Herkesin tavrı farklılık gösterir. Birinin nefret ettiği şey birine çok çekici gelebilir. Ayrıca her şeyimiz dört dörtlük olsada karşımızda her zaman başka arayışları olan bir kitle var ne yazıkki.
hayata kendimiz için geliyoruz, başkaları için değil. erkekler için hiç değil.
mutlu olmak için birine ihtiyacınız da yok, birinin sizden nefret etmemesini sağlamaya çalışmaya da gerek yok.
herkes kendi olsun, dönüp baktığınızda başkalarının nefret ettiği davranışlar ile kendi mutsuzluğunuza sebep olduğunuzu görüceksiniz.
en en en önemli şey hayatı kendiniz için yaşamak. kendi hayatınızın iplerini elinize almak. ve bunu her açıdan başarmak.
gerek ekonomik özgürlük, gerek kültür düzeyi, bilinç seviyesi, kendinizle barışık olmanız. bunların hepsi hayat kalitenizi arttıracak, sizi bağımsızlaştıracak ve özgürleştirecek şeyler. aynı zamanda kendine güveni olmayan, kadını kendini üstün hissetmek için seven 'erkekler'i sizden uzak durmaya iticek, sizden nefret etmelerini sağlayacak olgular.
birkaç tane de ben ekleyeyim
düşüncelerini söyleyebilmesi
istemediği noktada hayır demeyi bilmesi
tip değil, karakter olması
reddetmesi *
Haklı olan hemcinsinden taraf olması gerekirken, haksız olan erkekten yana olması. Zulmün, hakkın ve mazlumun cinsiyeti yoktur. Kadın kadının kurdudur, işte ben bu "solucan zihniyetli" kadın davranışından nefret ediyorum.
Nefret iyidir, taraf belirtir, diri ve ayık tutar.
komik şeylerin yazıldığı başlık. rujumu tuvalette sürmek zorunda mıyım? metroda yaparım makyajımı. kafede yaparım. istediğim yerde gülerim. birkaç komiğini de ben ekleyeyim.
istediği yere kendisi gitmek istemesi.
arkadaşlarıyla gece kulübüne gitmesi.
kıyafetlerini başkalarının fikirlerini önemsemeden tercih etmesi.
hep nefret edin lütfen. her köşede kudurun. yaptıklarımızın zevkini artırıyor.
Erkekleri bilmem de bacım alt tarafı okuldan çocuk alıp beş dk mesafedeki evine gideceksin nedir o makyaj o nasıl kıyafet neyse tövbe yarabbi. Herşeyin bir yeri bir usul adabı vardır abartmamak lazım.
Biz ona nefret demiyelim de şöyle diyelim: bir kadın, yanında bir erkek varken yada yokken farketmez, dışarıyla (özellikle başka bir erkekle) fazla muhatap olup haddinden fazla muhabbet edip aşırı samimi oluyorsa, kendini ön plana çıkarıyorsa, yanındaki adamı afedersin şeyine takmıyorsa, kolay kolay bunu kimse hazmedemez. Gereğini yapar. Aynı şey erkek için de geçerlidir. O da sınırını bilecek öbürü de.
Trip atılmasına kafa atası geliyormuş höst lan hangi mağarada eniklediler bunları aq kızdır nazdır bin altın azdır diye şarkısı bile var aqoduğum yabanları. .
+Şımarık olup laf dinlemeyen
+Abartılı elbiseler giyip ilgi çekmeye çalışan
+Hiçbir sebep yokken Sen bana karışamazsın diyerek huzursuzluk çıkartan
+Hayatı sadece eğlenmelik olarak görüp her haltı yiyen.
bundan bir kaç yıl önce olsa trip atmaları ve kezbanlık yapmaları derdim ama artık trip atanların sayısı baya azalmış durumda. kezbanlıkta tek tük var.
yani önümüzdeki 100 yılın ortak sorunu samimi olmamaları, sürekli kendilerini ve karşı tarafı kandırmaya çalışmaları olur.
Çünkü bu hastalıktan kurtulmak, trip atma hastalığından kurtulmaktan daha zordur. çünkü işin içine ego ve elalem ne der algısı giriyor.
bundan da kurtulunca ortalıkta pek bir sorun kalmaz. Çünkü herkes herkesi olduğu gibi ya kabul eder yada etmez.
- "ayyy" lafını eksik etmeden konuşamamak.
- kahkaha adabına uymadan ikide bir rahatsız edici biçimde kahkaha atmak. saba tümer bile bu kadar kötü kahkaha atmaz şerefsizim.