Yaklaşık 10 sene olacak annem vefat edince ağladım ama bu mutluluk göz yaşlarıydı insan annesinin ölümüne sevinebilir mi o kadar acılı sancılı bir 5 yıl geçti ki öldüğüne sevindim işte.
Ondan sonrada ağlamışlığım vardır merhametin yoğun bastığı ani duygu selleri diyelim.
zor ağalarım, çok zor ağlarım. nereden baksan 1 senedir aglamiyorum. hayatımı o kadar sarsacak bir olay yaşamadım çünkü. ancak size ağlayan babamı anlatayım
amcam yazın ne yaptigini bilmez bir adam. evet gerçekten bilmiyor. ağzında küfürler durmaz geceleri uyumaz gezer durur. kış olunca da bu yaptıklarını hatırlamaz. tip ya bu hastalığın adı yok maalesef.
bir yaz günü Bursa'dan çıkıp köyümüze gitmiştik. babamın gencligini yaşadığı ev. eski tip evlerden. hani şu filmlerdeki tahtadan yapılmış evler. 2 odası vardı. bir odasında biz ailecek uyurduk. diğer bir odayi da amcama bırakmıştık. bizim odamizin kapısini arkadan destekleyerek kapatmıştık. akşam amcam kendini bilmeden bize zarar vermesin diye. yine bir gece tangir tangir merdivenlerden birisi çıktı. elinde boş siseler. -abii ben banyo yapacağım abiii diye bağırıyor. babam kapıyı açtı. sakın sakin kardeşinin yanına gitti. (babam her zaman sakın bir adamdır ve herşeyi konuşarak halletmeye çalışır. m)
abi ben banyo yapacağım demesi üzerine babam bende yardım edeyim o zaman dedi ve sonra aralarında bir tartışma çıktı. ne olduysa o zaman oldu. tahta evin tahtaları oynamaya başladı paldır kuldur.
babam eline bıçağı almış kardeşine sağlayacaktı ki diğer eliyle son anda bıçağı çekip elinde kırmıştı. amcam korkudan kaçmıştı. onunda suçu yok hatırlamıyor sonuçta. babam odaya geldiğine hüngür hüngür ağlamisti o gece. minik bir bebek gibi titriyordu. bende ağlıyordum. hayatımda o kadar hiçbir zaman ağlamadim. ablama sarılıp babam ölecek abla babam ölecek diye aglamistim yaşım daha 9 di. o da beni teselli etmeye çalışıyor ama nafile. o da ağlamaya başlamıştı. babam ise bugün yaptığından hala pişman. ve ne zaman aklıma gelse yine o minik çocuğa bürünüp ağlamaya başlar.
bir kere kuzenimin ağlamasına şahit oldum. eniştem vefat etmişti. morgun önünde öyle bir ağladı ki. gitti babam. diyerek ağladı. sarıldık beraber ağladık. o laftan sonra hiç tutamadım zaten kendimi bende ağladım.
onun yanında sönük kalacak ama bir kere de annem pis olduğu bahanesiyle doberman köpeğimi kovduğunda ağlamıştım. 4 ay gece gündüz beraberdik köpekle. bir sabah kalktım ki köpek yok. vermişler bir benzinliğe.
genellikle ota boka ağlamak değildir, önemli bir şeye ağlamak olan ağlamadır. yalnız iken ağlanır. içki içerken ağlamayı da saymıyorum ben. içkili hale başvurulan bir ağlamak, gerçek bir ağlama değildir.
çok küçüktüm ama hatırlayabiliyorum. dedem öldüğünde babamı ağlarken görmüştüm. annemin ağlaması hep dünyanın en kötü şeyi gibi gelirdi. o gün babamı gördüğümde dünyanın son günü gibiydi.
Değer verdiğiniz bir erkekse, kahreden bir ağlamadır. Kimi zaman maddi sıkıntılar yaşayan bir babanın ağlamasıdır bu. Can yakıcıdır. Samimice gözden çıkan iki damla yaştır. Kim der erkekler ağlamaz diye. insanın içinden gelen birşeydir bu. Kadın olarak dayanamam erkeklerin ağlamasına. Kendimi tutamayıp benimde ağladığım olmuştur.
Sevdiğim biri sempati duyduğum biri değilse beni zerre etkilemeyen olay. Az ötede ağla moduna girebilir hatta Hiç Sevmiyorsam mutlu bile olurum öyle görünce ama sevdiğim biri olursa o an tüm anaçlığımla kanatlarım altına alırım kendisini. Bende verecek sevgi bol.
aglamayi onun icin tum ispartaya ve arkadaslarima rezil olduktan sonra biraktim. aglamak gibi aciz ve elden bisey gelemeyecek kadar zor duruma artik dusmeyecegim. allah hicbir erkegi aglamak zorunda kalmak kadar aciz birakmasin.
kadının ağlamasından daha fazla hüzün verir. çünkü erkekler kolay kolay ağlamaz. çaresizlik vardır. ve bu benim içimi acıtır.karşımda küçük bir çocuk varmış gibi olur. teselli etmek zorunda kalırım.
ben zaten "erkekler ağlamaz" lafını hiç anlamam.
herkes gibi çok normal ağlayabilirler. bunun altında aşırı duygusallık ya da aşırı kötü durum beklemek saçmadır.