yumşacık yün örgüyle çevrili bir yastıkta yatmayı becebilen ve şevkatini erkeğinin nabzına göre ayarlayabilen, şerbetinden kupa kupa içtiğim, bana o melankolik tadı hissettiren nadide dişi:
sahi, sen amazon ormanlarında kaybolmayı düşledin mi hiç? o sık, yüksek ağaçlar ve sarmaşıklar arasından, türlü türlü, olgun amazon meyvelerini tadabildin mi hiç? o meyvelerin aromasını kokladığında, belleğinde biriktirdiğin enfes aromanın güveniyle şımardın mı? türlü türlü meyvelerden ısırıklar alıp gelenin geçenin kafasına o yüksek ağaç balkonundan atarak, önyargısız gülümsemelerle makaraları koyuverdin mi bütün tabiata, hıı?
hadi ne duruyorsun yap o zaman!