Nedense bu ülkede hep mağdur olan kadınlardır. Sanki bir tek onlar şiddet görür, bir tek onlar tacize uğrar, hayat bir tek onlara zordur sanki. Sahi sizce erkek olmak bu kadar kolay mı? Doğduğumuz andan itibaren sırtımıza yüklenen sorumluluklar var bizim. ilkokul bitip lise başlayınca başlıyor esas maraton. Çalışmak iyi bir üniversite kazanmak zorundasın, adam olmak için para lazımdır. iyi bir meslek lazımdır herşeyden önce. Diyelim ki üniversite kazanamadın, hadi bakalım bir meslek öğrenme zamanı. Çocuk yaşta bir işe girer çırak olursun, daha dünyadan haberin yokken. Diyelim ki kazandın bambaşka bir şehirde gittin okudun üniyi. Bitti döndün oldu mu? Şimdi iş aranacak ama memlekette elini sallasan üniversiteli olduğu için mecburen alt tabaka işlerden birine giriyorsun. Bazen bir fabrikada çırak, bazen beden işçisi olarak. Yaş ilerledikçe bir kabus çöküyor üzerine, meğersem sana iş verilmemesinin sebeplerinden biride askerlikmiş. Hadi bakalım kim olduğun önemli değil, yürü askere. Okumuşu cahili delisi psikopatı ile geçirilecek aylar var önünde. Posan çıkmış halde askerden döndün, yaşın 30a yaklaştı ve sen hala hayata başlayamadın, şimdi esaslı bir iş bulmalısın işte. Sonra rahatım dersin kendine. iş buldun mu? Hadi bakalım sıra evlilikte. Kız tarafının binbir nazını çek, düğün ister, dernek ister en pahalısından ev eşyası ister altını takısı derken ömürlük borç yükü biner sırtına. Ev yok kiralar pahalı, karı dırdırı ömür yer. Herkes çemkirir sana, herkes birşey ister, şöyle olsun böyle olsun yapamadın edemedin diye. Canını çıkarsalar yaranamazsın sen onlara. Sonrada gelir 30 yaşına kadar anasının babasının prensesi olmuş, semirmişte semirmiş biri kıçında bir eşofmanla '' kodonon odo yook ' der sana.