bakımına özen gösterildiği takdirde bazı erkeklere yakışan saçtır. çevrede dikkatleri üzerine çeker. kendimden biliyorum the last samuraidaki captain algren tipi saç kime yakışmaz ki!* lakin erkeğin hormonal etkilerinden dolayı saçları, kadınlara nazaran dökülmeye daha eğilimli. dolayısıyla yıllardır uzun saçla boğuşmuş ve artık saç konusunda ustalaşmış (onlar kendilerini belli eder zaten) kız arkadaşlarınızdan tavsiyeler alın, artistlik yapmayın.
kimine çok yakışan, kimini g*t gibi gösteren, kıvırcık olunca tadından yenmez, kirli olunca pis görünen, cümlenin sonunu bağlayamamış olmama yol açan oluşumdur.
çok çok krolarda olan (bkz: kuaför) 'ya işte dayı benim bir tarzım var işte peh peh' diye kaslılanlar. bir diğer olay ise hippilere özenen türk ve diğer bir olayımız ise çok elit amanın da amaaan olan abimizdir.
saçı düz çıkan, bizim gibi gariban olan, öğrenci evinde "saçıma harcayacağım parayla bir paket sigara alırım" diyen erkeklerin içinde bulunduğu durumdur. eminim pek çok kişi vardır benim gibi düşünen.
Annem tarafından ipne olarak görülen topluluk. Uzatıcam ama, sırf inattan değil; denemek lazım. Hatta her erkeğin sa uzatması lazım ömrünün bir döneminde.
hep hayalini kurmuşumdur ne lise ne üniversite ne de kızlar itmiştir saçlarımı uzatmaya beni. uzun saçı sevdiğim için uzattım ve kesmeyi de düşünmüyorum.* (bkz: kazım koyuncu)
liseden kurtulmanın sevinciyle gaza gelip üniversite yıllarını daha bir kıllı geçirmek isteyen erkekte bulunur. ne zaman bu gafletten kurtulur işte o zaman kestirilir o saçlar. 'ohh dünya varmış lan!'..
güneşli havada yürürken her gölgemi görüşümde işte bu be, normal insanlarınkinden 3 kat daha büyük görünüyor kafam budur işte dememe sebep olan saç stili. Fakat şöyle bir kötü yanı var, olduğundan daha kısa görünüyor. Dalgalı olduğu için. Elimle düzelttiğimde çeneme gelen saç bırakınca gözümü bile kapatmıyor.
çirkin erkeğe yakışıklılık, yakışıklı erkeğe ise görüldüğünde oh my god dammit denilebilecek bir efekt verir bazen; ama bazen. özellikle saçlarını beline kadar uzatmış kısa boylu erkek arkadaşlar hariç.
özellikle 3,5 yıl sonunda cidden sıkan şeydir. kıyamıyorum da arkadaş. satayım falan diyorum da 100 lira veririm diyorlar. lan zaten o parayı şampuana harcadım ben! diyorum o kadar, saçıma fön bile tutmadım, dümdüz pırasa gibi, sağlıklı mis gibi, at şöyle birkaç sakal da kestireyim diye, yok. birisi güzel bir teklif verene kadar kestirmeyeceğim. kimse teklif falan vermezse de lösev'e bağışlayacağım. peruk yapılıyormuş. en azından birkaç çocuk sevinsin. bu paradan çok daha değerli.