'yenilmek'.sabah saat 7 de alarm çalar. Uyanırsın. Bu monotonluğa alışamadıysan,sisteme falan söversin,işte ünlülerin çalışma koşulları falan gelir aklına. Sinirlenirsin,yapacak birşey yoktur. Kalkıp yatakta oturmaya başlarsın. Kambur durursun. Göz kapakların ağırlaşır,açamazsın. Dirseklerini dizlerine koyarsın,avuçlarınla da kafanın yere düşmemesini sağlarsın. Saçlarını okşarsın,yağlı olduğunu farkedersin. Bi de banyo çıktı iyi mi sabahın köründe? Of dersin. Of. Ayağa kalkarsın zarzor. Pencerenden dışarı bakarsın,sağanak yağışı görürsün. Yerler ıslaktır. Motoru çıkaramazsın. Sike sike gidecen durağa. Şemsiye nerdeydi ya? Of dersin. Of. Neyse,daha kahvaltı hazırlıycan. Tuvalete gidersin,miden de bozuktur. Oturur işersin. Diğeri çıkmaz ama. Banyo için sıcak suyu kontrol edersin,akmaz. Şofbene bakarsın,0 da duruyordur. Koskocaman harflerle,sinirli bir şekilde,yavaş ve bastırarak 'ananı sikerimmm' dersin. Herşeyi siktir edip halen sıcak olan yatağına koşar,yorganı çeker,döner kıçını yatar rüyalara dalarsın. işte budur,yatağın sıcaklığına yenik düşmek..
okuldaki 76 blok devamsızlık hakkımın yaklaşık 70 tanesini kullanmamın nedeni olmuştur. tabi sonraki 1 ay boyunca sabah ezanında kalkıp okula gitmeye yeltendim. o da olmadı ama hoca sağ olsun kurtardı.
saatler yarın sabah kalkınca işe rahat rahat yetişebilecek bir zamana kurulur. fakat yatağın hafta içi sabahlarına has tarifsiz bir sıcaklığı vardır ki insana çalan telefon alarmını fütürsüzca kapattırır, sanki günlerden pazarmışcasına... telefon ikinci kez çaldığında veya siz uyandığınızda artık çok geçtir çünkü, siz halihazırda yeni uyanmışken mesainizin başlamasına sadece 10 dk vardır. işte o an hayat bir film olsa da hızla ileri sarabilsem der insan.
üstünüzü giyer yüzünüzü bile yıkamadan sokağa atlarsınız, kapıdan da 10 mt. uzaklaşmadan telefonunuzu evde unuttuğunuzu fark edersiniz, artık yapılacak bir şey kalmamış, işe geç kalmışsınızdır. yatağın sıcaklığını bir kaç dakikalık soğuğa tercih etmenin bedeli, tüm günün berbat geçmesi olur belkide...
