ikide bir mal gibi bakmak. ağzı açık mal gibi bakmak. garip bir sırıtma ile mal gibi bakmak. ama her mal gibi bakma hoşlanma değildir, zira erkek beyni bu, o an içinden neler geçtiğini bir allah bilir.*
ortaokul sıralarında dertlerini anlatamayan erkekler kızların saçını falan çeker, canını yakmaya, ağlatmaya çalışır. amaç? ilgi çekmek. yeter ki onunla ilgilensin. bi yerden başlasın, gerisi gelir hesabı... *
kızın yanına sokulup, olabileceği en kibar haliyle "merhaba aysu*, naber?" diye hal hatır sorması bir hoşlanma belirtisidir. o anda suratında da yavşak bir gülümseme vardır. bu gülümseme konuşma boyunca erkeğin suratından kaybolmaz.
bana göre en delikanlı hoşlanma belirtisi kıza kaçamak bakışlar atmaktır. kız da erkeğe bakıyorsa iş tamam demektir. öyle yavşak yavşak hatunun yanına gidip şebeklik yapmak yakışmaz.
erkeklerin kasma gibi bir sorunu pek olmadıgı icin kızlardan beş on kat daha rahat ifaderiz kendimizi bu nedenle de hoşlanma belirtilerimizde cok dogal ve anlaşılırdır. bunun icin birileinin kendini kasmasına gerek yok baktıkların da rahatlıkla anlıyabilirler.
ortaokul,lise çağlarında diğer erkek arkadaşlar, kankalar tarafından, kahkahalar, sırta atılan tekme ve tokatlar eşliğinde malum kızın üzerine ittirilmek, kaktırılmak, çelme takılıp kızın ayakları dibine düşürülmek. (bkz: ilk genclik travmasi)
gidip açık açık söylemeleri. gerçi kızlar bunu değil, "ayyhhh aramızda bişi var ama, açılamıyoruz" şeklindeki evcilik oyunu tarzı davranışı, daha çekici bulur...