pek beceremezler, muhakkak falso verirler. bir kadın kadar ince düşünemediklerinden mi yoksa çocukluklarından beri çok rahat büyütülüp yalana ihtiyaç duymamalarından dolayı mı bilinmemekte. mesela bir kız çocuğu alışmıştır "neredeydin kızım" sorusuna "tuğçelerdeydim baba, ders çalıştık" demeye. yahut sevgilisi ile buluşacağında "burcu'nun doğum günü anne" demekle ergenliği heba olmuştur. oysa bir erkek? tüm bunların sıkıntısını yaşamamış, beyni yalan söylemeye zorlanmamıştır. alışkanlık meselesi.
edit: yalan söyleyebilen kadın da erkek de zekidir.
hahayyt güleyim de başlık boşa gitmesin dedim vallahaaa da billaha da .)
ya siz erkek görmediniz değilsiniz, ya da ben kandırılan kadın olmadım.
erkeklerin yalan söyleyememeleri durumu.
Erkekler ya hep ya da hiç felsefesinde yaşarlar. Ya çok iyi yalan söylerler ya da hiç söylemezler dobracıdırlar. Şahsen orta yollu bir erkek hiç tanımadım.
çünkü kadınlar kadar komplike hesaplayamazlar, söyledikleri ayrıntılara değer vermeyip üstünde durmamaları da cabası. bir anektodla girmek istiyorum konuya günlerden bir gün gecenin bir yarısı aradığım erkek arkadaşımın * telefonundan onun sesi yerine "aradığınız kişi şu anda başka biriyle görüşüyor" tonunu duyarım. ikinci arayışımla da cevap alamayınca biraz da ergenlikten mütevellit bitti triplerinde küfürlü müfürlü bir mesaj tarafımca çekilip gönderilmiş, söz konusu şahıstan -ki ben kendisini mal olarak tanımlayacağım bu kısımdan itibaren- ertesi gün akşamüstü 4'e kadar haber alınamamıştır.* 4 sularında aramayı akıl eden mal'ın:
- "mis esip gürledin ama neler olup bittiğini bilmiyorsun, murat dün gece kaza yapmış. apar topar izmire gittim. daha yeni dönebildim." demesiyle beynimden vurulmuşa dönüşüm, iki kelimeyi bir araya getirememem murat'ın durumunu soramamam falan da cabası. ** her neyse "afedersin ben sandım ki şey"lemeler derken filan en nihayetinde konu kapanır, murat'ın hiçbir şeyi yokmuştur araba pert olmuştur filan derken günler geceleri haftalar ayları kovalamaya kalmadan pek sevgili özürlü eski sevgilim izmir'de olması gereken pazar sabahının kahvaltısında pek değerli yılmaz amcacığım'la aralarında geçen bir diyaloğu anlatıverir. peki ben ne yaptım? tabii ki ağzımı bile açmadım. malum; intikam soğuk yenen bir yemektir şeytan ayrıntıda gizlidir. derken ayrıldık. bu da gelmiş geçmiş en kısa çapkınlık hikayesi olsun.
benim için geçerli olmayan durumdur. tek ayak üstünde 140 yalan söylerim. detaya öyle inerim ki kendimi bile inandırırım. kim bilir belki bu yazdıklarım bile bir yalandır.
önce şunda anlaşalım. böyle bir şey yok! (bugün bu geyikle gidiyorum)
elbettee ki söyleyebilirler. ama söylemesinler. hiç hoş şeyler değil bunlar. bence yalan söyleyen erkek kokar. ve kokan erkekler hiç de erkek olmazlar. insan bile olmayabilirler.
Yalanı çok güzel söylerler. Ama asıl mesele söyledikten sonraki halleridir. *
-Kadın sıkıştırırsa,
-Kadın şakayla karışık ' hadi hadiii' derse,
-Kadın aynı soruyu farklı şekilde yeniden sorarsa,
-Kadın üzerinden zaman geçip de unutmuş gibi yaparak konuya isabet edecek şekilde sohbeti açmışsa,
yazık ki; erkek dökülür.
'Tamam beee! Şöyle de, böyle de diye uzun uzun açıklar. ya da senden de hiç bir şey kaçmıyor haa diyerek gaz verme yöntemi ilekonuyu kapatır.
benim için geçerli olmayan önermedir, tam bir profesyonelimdir, hatta arkadaşlarım ve akrabalarım ailelerine söylemek için telefonla bana ne yalan söyleyeceklerini bile sorarlar. bunda biraz oyunculuk yeteneğinin de payı var, ama asıl etken bence cem yılmazın dediği gibi erkeğin yalan söylemeye geçmişinden beri pek ihtiyaç duymaması, insan neye ihtiyaç duyuyorsa o yönde evriliyor, 5 yaşından itibaren ülkemizde baskı altına alınan kızlar tabi daha iyi yalan söyler aq.
toplumumuz da kiz baski altindadir, yaptigi hersey sorgulanmakta ve herseyin hesabi istenmektedir. bunlardan dolayi kiz cocuklari dogustan yalanci yetistirilmekte ve ustaca yalan soyleyebilmektedirler.
erkekler ise bunun tam aksine olabildigince hur yetsitirilir. birak yapsin erkek cocugu degilmi modundadir. yani dogal olarak erkegin yalan mekanizmasi gelismez hatta yok gibi biseydir ve bu da ilk yalan tecrubesini eline yuzune bulastirimasindan anlasilir.
kizlar yalani o kadar ustaca soyledikleri icin ortaya cikmaz ve tek yalanci hep erkektir.
yalanın hasını söylerler, karşı cinsi yalan söyleyemediklerine inandırmaları oynadıkları en iyi oyun, söyledikleri en büyük yalanın neticesidir. unutmayın; şeytanın insana yaptığı en büyük kötülük kendisinin var olmadığına inandırmasıdır.