bir erkek olarak şahsım adına doğru olan olaydır. duygularımı çok fazla belli etmekteyim ve yoğun bir şekilde yaşamaktayım. zaten saklama gibi bir gayretim de hiç bir zaman olmadı.
Kesinlikle katılmıyorum. Evet erkeklerin hisleri vardır acı çekerler falan ama zaten acı çekiyorsak mantığımızda işin içinde olduğu için çekiyoruzdur. Fakat kadınlar çok farklı. Onlar ağır duygusallar. Hatta hayatları kadınlık içgüdüleri üzerine kurulu.
işte bu yüzden melek gibi kızın yanında suratına tükürseniz elinizi ağzınızı yıkayacağınız tipler görebiliyorsunuz. Suratına tükürseniz elinizi ağzınızı yıkayacağınız o tiple o kadın bırakın yanyana durmayı daha neler yapıyor. Bu iğrenç ve anlaşılmaz durumun bir sebebi var. Çünkü o tip, o kadını iç dünyasından bir yerlerden yakalamış durumda. Neyse burayı fazla uzatmayalım.
Peki bir ayrılık durumunda ne oluyor? içgüdüleri ile hareket eden kadın kısa süre içinde sıkıntılı durumu anlatıyor ve gene içgüdüleri ile kendini toparlayıp yeni bir geleceğe adım atıyor. Fakat erkek kendini bildiği için, mantığı da işin içine dahil olduğundan o kız gibi birini de bulamayacağı sonucuna vardığı için dağılıyor. Uzun süre dağılıyor ta ki Allah yüzüne bakıp eskisini derinlemesine unutturacak yeni birini karşısına çıkarıncaya kadar.
Şunu unutmayın. Bir erkek gerçek manada eskisini unutturacak bir kız bulmadan yeni birçok kız bulsa da eskisine aşık olmaya, onu içinde uhde olarak yaşatmaya devam eder. Fakat bir kadın yenisini bulunca tüm benliğini de ona teslim eder. Bu cidden böyle.
Katılmadığım hipotezdir.
Arvatların duyguları erkeklere göre daha baskındır. Ondandır ki toplum içinde ağlayan arvat görebilirsiniz ama erkek görmeniz zordur. Zira erkekler bu gibi duyguları Arvatlara göre daha iyi bastırır.
Kadınlar duygusallıklarını daha iyi pazarlar bu yüzden onların daha duygusal olduğu düşünülür. işin aslı öyle değil elbet istisnalar vardır ama erkekler severse özellikle daha duygusallaşırlar. Toplum yapımız gereği erkeğin hep güçlü gözükme zorunluluğu da önemli bir etkendir.
Gayette katıldığım, doğru bulduğum önermedir. Erkekler, bizlerden daha çok acı çekiyorlar. Doğru bilinen yanlışlara bir örnekte bu olabilir. Aşkı, daha derin ve güçlü bir şekilde hissediyorlar. Sevdikleri kadın ile ayrı düştükleri vakit, daha fazla üzülüyorlar. Konu başlığını beğendim, heriflerin genelinin içlerindeki yarayı daha uzun vadede düzeltebildiklerini düşünüyorum. Lakin, herkes böyle olacak diye de bir kural yoktur.
Yıllar boyunca, cinsiyetlere misyonlar yüklenmiştir. ''Erkekler ağlamaz, erkekler üzülmez.'' Hop yahu, hele bir durunuz. Kime göre, neye göre bunu söylüyorsun? Erkekler, ilgi ister. Küçük bir bebeği sever gibi seveceksin onları. Koruyup-kollayıp, göğsüne yatırıp anne şefkati göstereceksin.
Bakınız görünüz o zaman, mis gibi bir adam olup çıkacaklardır.
Doğrudur bir fincan kahveye beslediğim aşkı kimse bilmez bildiğin kahvedir o aslında ama bir taraftan da değildir yada bilemiyorum belki kafein bağımlısı oldum ona duyduğum aşktır. Bazen kahve bile kafa yapar çaycı teyze ne kattın kahveme böyle.
erkekler kadınlardan daha duygusaldır. kadınlar kedi sevmeyi, battaniye altında üşümeyi, soğuk havada cam kenarında kahve içmeyi, sevdikleri için ağlamayı duygusallık sayarlar, zannederler. Bu yaptıkları sadece samimiyetsiz bir klişeler görüntüsüdür. Erkek daha çok hisseder, daha çok acı çeker, daha büyük ve yüce sever, ayrıldığında daha zor unutur. dağı delen şirin değil ferhat'tır. çölleri aşan leyla değil mecnun'dur. şirin ve leyla o esnada saraydaki odalarında beklemektedirler. olay bundan ibaret, bir erkeğin sevdiği için yapmayacağı şey yok. kadınlar böyle değil, zoru görünce kaçar gider çoğu.
kadınlarda duygusallığın farklı formatlanmış olması böyle düşünmeye sebep olabilir. daha sahici, yapıcı, faydacı. şöyle diyeyim: daha duygusal dediğiniz erkek kadını aynı duygu yoğunluğu ile bir başkasına bağlanıp terk etmeye meyilli iken, kadının bağlılığının ikame objeler, hevesler sebebiyle sonlanması zor.