kadın bakışıyla gayet anlaşılırdır. erkekler zeki, doğal, esprili, gayet direkt ve güçlü. tip de yerindeyse yeme de yanında yat. neden ağlak, kompleksli, kaprisli, güçsüz, dırdırcı birini tercih eder insan, bilemedim gitti.
iyi taşşak çarpıştırmalar gençler, olur öyle, kasmayınıhahahah... Alır vazelinimizi paket yapar kurtelesine iyi dileklerimizi imzalar göndeririz. Bize laf düşmez.
antik yunan, antik roma gibi büyük medeniyetlerde olduğu gibi, daha ileriki asırlarda, daha doğuda, örneğin samurai'lar arasında da geçerli olan durum.
bir samurai evlenebilir, çocuk sahibi olabilirdi. karısı, evin vekilharçlığını yapar; yiyecek içecek meselelerinden tutun da, eşi olan samurai'ın emri altında çalışan askerlerin yaşamsal ihtiyaçlarına (barınma, maaş, atların ve/veya silahların bakımı) kadar üstlenirdi.
ve fakat, bir erkek, ancak kendi dengi saydığı bir başka erkeğe karşı derin duygular besleyebilirdi. daha doğrusu, kadınlar yaratılış olarak zayıf -ve bazen de ikinci sınıf insan- sayıldığından, aşk gibi yüceltilmiş bir duygu hemcinse hissedilirdi.
bununla birlikte bu hislerin illâ ki fiziksel bir karşılığının olması da beklenmezdi.
japon toplumunda eşcinsel ilişkiler hiçbir zaman ayıp, günah ya da suç sayılmasa da, 1872 yılında yaşça küçük olan çocuklarla kurulan ilişkiler yasaklanmıştı.