eli havada kalan erkeklerin isyanına sebep olmuştur fakat bu durumda erkeklerin de suçu vardır. çünkü bir görgü kuralımız der ki erkek tokalaşmak için kadının elini uzatmasını beklemelidir.
el teması, giysi teması, göz teması, söz teması gibi şeylerden tahrik olabilecek aklı sürekli apış arasında olan insandır. bakın kadın demiyorum. çünkü kendini inançlı atfeden insanların ortak özelliğidir. her şey onlara seks çağrışımı yaptırır. o yüzdendir ki akılları fikirleri cennette daha doğru onlara verilecek huri ve nuridedir.
(bkz: aynı ortamdaki oksijeni kullanmak mekruhtur)
sana ne kardeşim ister tokalaşır ister tokalaşmaz, diye yanıtlanabilir kolaylıkla. biz senin hangi yemeği seviceğini ya da hangi müziği dinliceğini tartışıyor muyuz? o da kadının dini görüşü. ister çarşafa girer ister peçe takar. Onun bileceği iş. Ölünce Allah'a sorarsın bu kadın doğru mu etti yanlış mı? diye.
erkeklerle tokalaşmaktan hoşlanmayan kadındır. şahsım adına erkeklerle tokalaşmaktan ben de hoşlanmam. gerçi ben erkeğim. ama olsun sonuç olarak onu anlıyorum.
türklüğünden şüphe duyduğum kızdır zira türk kadını namusludur ve el sıkmayla tokalaşmayla namusuna zarar gelmeyeceğini bilir ayrıca açık da giyinse bikiniyle de gezse namusunu korumayı bilir basit kadınlar gibi ufak tefek şeylerden namusu konusunda şüpheye düşmez.
düzenleme: türbanlı tayfa aramızda kızlar sabah makyajınızı yaptınız mı ve birde dar pantolonunuzu da giydiniz mi bari.
kendi tercihidir ve saygı duyulması gerekir. herkesin içinde "ben tokalaşmam, erkeğe dokunmam" diye bas bas bağırmıyorsa, sizi zor durumda bırakmıyorsa sorun değildir. ki hiç bas bas bağıranını da görmedim. tabi insanın elinin havada kalması hoş bi durum olmadığından bi bahane bularak reddetmesi kibarca olur.
kendince dininin gereğini yapmak isteyen kadındır. şimdi eli havada kalan gencin içine düştüğü durum hiç hoş değil, doğru. bu durum hem bayan hem de elini uzatan şahış için zor durum. ama şöyle halledilebilir. çoğu ülkede Türkiye'de dahil bir görgü kuralı var ki oda tokalaşma sırasında kadın ilk olarak el uzatır. biz de buna uyarsak kimse zor duruma düşmez en azından.
tercihlerine saygi duyulmasi gereken kisidir. ancak tokalasmak hadi neyse de bir de oyle bir turu vardir ki bunlarin insani hasta eder. yasli yasli amcalarin evine bayram ziyaretine gittigimde sirf bayan oldugum icin el opturmeyen amcalar gordu bu bunye. onlarin yaninda tokalasmak istemeyen kadin candir can.
bir erkek elini uzattığında, hafif gülümseyip elini kalbine koyan kadındır. bu sayede ben de memnun oldum tanıştığımıza ama inancım gereği bir yabancının elini sıkmam doğru değil, anlayışla karşılamanızı umuyorum demek isteyen kadındır.
Kadınlarla tokalaşmak caiz midir, Peygamberimiz biat alırken kadınların elini tutmuş mudur? Ayrıca Hz. Ömer'in, (Efendimiz adına) kadınlarla tokalaşarak kadınlardan biat aldığı bildiriliyor?..
Değerli kardeşimiz;
Peygamberimiz (a.s.m) de Hz. Ömer (ra) de biat alırken kadınların elini tutmamışlardır.
Bir erkeğin kendisine nikâhı düşebilen yabancı bir kadınla; bir kadının da baba, kardeş ve amcaları gibi mahremleri sayılan erkeklerin dışında diğer erkeklerle tokalaşması caiz görülmemektedir. Bu hususta Resul-i Ekrem Efendimizin (a.s.m.) nasıl hareket ettiği bizim için şaşmaz bir ölçü durumundadır. Efendimiz (asm), kendisine bîat için gelen sahabî hanımlara şöyle buyurmuşlardır:
Ben kadınlarla tokalaşmam. Benim yüz kadına söylediğim söz bir kadına söylediğim söz gibidir. (Neseî, Bîya: 18; ibni Mâce, Cihad: 43.)
Hadislerdeki ölçü bu şekilde belirtilmektedir. Bundan dolayı gerek iş hayatında, gerekse ailevî münasebetlerde ve bazı merasimlerde, erkeğin kendisine yabancı bir kadınla veya bir kadının yabancı bir erkekle tokalaşması hususunda bir ruhsat bulunmamaktadır. Ayrıca bu bir zaruret de değildir.
islâm fıkhında (hukukunda) genel kaide olarak: "Bakılması helâl olan yere dokunulması da helâldir." Bundan sadece erkeğe göre yabancı kadınlar istisna edilir. Meselâ erkek, Hanefî mezhebine göre, yabancı bir kadının eline ve yüzüne belli şartlarla bakabildiği halde, dokunması câiz değildir. Buna göre, kadınla musafaha (tokalaşma), kadın genç ve şehvet duyabilecek yaşta ise ittifakla haramdır. Bu konudaki rivayetlerin hemen hemen hepsi ve sahih olanları Rasûlüllah Efendimizin (asm) kadınlarla tokalaşmadığını söyler.
Ümeyme bint Rakika kadınların biatını anlatır ve:
"Allah Rasûlü bizim hiç birimizle musafaha yapmadı, gidin artık, sizinle anlaşmış olduk, yüz kadına diyeceğim de, bir kadına dediğimden ibarettir, buyurdu." (Taberî XXVNI/80).
Aişe (ra) validemiz:
"Vallahi Allah Rasûlünün eli aslâ bir kadının eline değmedi. O kadınlarla sözle biatleşti." demiştir. (Kurtubî XVNI(71)
Hz. Aişe (ra) validemiz bunu çok sonraları söylemiş olacâğına göre, Akabelerde vuku bulan "Beyatün-nisâ" hakkında Rasûlüllah (asm)tan bilgi almış olması gerekir. Aksi halde böyle tekidli bir yemin etmesine anlam verilemez.
Bunun yanında Rasûlüllah (asm)ın kadınlarla elinde elbise varken, bir kâb içindeki suya, ellerini birbirine değdirmeden sokarak biatleştiği haberleri de vardır. Bunlar da onun kadınlarla tokalaşmadığını gösterir. Suyûtî, Taberâniden alarak, Allah Rasûlü (asm)in kadınlarla "elbise altından" (tahtessevbi) tokalaştığı rivayetini, zayıf olduğunu belirterek verir. (el-Câmius sağîr (fethuI-Kadir) V/221 ) Gümüşhanevî aynı hadisi şerhederken "bez altından" ibaresini "yani arada bir engel olmâksızın" diye açıklar ki, (Levamiu`I-ukûl V/605) doğrusu garip karşılanmalıdır. Ama hadîs her hâlükârda zayıftır.
Safâ tepesinde Allah Rasulü (asm) kadınlarla biatleşirken Hz. Ömer (ra)`in de onlarla musafahalaştığı rivayeti de vardır. (Kurtubî, a.g.e.) Ancak sahih kaynaklarda buna da rastlayamadık. Aksine onunla ilgili olarak meşhur olan rivayet şudur: Ümmi Atiyye anlatıyor:
Görüleceği gibi burada musafaha değil, el uzatma vardır.
Şehvet duyulmayacak derecede yaşlı kadınlara gelince:
Hanefî fıkhının meşhur kitaplarından olan el-Hidâye, onlarla musafahalaşmakta mahzur olmadığını söyler ve delil olarak Hz. Ebûbekir (ra)in süt annesinin bulunduğu kabilelere gittiğinde, kocakarılarla musafahalaştığı ve Abdullah b. Zübeyrin hasta bakıcı olarak bir kocakarı tuttuğu, ona ayağını ovdurup başını kaşıttığı haberlerini zikreder. (Merginânî, el-Hidâye IV/84)
esasen kadin erkek tokalaşmalarindaki siyasi adap önce kadinin elini uzatmasidir. siz de siyasi adabi toplumsal adaba uydurursaniz eliniz havada kalmaz. ülke bu, malzeme bu. eleştirmeye de lüzum yok bu toprak böyle arkadaş. saç telinden tahrik olan erkek mi ararsin tokalaşmaktan tahrik olan kadin mi ararsin. bol bu topraklarda bol.
Kuzenimin eşidir. 2 sene önce elimi havada bırakıp göt ettikten sonra bende artık normal selam bile vermiyorum. Öyle yobazlara selam vermeye bile değmez amk.
bi kere başıma geldi. "eyvallah" tarzında eli göğse vurmalar falan. lan amk karısı sanki elim eline deyince hamile kalacan amk orospusu. çok sinir olmuştum.
hakikaten sebebini anlamakta zorlandığım kadın tipidir insanı göt gibi bırakır ortada. dün tanıdığım birinin kardeşi evleniyordu mecburi çağırdı gelmezsen darılırım falan fıstık e gitmek farz oldu maksat gönül kalmasın. gittik... kapıda karşılandık tabi bu arkadaşım aynı zamanda bir kadındır hemen mutlu oldu öpüştük ayak üstü sohbet ettik annesi ve babası da kapıdaydı babası ile el sıkıştım annesine geçtim elimi uzattım... yarrak gibi kaldım salonun ortasında.
hayır teyzecim 60 yaşındasın senin elini ne yapayım ben allah aşkına. ne tür fantezileriniz var ben anlayamıyorum benim bile bu kadar geniş fantezi dünyam yok. bütün gün handjob falan mı izletiyorlar size cemaatlerde falan? nedir yani...
düdük: şafi mafi de değildir. bildiğin nur dinine bağlı cemaatçi.