--spoiler--
Çok ağladım. Ben ağladıkça millet güldü. Annem, babam, arkadaşlar, öğretmenler. Önce niye ağlıyorsun diye soruyorlar, sebebini söyleyince de gülüyorlar. Allah belanızı versin!
--spoiler--
Telefonu tedirgin olduğu için açmamıştı diyelim ama mesajıma soğukkanlılıkla "Hayır" yazabilirdi.
Cevap vermediğine göre onun gözünde benim gibi biri yoktu.
Eğer onun gözünde yoksam ne kadar yokum diye düşünmeye başladım. Bunun derecesini tayin etmeye çalıştım.
Bütünüyle mi yoktum acaba, yoksa kısmi bir yokluk muydu benimki? Dünyada iki kişi kalsak mesela, arar mıydı?
erkek çocuklarının psikolojisini ve iç dünyalarını samimi bir üslupla anlatan kitap. her hikayesi ayrı bir güzel ama üst kattaki terörist hikayesi bende apayrı bir etki bıraktı, emrah serbes'in vermek istediği mesajı aldığımı düşünüyorum bu hikayede.*
bir de, bir erkek 7'sinde neyse 70'inde de oymuş bu hikayelerden de anladık.
ilk öykünün ritmi sonrasında kayboldu. Bütün öyküler keşke ilk öykünün kalitesinde olsaydı. Biraz da son öyküyü beğendim.
Hikayeler hep farklı yaşlardaki erkek çocuğu anlatmış. Ancak hangi çocuğu anlatırsa anlatsın. Durmadan cinsellik, içki gibi unsurlardan bahsetmiş. Hadi bir çocuğu roman karakteri olduğu için anlarım da hepsi mi ahlaksız yetişiyor bu çocukların.
Bazen sinirden mi gözlerim doluyor, sevgiden mi, özlemden mi, yoksa nostalji ihtiyacından mı bilemiyorum.
herhalde alışkanlıktandır deyip uyuyorum.
Beni bu çıkmazdan Yasemin kurtarabilirdi, o da düşünmek için biraz süre istedi.
Yedi sene önce...
Bazen amma uzun düşündü diye düşünüyorum, daha çok günbatımlarında.
çok sevdiğim yazarın çok sevdiğim kitabı. okurken yaşanılan her şeyi hissedersiniz, okumaya doyamazsınız, kaç defa kitabı başa sarıp okuduğunuzu hatırlamazsınız bile. velhasıl kelam güzel kitaptır, okuyup okutalım.
--spoiler--
Yasemin düşünmek için süre istediği zaman hiçbir devlet büyüğünün araya girip işleri yoluna koymak için çaba sarf ettiğini de görmedim.
--spoiler--
ilk defa okuyormuş gibi kaç kere okuduğumu hatırlamıyorum. okuduğumu hediye edip yeni bir tane alıyorum her seferinde.
emrah serbes reyiz şaheseri, okuyun okutun.
bu kitap hakkında yapılabileceğim yorum, keyifli bir kitaptı. okurken bırakmak istemiyor insan. kitaptan bir insan ne bekliyor onu sorgulamalı önce eğerki sosyal içerikli bir mesaj veya hayata karşı farklı bir bakış açısı edinmek için okuyorum diyorsan; sen çok yanlış yere geldin dostum. istediğin özgün hikayeler okuyarak hoş vakit geçirmekse eğer hemen al ve başla zaten hemen bitireceksin.
...rastgele bir numara çevirdim, genç kız açtı.
- "pardon devlet memuru musunuz?"
- "sapık mısınız?"
- "hayır. memur musunuz?"
- "değilim."
- "güzel. ben sapık değilim siz de memur değilsiniz. peki o zaman bu şehrin en işlek caddesi hangisi acaba? herkesin bir gün mutlaka geçeceği cadde."
- "ne bileyim, istiklal caddesi herhalde. sen kimsin?"
- "bu hayatta rastgele çevirdiği telefon numaralarında karşısına çıkan seslerden başka kimsesi kalmamış biriyim. belki de ben senin şuuraltınım."
- "kaç yaşındasın sen?"
- ''beni boş ver. konu ben değilim ki. hiçbir zaman da olmadım. asıl sen kimsin? senin heyecanların neler, tutkuların neler, hayal kırıklıkların neler? şu hayatta başın sıkıştığında ilk kimi ararsın? seni karşılıksız seven insan kimdir, ne bok yersen ye seni bağrına basacak kimdir? eğer böyle biri varsa bu akşam onu ara, halini hatırını sor bu vesileyle. yoksa sen de bir gün benim gibi yapayalnız kaldığında, ufacık bir şeyi danışmak için bile arayacak kimseyi bulamazsın. bu sözlerimi harcanmış yıllarımın manifestosu olarak kabul edebilirsin. çünkü büyük bir tecrübeyle konuşuyorum, tecrübe ıstıraptır güzelim ve zannettiğinden çok daha fazla ıstırap çektim. istersen sonra yine araşalım, daha 64 dakika bedava konuşma hakkım var çünkü." ...( s. 16-17).
erken kaybettik bu hayatta, suskunlar dizisin deki irfanın dediği gibi ''biz ne adamlar gördük boy 1.50, taşşak var 10 kilo'', bir kulağımızın arkası kaldı, erken kaybettik vesselam.
Sekiz öyküden oluşan ilk basımı 2009- iletişim olan Emrah Serbes kitabı. Esprili olduğu kadar kendini bitiresiye akan bir anlatımı var. Bir bakışlık ömrü var.
otobüs yolculuklarında filan.