erkin koray denince "abi süper adam ya, rak müziğin babası." diyen mallardan sadece biridir.
önceki haftasonunu evimde sex partisi düzenleyerek değerlendirmiştim. tabii, öyle ha deyince parti düzenlenmiyor. gelen misafirlere rezil olmamak adına evin dekorasyonunu ayarladım, üçlü koltukları duvar köşelerine yerleştirdim, tekli koltukları; 65 m2 olan salonumun merkezi noktalarına dağıttım. parke zeminin üzerindeki halıları ayak altından kaldırdım, içki servislerini kolaylaştırmak adına barımı toparladım ve roy ayers'tan smooth jazz'ı da fon müziği olarak ayarladım. artık müthiş bir partiye hazırdı benim küçük salonum. -grup seks partilerinin altın kurallarından biridir yatak odasını kullanmamak, hele ki salon partisiyse kimse salondan dışarı çıkmamalıdır.-
fonda smooth jazz, salonda ben ve yeni yeni gelmeye başlamış misafirler, farklı farklı dilberler, farklı farklı odun herifler ve niceleri.
gelen adamlardan en fazla iki-üç tanesini tanırdım, diğerlerinin ne kim olduklarını bilirdim, ne de seks partisini nasıl haber aldıklarını. sorgulamazdım zaten, kendi hayatımın lorduydum ben. bi' keresinde kapıcı ismail efendi'yi de görmüştüm dal-taşak papyonla karı karı dolaşırken. hatice teyze bi' duysa sikecek belasını ama adam gamsız.
zaman geçiyordu, fondaki şarkılar da listedeki sırayı izliyorlardı. kulak kabarttığım anda venessa williams i'll never get over you getting over me diyordu. ben müziğin büyüsüne ruhumu kaptırmışken parti de başlamıştı. salon resmen inliyordu, kucağımdaki kızıl hatuna cennet'i yaşatıyordum. orgazmdan orgazma sürükleniyordu kaltak.
o gün berktuğ da gelmişti partiye, kapıda bi' "hoşgeldin!" demiştim sadece. formumda olsam da kendimi çok iyi hissetmiyordum çünkü. kızıl hatunu hoplatırken göz göze geldik berktuğ'la, pis pis sırıttıktan sonra esmer bi' dilberin çukulata kukusunu ağızlamaya başladı. iyice moralim bozulmuştu. bu tiki herif bile deli gibi sikişiyordu, bense ancak hatunu hoplatıyordum. playlist'deki sıradaki şarkıyla atağa kalkacaktım ve kimse beni durduramayacaktı, dilberleri tek tek elden geçirdikten sonra berktuğ'un götüne de el atabilirdim.
"bu ne lan, bu kim amına koyim!? kim oynadı lan playlistle!?" erkin koray - sevince çalıyordu ve ben bütün konsantrasyonumu kaybetmiştim. berktuğ piçi cevapladı "erkin koray-sevince çalıyo abi!" sinirlenmiştim. "lan onca erotik şarkı arasında bunun ne işi var puşt!?" çok saldırganlaşmıştım, ben bile kendimden korkuyordum. latin, kızıl, asian, indian vs. bütün hatunların korkudan vajinaları zonkluyordu. kısa süreli sessizliği berktuğ bozdu: "abi süper adam ya, rak müziğin babası."
"siktir git lan evimden amına kodumun evladı! hakkı bulut, mustafa keser, selami şahin gibi elektro gitarı türkiye'ye getirmiş idollerimiz varken, erkin koray da kim oluyor lan! siktir git, bi' daha da gelme!" sonra müzikçalara doğru koştum ve o büyülü kelimeler dudaklarımdan döküldü: "bu şarkı sana gelsin, bi daha da adımı anma orrospu çocğu!"
maalesef bizimle aynı oksijeni tüketen maldır. erkin koray aman aman bir yeteneği olmayan basit bir sanatçıdır. yani bunun üstüne niye ergenlik yapıp rock müziğin babası diyorsunuz? beatles, pink floyd, queen falan varken erkin koray mı? peeeh.
