Kadınları el üstün de tutmak, üzmemek, istek ve arzularını yerine getirmeye çalışmak ama sonuç olarak, kadının biraz bölgelerinin tavana çarpması ve bu durum da coşan kadının başkasını bulması yaptığı hatalardır erkeğin.
Ulan sanki evleneceksin. Şunun şurasında maksimum 2 yıl birlikte olursun. Sonra haydii başka okullara gidersiniz, unutursunuz birbirinizi. (binde bir istisnalar hariç)
O yüzden kızı fazla sıkmayın beyler. Gevşek gibi çok rahat da olmayın. Orta yolu bulun, akın gidin.
ilişkide kadını erkekten erkeği kadından tek Bi şey ustun kılar. O da onurlu davranmayı becerebilmektir. Onurlu davranılmıyorsa o ilişkide her türlü pislik vuku bulabilir. Hatalar hep olasıdır. Mesele değer vermek yada özgür kılmak değildir.
yalanı başka bir yalanla örtbas etmeye çalışmak.bir de üzerine o söylenen yalanları sonradan hatırlayamayacak kadar aptal olabilmek.kendi kendilerini ele vermeleri.hata kısmı basta yalan söylemeye sebebiyet veren o ufacık şeyi söylememek.sonuç yalan üzerine söylenen daha çok yalan.
sevme sikilirsin, sik sevilirsin sözünü uygulayamamaktır. Ya da deveye diken, insana siken. Bir sürü söz vardır bununla ilgili. Yani şunu diyorum. Ne yaparsan yap sevme. Ya da belli etme.
anılaaaar, anılaaaar
şimdi gözümde canlandılaaar
anılaaaar, anılaaaar
bu akşam beni ağlattılar... (akşam değil ki henüz öğle eheheh diyenlere cevabım: yarram belki tokyo'dan yazıyorum bu entryi ne biliyosun?)
sesimizi açtıktan sonra entrymize başlayabiliriz. şimdi aga özel üniversite okuyan ortamını bilir. devletteki üniversite ortamının paralısını ve tikilisini düşün. hani devlet üniversitesinde herkes kuul, herkes "ben bunları ayakta sikerim haberi olmaz lan" havasında ya, özelde bunun parayla yapılanı var. bunları bi kenara koy.
şimdi bi de burslu okuyor dediğimiz garibanlar var bu ortamda. mesela bu kardeşin ve yurtta ilk günden ya da aydan tanışıp dost olduğu birkaç anadolu yiğidi. çorumlusu, maraşlısı, mersinlisi, zonguldaklısı hepsi yurtta 10 kişilik bir burslular grubu oluşturmuş, "kıroyuz ama burs bizde" diye geziyoruz. bunları da diğer kefeye koy terazide.
dostum dostum güzel dostum,
bu ne beter çizgidir bu,
bu ne çıldırtan denge...
yaprak döker bir yanımız,
bir yanımız bahar bahçe...
durum aynen bu şarkıdaki gibi değil mi? (kibariye ve ibrahim tatlıses'e döndüm amk mikrofonu bulunca zırt pırt şarkı söylüyorum)
birisi de çıkıp "ipnetor yarım saattir yazıyon konuya giremedin daha" demedi. işte ben sizi bu sabrınız için seviyorum zaten. abiniz kurban olsun size. neyse konuyu fazla dağıtmadan geçeyim.
işte biz bu amele ama gururlu grubumuzla takılıyoruz yurtta. bi gün benim oda arkadaşı geldi dedi ki "olm ben birinden hoşlanıyom". "hayır ola kimden?" "bizim sınıfta bilmemkim diye bi kız var (kızın adı bi çiçek adı, soyadı da bi erkek adı amk. hani ahmet mehmet gibi bi erkek adı düşün), ondan hoşlanıyom işte". "iyi birader yarağı yemişsin, afiyet olsun" dedim. başladı anlatmaya kızı.
kız okulun çok popüler kızlarından biri. hani ya rabbil alemin esirgememiş güzellik, boy, endam, zenginlik ne varsa vermiş. biz de "ulan tabldotu günlük değil haftalık alalım da ucuza gelsin, şimdi kipa'da çok para harcarız en iyisi bim'e gidelim" diyen adamlarız. aramızda bırak uçurumu avrupa ile amerika kıtası kadar mesafe var o kızla. ve benim oda arkadaşı da bok var gibi gidip ondan hoşlanıyor. dedi "ben bunla nası tanışacam?"
ben de böyle ciddi işlerde espriye vurmayı severim. dedim ki "panpa soyadı erkek adı ya bunun, bi gün sor hangisini kullanıyorsun eheheeh" diye espri yaptım ama bizimki duymadı tabi. facebook'ta hesabını bulmuş, profil resmine aval aval bakıyor. "ahan da bu kız" dedi. benim ilk tepkim "ııyyyy esmer" oldu. kız duysa "ulan beni beğenmeyenin tipine bak, i don't want to live on this planet anymore" deyu atlardı en yüksek binanın tepesinden. esmer pek sevmem ama güzelleri var şimdi içinde. hani mesaj atmak isteyen sözlük kızı olursa esmerim beni beğenmez diye çekinmesin. neyse. sonra kızın formspring hesabını bulduk. amk yazan elemanın haddi hesabı yok kızın verdiği cevap standart: "sağol, eehehe, teşekkür ederim". zaten doğuştan gelen özelliklerle tavan yapan göt aydan sonra dünyanın ikinci uydusu olacak konuma gelmiş.
neyse bu düzenli olarak giriyo kız ne paylaşmış duvarında diye ama fotoları göremiyoruz tabi arkadaş olmadığı için. yurttan bi arkadaş bizim bu aktivitemizi bi gün gördü. "lan o kız benim facebook'tan arkadaşım" dedi, bizimkinin gözleri parladı, "çocuğum kurtulacak mı doktor bey?" edasıyla gelen arkadaşın yakasına yapıştık. onun hesabından girdi, kızın bütün fotoğraflarını hatmetti derken...
sol tarafta bi baktık in a relationship yazıyor. normalde görünmüyordu bu ifade.
gözlerin nemli nemli,
başını hiç öne eğme.
ayrılık onur değil ki aaaah,
benim için üzülme...
neyse gene hüzünlendim bak. aradan 2-3 hafta kadar geçti. bi gün odaya bi girdim benim oda arkadaşıyla pezevenkliğini yapan arkadaş bu sevdalar boşuna diye halay çekiyor. kızın relationship'i end olmuş, single deyu seviniyorlar. dedim olm rahatsız mısın? gören de kız o oğlanı bıraktı buna koştu sanacak. neyse pezevenklik yapana sordum, "sir, nasıl oldu bu iş?" diye.
kız oğlanla çıkmaya başlamış, daha 2. haftadan kızın üstüne atlamış bu versin diye, kız da tekmeyi basmış tabi. lan manyak, zaten güzel popüler kızı kapmışsın azıcık keyfini çıkar mal bulmuş mağribi gibi ne atlıyon ikinci haftadan. pezevenk. emeklemeden koşulur mu piç.
nasıl sinirlendim ya. sonra kız bizim arkadaşla çıkmadı tabi orası ayrı.
bu hikayeden çıkarılacak ders: elini tutmadan kızı sikmeye kalkmayın lan. ayıp denen bi şey var. hem sikmek mikmek ne ayıp laflar öyle. sevişmek denir ona.