iyi bir marangozun elinde sanat eserine dönüşebilme ihtimalinin gözardı edilmemesi gereken, erkeğin işlemden geçmemiş halidir.
Bazısını şekilden şekle sokarsın, sonunda hah.. işte dediğiniz an, tam istenilen bir eser ortaya çıkar.
Bazısına hiçbir şey fayda etmez, dokundukça elinize kıymıklar batar. sonrasında, uğraşmayı bırakırsınız. Evet işte bunlar yontul(a)mamış odun dediğimiz erkeklerdir..
odun değil desem: yalaka derler
çıta desem: yavşıyor derler
odun desem: ne kadar odun varsa keper.
yontmak desem: ooo uzun iş... sosyoloji, felsefe falan girer işin içinde.
Erkekler odun değildir. Kadınlar kadar narin yaratıklar değildir. Bu yüzden kadınlar hiçbir zaman karşısındaki erkekte kendisindeki komplike yapıyı göremediği için onları odun olarak görür. Kadınlar çicektir.
Evet öylelerdir. Mektup yazarsın bunu neden ptt ile gönderdin ki kargo denilen bir şey var der.
Yollarına güller serersin öylece bakar.
içinden gelen o ince sesleri okursun ben senin gibi değilim der.
Onun için kırk yılda bir süslenirsin balık gibi öylece kalır. Bir iltifat bile yok.
Neyse ki bir defter de böylece tozlu raflarda yerini alır .
Kızların yüzündendir... ilk ilişkide her romantikliği yapan, Beylikdüzü'nden Kartal'a giden erkeği, aldatınca, ikinci ilişkide insanın birşey yapası gelmiyor.
gerçekten bencede çok odunlar. hiç böyle bi kibar naif birisine rastlamadım. gerçi eski üniversitede bi abi vardı. onada içimden sanki erkek değil demiştim mesela. öyle seviyeli öyle iyi öyle kibar bi insandıya. hey gidi günler. hiç böyle bi ince düşünce yok sizde mesela. neyse. (bkz: başıma bir iş gelmeyecekse) göndere basıcam.