emrah serbes'in gülmekten yaran eseri.içinde kısa kısa ergen hikayeleri vardır ve insan kendisini bulur o sayfalarda, küçükken yaptıklarını, yaşadıklarını hatırlar, tebessüm eder, yüzü kızarırı falan.okunması gerekenlerdendir yani.
babam, kitaplarını toz yapıyor diye sandığa kaldıran anneme bağırdı. çorbasını bitirdikten sonra arka odaya gittik, sandığı açtık, içinde yirmi otuz kadar kitap vardı. "hepsini okudun mu?" diye sordum. gençken okumuş.
"öğretmen zararlı olmasın dedi."
"kitabın zararlısı mı olur?"
"bilmiyorum işte, zararlı olmayacakmış."
"onun gibi öğretmenin ta amına koyayım!"
"apartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın bülent?"
"hangisini?"
"otomatik yanan, sensörlü lamba."
"hayır!"
"komşu görmüş, yalan söyleme. süpürge sapıyla kırmışsın dün gece."
önüme baktım..
"neden kırdın?"
cevap yok!
"hasta mısın evladım? söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle.."
"kırdımsa kırdım, ne olacak! çok mu değerliymiş?"
"lamba senden değerli mi evladım, lambanın a...a koyayım, lamba kim? yöneticiye de dedim; lambanızı s.keyim, kaç paraysa veririz. sen değerlisin benim için."
"beni görünce yanmıyordu baba."
"nasıl ya?"
"görmezden geliyordu, yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni."
"e beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor."
"hadi ya! sahiden mi?"
"evet. ucuzundan takmışlar. bizimle bir alakası yok."
babama sarıldım, yıllar sonra..
şimdi ben bu kitap hakkındaki hislerimi tüm detaylarıyla yazmaya başlasam hem yarın akşama kadar sürer, hem de sayfalar tutar.
bu kitabın erkek çocukları için olduğunu düşünenler vardır muhakkak. aslında genel olarak bakınca öyle gibi. sonuçta anlattıkları hep erkek çocuklarının perspektifinden inceleniyor. ben bir erkek çocuğu değilim ama kitabı yaşadım okurken. ulan emrah serbes, sen nasıl bir adammışsın ki bunu başarabiliyorsun?
şurada, sözlük içinde, eminim herkesin en az bir tane favori yazarı vardır. açar sayfasını okur arada sırada. ben de işte bu kitabı okurken para verip kitap almışım gibi değil de sözlüğe girmişim entry okuyormuşum gibi hissettim. içten bir üslup; doğal, yalın ve tamamen günlük hayatın içinden seçilmiş dil ve liselerdeki edebiyat kitapları tabiriyle "sokakta karşılaşabileceğimiz insan tipleri."
giriş hikayesi, anneannemin son ölümü, çok güzel. tam girişe layık. insanı kendine bağlayan cinsten. kitabı pazarlayabilecek nitelikte. ben erken kaybedenler'i ilk okumaya başladığımda farklı hikayelerden oluştuğunu bilmediğim için "ah rüstem bey, ben sensiz ölür müyüm hiç"ten sonra devam edecek sanıyordum. ikinci hikayenin yepyeni bir şeyden bahsettiğini fark edince sonraki hiçbir hikayenin ilki kadar güzel olamayacağını düşünmüştüm. ama şu an, aldığım günden beri her gün kitabı bir kez daha okumuş biri olarak, en güzel hikaye hangisi karar veremiyorum. karar verememekten ziyade, bir seçimde bulunup başka bir hikayeye haksızlık etmek istemiyorum.
bu okuduğum ilk ve tek emrah serbes kitabı ve gözümde inanılmaz karizmatik ve aşık olunacak bir emrah serbes yarattı. bilemiyorum eğer diğer kitaplarını okursam bu yargım değişir mi. şu kitaptan aldığım tada bakınca değişmeyecek gibi duruyor. güzel bir kalem, güzel bir kitap yani. okuyunuz mümkünse.
not: bir de kitabı sorduğum d&r çalışanının kitabı elime tutuştururken espri mahiyetinde söylediği bir söz vardı ki kitabı okuduktan sonra espri olamayacağını düşündüm: "buyrun, siz de erken kaybedin."
kızlarında okurken zevk alacağına emin olduğum kitap. ben zaten hikaye kitaplarını çok severdim bunu da çok sevdim. özellikle "anneannemin son ölümü" beni çok etkiledi. bir yandan da bana "çınar ağacı" adlı filmdeki barış karakterini anımsattı. ayrıca "üst kattaki terörist" adlı hikaye türk-kürt sorununu çözmek için yazılmış gibiydi. bence ister türk olsun ister kürt bütün faşistler bu hikayeyi okuyup ciddi ciddi dersler çıkarmalı. "zannettiğin gibi değil" adlı hikayeyi özellikle abisi veya erkek kardeşleri olanların okumasını tavsiye ederim. finali çok süprizli bir hikaye bu. "kimi sevsem çıkmazı" da acayip etkileyici. teması hepimizin mutlaka hayatında bir kez yaşadığı durumlardan biri "ilgi ve sevgi görememek". kitap gayet ince, 140 sayfa. benim gibi kalın kitap fobisine sahipseniz çekinmeden alabilirsiniz. paranıza değecektir. **
okuduktan sonraki 1 hafta, orta 2deki inglizce öğretmenim yasemin ünalın bacaklarını düşündüren kitap. bana bu (güzel!) anıları hatırlattığın için sana selamlar olsun emrah serbes. seni de unutmadım; bizi sözlüye kaldırıp, önümüzdeki öğretmen masasının üzerinde bacak bacak üzerine atan mini etekli öğretmenim, canım benim...
--spoiler--
bir de şu var, anneannem bu hayatta fikirlerime gerçekten değer veren tek kişi.şeçimlerde bile danıştı.oy pusulamızı alıp paravanın arkasına gitmiştik. ''evet'' mührünü aldım, ''kime oy vereceksin anneanne?'' diye sordum.
''bilmem, kime verelim?''
düşündüm, sorumluluk altında hissettim kendimi, ''boş atalım istersen,'' dedim.
saadet partisiyle tkp arasında kararsızlık yaşıyordum.genelde muhafazekar bir insanımdır ama komünizm heyecanı da her zaman yaşamak istemişimdir.
''anneanne sen solcu musun?'' diye sordum.
sonuçta oy onun, ben sadece yardımcı olmaya çalışıyordum.
''bir şeyci değilim,'' dedi.
''her türlü manipülasyona açıksın yani.''
''bu yaştan sonra komünizm heyacanı yaşamak ister misin?''
''isterim.''
''o zaman oyumuzu türkiye komünist partisine verelim mi? onlar da seksen dört yaşındaymış, sen de seksen dört yaşındasın.Bröşürlerinde okudum.''
''e, iyidir o zaman, verelim.''
--spoiler--
okuduğum en iyi kitaplardan biri. çabuk biten ama bitmesini istemediğiniz bir kitap. okurken mutluluğu ve hüznü bir arada yaşıyorsunuz. erkeklerin geçtiği yollardan birini 8 hikaye ile anlatıyor (bkz: emrah serbes). döktürüyor ayrıca. kendisi şuna benzer bir cümle kurmuştur bu kitap için: "diğer kitaplarıma ders çalışır gibi çalıştım ama bu kitabı içimden geldiği gibi yazdım."
okuduğum en iyi hikaye kitapları arasında yer alır kendileri, hani öyle böyle değil. deli gibi okunur, bir gecede bitirilir kitap işe geç gidilir.
korhan ağbi'nin kardeşinin memeleri ve üst kattaki terörist hikayesi defalarca okunasıdır.
ha bir de yasemin var, bizim esas oğlanın nişanlısı. 7 sene olmuş, hala haber yok.
halbuki biraz düşünmek istemişti.
--spoiler--
Korcan Ağabeyin kardeşi olduğu için Aycanı sevemiyordum , o sene onun yerine Esrayı seviyordum.Okulun ilk günü silgi istemiştim Esradan.Silgisini ısırıp ikiye bölmüş , yarısını bana vermişti.Ben de ona aşık olmaya karar vermiştim.
--spoiler--
Küçükken aşk bizim karar verdiğimiz bir şeydi işte.
Muhteşem bir kitap. Çocukluğun gözünden bir dünya ancak bu kadar iyi anlatılabilirdi.
"
- Niye bu kadar sıkıyorsun kendini? Yeni tanıştığın birine her şeyini anlatmaz mısın? Ben karşıma çıkan ilk insana, bütün hayatımı anlatabilirim.
+ Neden?
- Nedeni yok. Yani bence yok. Doktora sorarsan, manik döneminde olduğu için der ama palavra. Ben her zaman böyleyim. Bizi samimiyetin hastalık olduğuna inandırmaya çalışıyorlar. inanınca, herkes gibi olunca, aptallaşınca iyileşiyoruz.
"
emrah serbes in ilk (burada ilk diyerek bir umudu da dile getirmiş bulunuyorum) hikaye kitabı. erken yaştaki kaybedişleri konu alan mizah yönü ağır basan güzeller güzeli eseri.
bu bir yetenekse eğer, emrah serbes çok yetenekli bir adam denebilir. zira öyle bir kitap yazmış ki, göz açıp kapamakla eş değer neredeyse. birkaç saat içinde bitiyor ve "e noldu şimdi ya?" gibi bir durum yaşanıyor.
Kitap oldukça keyifli ve akıcı. Bitirmek üzereyim. Ama aynı yayınevinden çıkan Alper Canıgüzün Oğullar ve Rencide Ruhlar isimli kitabının neredeyse aynısı. Kurgu bütünlüğü bakımından bir takım farklılıklar olsa da , Bitirim çocuk ve Steinbeackvari bir mahalle hikayesi olarak büyük benzerlikleri var. Başarılı genç yazarlarımızdan biri diye düşünüyorum Emrah Serbes için. Her ne kadar kitaplarını çok satanlar rafında göremesek de , kitaplarının istikrarlı sattığını, çok satanlar listesindeki kitaplar gibi birkaç hafta içerisinde unutulup gitmediğini, çok sağlam bir okur kitlesi olduğunu söyleyebilirim. Diğer kitaplarını da okuyacağım. Bu kitabı tavsiye ederim.
--spoiler--
Bu sözlerimi harcanmış yıllarımın manifestosu olarak kabul edebilirsin. Çünkü büyük bir tecrübeyle konuşuyorum, tecrübe ıstıraptır güzelim ve zannettiğinden çok daha fazla ıstırap çektim.
--spoiler--
kapağına bakmak için elime aldıktan sonra ki 3 saat veda edemediğim emrah serbes kitabıdır. bitirmeden bırakamadım elimden. saf, temiz, duru anlatımıyla oldukça gerçekçi, tam hayatın içinden hikayeleriyle güzel tatlar veren bir kitap.
okunasıdır, farklıdır.. küfürlerinden, çocuk aklının kurgularına kadar doğaldır. sevdim ben bunu; anneannesine bağlı çocuğu, muhittini, berkeyi, serhatın kardeşini ve dahasını.
--spoiler--
unutmanın acısı ayrılığın acısından farklı. ayrılık hüzne yakın, ayrılık kasvete. yani birini er geç unutmaya mahkum olmanın kasvetinden bahsediyorum. birini yavaş yavaş unuttupunun bilincine vardığın anların sıkıntısından bahsediyorum. o kişinin parça parça silip alakasız hatıraların arasına karışmasından bahsediyorum. belki de neden bahsettiğimi bilmiyorum, sadece üzülüyorum vefasız kader.
--spoiler--