burada mühim olan esas niyettir. niyeti iyi olan kızlar iyi şeyler için, kötü niyetli olanlar da kötü şeyler için isteyebilir. o yüzden numarasını verecek olan kardeşlerime dikkatli olmalarını tavsiye ediyorum. benim üniversiteden bir arkadaşımı çok kötü işletmişlerdi. önce kız numarasını almış sonra buluşmak için şuraya şu saatte gel, senin için sürprizlerim olacak demiş. bizim çocukta bir heyecanlanmalar, bir havalanmalar, egosu tavan yapmış bir vaziyette geciktirici , prezervatif vs. her şeyini alıp gitti beklemiş beklemiş kız yok beklemiş beklemiş kız yok. sonra ekildiğini anlıyor ve geri dönüyor. bu duruma düşmemek için en büyük tavsiyem tuzak sorularla kız için bir kanaat getirmektir. öyle sorular sorulmalı ki kızın kişiliğini anlamaya çalışılmalı. her gıcırdayan arabaya binen biri aslında, gıcırdayanın kendisine atılan kahkahalar olduğunu fark edebilir. aman dikkat...
bir de bu kızın, "erkeğe israrla telefon numarasini vermek isteyen kiz" modeli vardır ki, o verdiği numara muhakkak bir başkasının telefonudur. bu durum, genelde net üzerinden, sevmediği başka bir kızın telefonunu dağıtıyor olması ile açıklanabilir.
altı çizilesi kelime ısrarladır. kendini böyle böyle rezil ettikçe olgunlaşacak olan kızdır. bir kez yapma etme diyip daha fazla müdahale etmeyiniz, nasılsa aklı başına gelir.**
erkeğin asla telefon numarasını vermemesi gereken, ağzının üstüne tokat çakılası kızdır. götü mü güzel, taş gibi mi? hayır arkadaş hayır, gözün yoksa, daha önceden onunla birlikte olmayı falan düşünmediysen götü güzel atlarım ben buna diye kabul falan etmeyeceksin. samimiyetin yok, tanımazsın etmezsin; verme arkadaş, sakın.
abartmıyorum, en fazla 5-10 rakam yamuğum vardır. aynı şekilde numaramı niye istediğini anlayamadığım bir kıza sussun diye numaramı vermiştim. istemeye istemeye mesajlaştım. gece 10 dakikalığına bir tuvalete gittim. geldiğimde 35 mesaj vardı.
ve ben o geceyi 10 dakikada nasıl 35 mesaj yazılabildiğini düşünerek geçirdim.
erkeğin josh holloway, kızınsa biraz yüzsüz olması durumunda olabilecek şey.
ya da;
erkek o kadar ısrar etmiştir ki, kız bir manevra yapıp "lütfen sen bana ver, ben seni ararım" diyendir. arayacak mıdır? tabii ki aramaz, niyeti olsa aranmayı bekler zaten.
efenim senelerden izmir, yerlerden beş altı yıl öncesi..hmmm bakim?? 3 saniyede ilk cümledeki yanlışlığı anladın, tepki süresi iyi, geç şöyle okumaya devam et...
bele yeni yetme üniversite gençliği yıllarımız, vay efenim takılıyoruz, içiyoruz sevişiyoruz falan accaaip yani.** o yıllarda bornovabu kadar eğlence hayatı açısından cazip değildi öğrenci için, izmire geldiğimizde direk alsancağa kaçar, muzaffer izgüde demlenerek başlardık geceye..gidenler bilir, sokağın ortasına homojen, evet homojen olarak dağıtılmış olan masalarda gençlik oturur içer muhabbetini yapardı..kalabalık olduğu zamanlar bele göt göte diye tabir ettiğimiz sıkışık oturma düzeni ortamda hayat bulurdu.. aylardan yaz, mevsimlerden de temmuz civarı..hmm hala 3 saniye, devam et okumaya.*
burda bir paragraf açıp, retorik bir alegorizmin içine serpiştirilmiş tematik bir olgudan bahsedeceğim..şaka lan şaka, ben de bilmiyorum ne demek olduklarını.* erkekler her zaman böyle bar ortamlarında -erkekler derken daha da özelleştirmek gerek, çekingen mal ve ezik erkekler demek daha doğru- yan masada oturan ve kendilerini kesmekte olan kızların; pespaye, evet pespaye ( çok kullanasım vardı bu kelimeyi bugün ) paspal maymun ve mal tipli diğer erkekler** tarafından önce muhabbete başlama arkasından kakara kikiri eşliğinde birlite bardan çıkma münasebetiyle, tabir-i caizse götürülmelerinden dem vurup ağlaşırlar, herkes duymuştur böyle hikaye, örnek bilmem ne falan...ahan da aynı durum o gece de yaşanmaya başlamaktadır...
nny* ve arkadaşı yan masada kendilerini kesmekte olan, biri çok güzel, biri orta ve biri de accaip seksi olan 3 dene kızı, diğer taraftaki yine aynı yaşlardan oluşan ama daha bir eğlenceli, kahkahaların havalarda çılgınca seviştiği komik bir ortam yaratmış olan dört beş dene gence** kaptırmak üzere olduklarını acı bir gerçekle anlamışlardır.. iki saat boyunca nny* ve arkadaşını kesmekte olan bu triloji,bizim ne kadar gerizekalı olduğumuzu anlamış olacaklar ki çeşitli fırsatlar yaratarak konuşma ortamı hazırlamaya da çalışmışlardır, hemi de bir değil iki değil yani baya bi uğraştı kızlar...biz de artık nasıl bir aptallık yarışına girmişsek yapılabilecek ne kadar zeka özürlü hareket, ne kadar " ben altı yaşımdan beri mahsun dinliyorum lan" sonucuna varacak sözler - ki alakamız yoktur şahısla- sergiledik ki kızlar kafalarını her masalarına çevirişinde arkadaşla birbirimizi, fal taşı gibi açılmış hayretler içinde bakan gözlerle bakarak sırayla tokatlıyoruz...
neyse sonuç belli, diğer çılgın, komik ve sevişgen tipli dört beş dene genç muhabbeti kurar kurmaz kızlar masalarına çağırdılar...küçük emrah kahvede kağıt oynarken içeriye koşarak giren adamın " emrah koş, ananı skiyolar" haberini vermesine müteakip emrahın koşarak eve gelip annesini yakaladığı anda atmış olduğu o bakışın, o an arkadaşla üzerimizde çok güzel durduğunu farkettim.. ne zaman bu ikili bu bakışı atmışsa arkasından hep aynı şeyi yapmıştır : acil durum birası..tabi tabi acil durum birası...hemen söyledik biralarımızı ve kendimizi tekrar alkole verdik...alkolün de etkisiyle olacak birden bire bizde davranış bozuklukları sergilenmeye başladı ve o kaybolan özgüvenin allahı birden geri geldi...yakacaz yıkacaz ama bu kızları ayarlayacaz olm gazlamalarıyla ilk adımı attık efenim...ama çok zor oldu lakin bu sevişgen gençler zaten ortamın mna koymuş, milleti gülmekten kırıp geçirmekteydiler...
önce kağıt kalemleri çıkarıp bir plan yaptık, masanın krokisini belirleyerek hedeflerin olduğu yerleri işaretledik ve operasyon yapmak için en uygun yer olan ve masanın, diğer güzel ve çekici kızları nedeniyle bütün ilgisinden uzak, bele mamur mülayim, orta güzellikte olan kızına ulaşabilme amacıyla izleme gözleme, fizibilite çalışmaları başlattık..dinleyebildiğimiz kadarıyla, dövmeyi sevdiğini duyar duymaz hücum borusunu çalan ben efenim olaya bir girmişim ki siz diyin don juan ben diyim çakal carlos...değil tabi ki de yüzüme gözüme bulaştırdım..yok lan şaka, muhabbeti bir kurmuşum aabi* bu orta kız direk bize doğru dönerek dikkat çeken bir pozisyonda konuşmaya başladı..tabi ayıptır söylemesi her şey kakara kikiri değil, nny* yani ben ve diğer mal arkadaşım bilgi, birikim kültür donanımı açısından o masanın albert camus ü ile sartresi pozisyonundaydık..
gelelim gecenin sonuna :
masadan kalkılmak üzeredir..diğer yeni yetme sevişgen gençlerden biri hariç diğerleri gitmiştir..çekici kız benim yanımda muhabbet etmekte ve diğer güzel olan ile orta olan arkadaşımladır.. durum itibariyle iki bir yeniğim ama bundaki çekicilik diğerlerinde yok.*
bizim bir nedenle eve gitmemiz gerektiği için artık kalkalım dediğimizde başlıkla alakalı olan konunun ahan da göbeğine oturduk...çekici kız benden, güzel olan da arkadaşımdan böyle acayip ısrarlarla telefon numaralarımızı istemeye başladılar..alkolün de vermiş olduğu etkiyle kızlarımız, seslerinin yüksekliğinin farkında olmadan bütün bakışları bizim masaya çektiklerini anlayamamışlardı..tabi o bakışlara maruz kalmayanlar nasıl bir göt kalkışına neden olduğunu anlayamazlar...allahım o ne karizmadir, o ne götü kalkıklıktır..bizim götler tavan yaptı efenim..iki tane gayet güzel seksi kız, barın ortasında yüksek seslerle "nolur telefon numaranı ver, nooolurrr!!" naralarıyla bizleri egonun yüksek tepelerinde halay çekmememiz için gerekli ortama attılar...
ama gururumuzun en okşandığı olay başkaydı efenim :
o son mohikan olarak kalan sevişgen gençlerden sonuncusu kızlar gittikten sonra yanımıza geldi: aaabi ben sizde bişeyler olduğunu zaten anlamıştım..valla tebrik ederim, kızları melettiniz burda, bi ara çok korktum telefon numaranızı vermeyeceksiniz diye...
aha!!!! işte o an bir ışık süzmesiyle karşılaştığım andır.. arkadaşıma döndüm...o bakışlar her şeyi anlatıyordu...ikimizde telefon numaralarımızı vermemiştik yani vermeyi unutmuştuk*, dahası onlarınkini de istememiştik karizma ayağına...
kendimi hiç bir zaman o geceki kadar salak hissetmemiştim...