anlamak zorunda olmadıkları için. ya arkadaşım niçin ben seni anlamaya çalışıyorum. ben dünyayı nasıl kurtatırım gibi Ulvi amaçlar peşindeyim mesela, kadın çıkmış "beni anlamıyoosuuuun yeaaa" diyor.
ya bir yürü git, yarına yetiştirmem gereken projeler var. ha gelirken de bir kahve kap.
kop gel bildiğin ne varsa.
gibi gibi.
erkeklerin kendilerine benzeyen kadınlardan hoşlanmasıdır. içgüdülerine zıt olmasına rağmen, bu durumu tercih etmeleridir. Örneğin çocukken futbol, taso falan oynayan kadınlar, çocukluk döneminde erkekler tarafından dışlanırken olgunluk dönemlerinde daha çekici gelmeye başlarlar aynı erkeklere. Ergenlikte Çocukluk dönemlerini reddettmenin verdiği haklılık duygusunun, olgunluğun ilk dönemlerinde çocukluğa (90'lara, 80'lere) duyulan özlem duygusuna dönüşmesiyle zaten alt üst olmuştur erkek psikolojisi. Bu yüzden aslında dengesiz addedlien kadınların hiç bozmadıkları duruşu, erkeklerin onları anlamamasına neden olan yegane gerçekliktir.
kadınları anlamak diye bir şey yoktur gayet basit canlılardır.
aklındaki hayali erkeğe ulaşana kadar her sevgilisi bir öncekinden iyi olsun ister uyarsanız kriterine çıkar sizinle uymazsanız karmaşık ayağına yatar.
kadınların bir ayda 4 farklı kişi olmalarıdır. karakterlerindeki değişim ve dalgaları takip etmekten üşenen erkek canlı, her zaman yaptığı şeyi yapar ve boşverir.
gereksiz şeyleri düşünmemeleri ya da düşünmüyormuş gibi yapmalarıdır. erkek etken, kadın edilgendir. birbirlerini anlasalar bile çoğu çift anlamamazlıktan gelir. aşk, sevgi, saygı, bağlılık ne kadar güçlü olursa olsun insanlar kendilerinin bile farkında olmadıkları yalanlar söylerler. işte bu yalanlar ilişkilerde doğrularla karıştığı için; anlamak, anlaşılmak yani anlam ortadan kalkar.
kadınların sürekli sürdürdükleri 'bizi anlayın çabasıdır.' biliyorum içsel bir dürtü gibi, hassasız, nariniz ama erkeklere eziyet çektirilmemesi gerektir. yazık yahu o adamcıklara da. siz ihtiyacınız olan birini bulun sayın bayanlar, işte o bay zaten sizi en iyi şekilde anlayacaktır. (bkz: perfect match)