Kadın, yine her zamanki gibi dna lara kodlanmış o annelik içgüdüsüyle olası eş adayıyla ilişkiye başlar. Bıcırlaşma dönemi ben deyim 3 ay siz deyin 4 ay devam eder. Ve gerçekler tokat gibi vurur kadının yüzüne yüzüne; dna ları kadını yanıltmıstır, ideal eş aslında pek de ideal değildir; çözüm basit(!) dna lar devreye girer ve ideal eş için gerekli olan herşey iyilikle veya zorla erkeğe öğretilir. Ve ideal(!) (bence kesinlikle kendi canavarlarını yaratır kadınlar) erkek yaratılmış olur. Bu durumu ilk başta sever kadın, gurur duyar kendiyle, hayat artık ona güzeldir; lakin öğretecek birşey kalmamıştır. ilişkide çatırdamalar başlar; erkeğin önceden yaptığı herşey artık göze batar ve sonu tabiki ayrılık; herkes kendi yoluna...
Bir de şu açıdan bakalım; kadın ideal erkeği yaratmak için o kadar çabaladı, beyin patlattı, trip attı bla bla e be kadın madem yarattığını beğenmeyeceksin neden erkeği değiştirdin?
Maymun iştahlılık bu malesef(!)
Hamiş: kadınlar, erkekleri ideale ulaştırır sıkıldıklarında da erkeğin bir sonraki sevgilisi için onu hediye paketi yapıp gönderir. Bir sonraki sevgiliye de kaymak yemek düşer!! Önceki kadın da debelensin dursun beyaz atlı prensim gelecek diye.
ayrıca uyum sağlamakla ilgili bir şeyler de söyleyeyim, hem erkek hem de kadın uyum sağlamaya programlıdır. erkek avlanmak için zeka ve kuvvet yönünde evrimleşmişken, kadın evde kalıp çocuğa bakar ve empati yönünde evrimleşir. çocuğun ne istediğini anlaması çok önemlidir. sonuçta erkek kuvvetli ve zeki, kadınsa empatik olmuştur.