benim için yeri çok ayrı olan emrah serbes kitabıdır. kitabı okuduğum gün -on iki şubat iki bin on dört- benimle aynı yaşta olan, aynı okulda okuyan genç bir insanın ölüm haberini aldık. arka masamdan gelen hıçkırık seslerine tezat oluşturan bir şekilde yer yer kıkırdadım okurken. okudum, okumasam ağlayacaktım. bu sebepten bu kitap bende biraz duygularımı bastırma çabamı, biraz hıçkırık sesini, biraz da sesiz okulda yankılanan kapı gıcırtısını hatırlatır.
"Ben çalışayım didineyim, sabahın yedisinde açayım dükkanı sen oku diye. Özel hoca tutayım sen oku adam ol diye. Sen de çaba sarf etsene biraz. Serseri puşt! Hıyarağası pezevenk! it!"
Babama kızdığı anlarda bir küfür yetmez, illaki yanına alakalı alakasız çeşit yapacak, kuruyemişçi ya, karışık vereyim tutkusu."
1. ümitsizliğe düşüp, çabuk vazgeçenlerdir. halbuki kişiyi başarılı kılacak ve neticeyi yaratacak cenâb-ı haktır. bizim vazifemiz çabalamaktır.
2. başarı: kişinin hedefine ulaşması değil, hedefi için çabalamasıdır. nitekim başarıyı hedefe ulaşmak bilen kişinin başarılı olacağım düşüncesi o kişiyi örneğin; sınav anında heyecanlandırır, bu da sonucu olumsuz etkiler.
allah'ın vazifesine karışanlar erken kaybedenlerdir.
Kitap yorumlama konusunda bu kadar fakir olan ca'nım sözlükte hakkında bu kadar yorum olmasından dolayı listeme aldığım kitaptır. Keşke abuk subuk başlıklar açılacağına böyle başlıklara abuk subuk yorumlar yapılsa, ben razıyım.
Kitaptan da ne zaman yazdığımı ve nereden bulduğumu hatırlayamadığım şu alıntı var ajandamın sayfasında
"Sonuçta sevilen her kadın güzel bir şarkıdır, bütün sözlerini hatırlayamazsın belki ama melodisi aklında kalır"