. ayrıca bir takımda (as. anlamda) yaklaşık 35-40 tane er ve erbaş varken bir subay bir de astsubay vardır. ilkokulda öğretilen olasılık yöntemleriyle bir subayın şehit olma olasılığı ile erinki arasında olan farkı bulursun sanırım.
3.biz de askerlik yaptık olay sadece yanaşık düzen eğitimi diyorsun. askerliği götünle yaptığın belli. orada operasyon yapan birlikler tsk'nın en seçkin birliklerinden olan komandolar tarafından yürütülmektedir ve sen onların yaptığı eğitimi yapsan ilk gün ölürsün. ayrıca özel timleri geri çekmek diye bir şey yok tsk'ya bağlı olan bordo bereliler hala ihtiyac anında operasyona dahil olmakta.
4. evet paşa bitlenir. eğer operasyon adına gabar'da günlerce yatarsa bitlenir. bi de sen bilmezsin bu milletin ulu önder'i ve arkadaşları var. onlar da paşa. onlar da zamanında bitlenmiş vatan uğruna, ama o pislik sadece saçlarındaymış senin gibi kalplerinde değil.
5. türk silahlı kuvvetleri nato ordusu değildir. bu milletin ordusudur. türkiye cumhuriyetinin nato üyeliğinden dolayı müşterek harekatlarda bulunur. eğer gerekirse şikayetini de dile getirir. ne yapsın senin gibi teröristlerin arkasında duranlara sessiz mi kalsın?
6. sen harbiden bi vatan hainisin. sana o.... çocuğu demiyorum çünkü o mertebeyi haketmiyorsun.
edit: buna eksi oy veren yaratık sana da birşey demiyorum. gocundun galiba.
nuh gönültaş kapasitesinde bir dış mihrak kuklasının kaleminden çıkabilecek kadar kendini bilmez, dayanaksız, şahsiyetsiz bir yazıdır. yazdığı gazete'ye bakın, etrafında bulunan insanlara bakın, kimin maşası olduğunu anlarsınız...
birer birer şehit düşen neferlerimizi gördükçe bu insanlar bu ş.refsizler için mi, bu vatan hainleri için mi, bu fethullahçı adiler için mi ölüyorlar? diye düşünmekten kendimi alamıyorum.haklısınız yüce bushbakanınızın dediği gibi asıl teröristler vatanımızda ne kuzey ırağı asıl ş.refsizler asıl hainler burada işte bunlar siz ve sizler gibi olanlardır. bu vatanın ekmeğini yediği halde hala bu vatanı satanlardır...
operasyon emrini veren komutan erle birebir görüşmez, dikakte alacağı kişi subaydır. bir subayın tabiki operasyonda ölmesini bekleyemezsin. sonuç olarak bu subay operasyona çıkanların başındadır ona birşey olduğu takdirde erler panik içine gircek ve büyük bir hezimet alınacaktır.
bunun herkes tarafından bilinmesi gerekir. eskiden savaşlarda herhangi bir sebepten dolayı hastalanan veyahut ölen rütbelilerin sağlık durumu erlerden saklanmıştır. bunun nedenini bilmeyecek kadar cahil olunamaz. ayrıca aynı ortamda savaşan erle subayı aynı kefeye koyamazsınız. çatışma anıdır. herkes göreve gider, fakat rütbeliler savaşta ne yapması gerektiğini bilen kişilerdir nerde durması gerektiğini bilir ne zaman ne yapacağının bilincidedir. asker ondan daha amatördür ve bir işte bir amatör bir ustadan daha şansızdır.
bunlara rağmen halen aynı düşünceye kapılan varsa bu çatışmalarda ölenler sadece erler değildir ne albaylar yarbaylar kaybetmişizdir. 1000 askerin bulunduğu yerde bir albay vardır. ölen şehitlerimizin sayısı ile ölen albaylarımızın sayısını göz önüne alıp mukayese etmek gerekir.
şu zor dönemde ister sev ister sevme ŞANLI ORDUMUZLA bütünleşmemiz,onların sonuna kadar arkasında olmamız gereklidir.
dün ölen bir binbaşı bir yarbay düşünürsek onlarda savaşıyor . vede er sayısıyla subayların sayısını düşünürsek verilen kayıplarımızın coğunluğunun er olmasıda olasıdır zaten .
bugun sirnak'ta bir yarbay ve bir binbasinin sehit edilmesine sevinmis olabilecek kadar serefsiz olan "gaflet delalet ve hiyanet icinde olan"larin iddiasidir. pkk mesajinizi alip iki ust rutbeli subay oldurdu, g.tunuze kina yakin.
babası 5 sene ic guvenlikte gorev yapmıs biri olarak hassiktir lan oradan dedigim baslıktır. 5 senede babam evde 2 sene yatmıstır eve sadece dus ve tuvalet icin gelmis annem bizi bombalı saldırılar olurken gozyaslarıyla okula yollamıstır. 1982 devresinden yaklasık 20 kisi olmustur ve bunların bir cogu sehit olarak gozlerini kapamıstır. sivastayken bingole, elazıga karstayken tunceliye,sırnaga operasyonlara gtmis arabasına kursunlar yagdırılmıstır. annenin sıcak kucagından , ossura ossura bu tarz baslıklar acarak kendini tatmin eden masturbatorler dikkat etsinler cunku tukurugumuzde bogulacak boceklerden farkı olmadıgını bir gun kendileride gorebilir.