Behzat ç karakterini yaratan her temas iz birakir Ve son hafriyat romanlarının yazarı emrah serbes in öykü kitabı. ergen dönemde ki erkek çocukların hikayesini anlatmış yazar bu kitabında. ergenlik doneminde erkek çocuklarının yapmıs olduklari delikanlıklar, kendinden yaşca büyük kadınlara duyulan masumca aşklara değinilmiş. özellikle üst kattaki terörist isimli hikayesi okunasıdır. toplu mekanlarda okunmaması tavsiye edilir; çünkü zaman zaman gülme krizlerine sokabilir.
--spoiler--
bu hain, aşağılık dünyanın gemisi batarken gururla gülümseyebilenlere ne mutlu! ne mutlu aşkları yüzünden haysiyetlerini kaybetmeyi göze alabilen adamlara!
--spoiler--
bazen bir çocuğun ağzında çok zorlama duran cümleleri barındırmakla birlikte akıcı, gerçekçi, bir hikayede bulunabilecek en etkili kurgularla mükemmelleşen herkesin okuması gereken bir hikaye kitabı.
emrah serbes'in ergenlik çağında erkek çocukların hikayelerini sürükleyici bir üslupla anlattığı küçük hikayelerden oluşan eseri. hikayelerin çoğunda en sonda anlaşılır karakterin henüz onlu yaşlarında olduğu.
-anneannemin son ölümü
-zannettiğin gibi değil
-korhan ağbi'NiN KARDEŞi
-denizin çağrısı
-cahide
-üst kattaki terörist
-alçakgönüllü arzular
-kimi sevsem çıkmazı başlıklarına sahip kitaptır.
polisiye roman yazmaktan erkek çocuk hikayeleri yazmaya karar vermesini bir arkadaşına borçlu olan emrah serbes bu kitabı için murat menteş'ten ''okuduğum en iyi hikaye kitabı'' övgüsünü almıştır.
önce behzat ç. de gördüm.pek dikkatimi çekmedi. sonra ramiz dayının elinde görünce kitbi dayı okuyorsa bi iş vardır bu kitapta diyerek kitaba bugün bismillah dicem.
polisiye türü olan her temas iz bırakır ve son hafriyat'tan sonra serbes'in direksiyonu kırarak bu sefer edebiyatın hiç değinilmemiş yeri olan erkek çocuk hikayeleri yazması beni gerçekten mutlu etti. hikayeleri ankara-yalova-istanbul arasında geçen hikayeleri okurken güldüğüm, gülerken kendimden bir şeyler bulduğum kitap, harika olmuş dedirten derecede.
--spoiler--
Kazananların ruh hallerini anlatmayı becerebileceğimi zannetmiyorum. Kazananlar ortada, dört seçimdir Melih Gökçek kazanıyor örneğin, otuz yıldır ilhan Cavcav kazanıyor... Beni, kıyıda köşede kalmışlar, şerefli mağlubiyetler, bu tarz ruh halleri ilgilendiriyor. Çünkü haksızlığa uğramış olduğu duygusu insandaki en köklü duygulardan biridir. Varoluşumuza sinmiştir, bende de var, olur olmaz yerden patlak veriyor. Bahsettiğimiz yaş diliminde daha da yakıcı tabii bu. 15 yaşındaki arkadaşlarımı hatırlıyorum, çoğu ihtiyarlamıştı, dünyayı anlamıştı. Sonuçta insan yaşamda yükselmez, alçalır. Belki de 13-15 yaşlarında, çocuk olamayacak kadar büyük, adam olamayacak kadar da küçük olunduğunda, o arafta yani, daha iyi anlıyor insan dünyayı. Daha yüksekten, daha geniş bir açıyla bakabiliyor olan bitene
--spoiler--
söyleşinin tamamı için;
Erken kaybedenler, janti bir isim. "Kaybeden" edebiyatı yaparak bir "kazanan" olma yavşaklığından uzak durmasına inanışım ise nazarımda isminin janti olmasından daha önemli.
boyundan ve (göz)yaşından büyük dangalıklar yapan ergenlerin maceraları anlatılıyor. Emrah serbes, ergenliğinde yaptıklarından veya yapamadıklarından kurtulmak, onlarla hesaplaşmak için mi yazmış bilemem, ama ben o gözle okudum. 1990'lı denyoluklarımı hatırladım bir bir. Üzülmedim dersem yalan olur. Gülmedim dersem de yalan olur. "Zamanında kaybettiysek, kaybetmişizdir anasını satiim!" dedim sonra. sanki şimdilerde kaybetmiyormuşuz gibi... ondan kelli, Patlattım kallavi bir küfür, biiip! geçti işte. Hem belki de ergenin denyo olanı makbuldür ne dersin? ya ya, ne demezsin! hallelujah!
"Bizim aile böyle, güzel kadınlar karşısında elleri ayaklarına dolaşan adamlar yardımlaşma ve dayanışma derneği. En ufak bir umut ışığı görmeyelim, anında sapıtırız."
Daha önce iki adet AnKara polisiyesiyle - Her Temas iz Bırakır ve Son Hafriyat - gönlümüzü fethettikten sonra hikayeye girişerek gönlümüzü ezen Emrah Serbes'in son kitabı.