40+ bu sebeple olgunlaşmama kalan 2 yılımı hayvan gibi şımararak ve salak salak şeyler yaparak geçirmek istiyorum zira 40'dan sonra s*ke s*ke olgun adam moduna girmem gerekiyor.
Yapamam dediğim her şeyi yaptım hissedemem dediğim her şeyi hissettim ölümü gördüm de kıyısından da geçtim, evden uzak kalmak nasıl bir duygu yada eve saplanmak nasıl bir his iyi biliyorum, en son ağlayalı yıl oldu veyahut açlık beraberinde yokluğu tattım, yani demem o ki arkadaşlar olgunluğu nasıl niteliyorsanız oraya süner olgunluk bir histir ve bünyeyi sarar mental olarak bir uzuvunuzdur.
herkes yaş yazmışta biz meyvemiyiz zamanla olgunlaşalım. yaşananlar, yenilen kazıklar, kötü tercih ve tecrübeler ve bunlardan dersler çıkarmadır ya da birden hayatın sillesini yemektir olgunlaşmak.
Tamamen beynini kullanmaya başladığı zamanla orantılıdır. 17-20 Yaşlarında 30 yaşındaki adamdan daha olgunda olabilir. Hayata bakış açısı önemli. Büyük düşünmek felan.
Think different
Olgun olma halini çok genel düşünmemek lazım gelir bence. Beni tanıyanlardan beklentim bu mesela. Kendimi biliyorum çoğu zaman, çok çocuk bir tarafım var. Büyümeyen bir sürü özelliğim var. Bir ara ufaklıklar ile anime izlerken, parmak uçları ile ağzına vura vura lölölö sesleri çıkarıp etrafta koşturan karaktere benzetilmiştim. Çünkü buyum. Top oynayan çocukların arasına karışmayı, mutlu olunca etrafta koşturmayı ya da bazen en basit olaylara çocuksu tepkiler vermeyi bırakamadım. Ama aynı ben koskoca insanların çocukça tepki verdiği olaylara en ciddi ve soğukkanlı hali ile yaklaşıp olayları çözüme kavuşturan taraf olabiliyorum.
Herkes böyle aslında. Kimse tam anlamı ile büyümez. Sadece topluluk içinde yaşamanın getirisidir büyümüş gibi davranmak. Ben toplumun içinde olmayı en baştan kabul etmedim, onların beni nasıl gördüğü ya da dedikodumu yapıp yapmamaları ile ilgilenmiyorum. Bu yüzden bakkala bornoz ile gidiyorum ya da işe giderken istediğim gibi giyiniyorum. Güzel bir şarkı duyunca put gibi durmak yerine dans edebiliyorum. Çünkü umurumda değil beni nasıl gördükleri. Benim tek derdim içimden geldiği gibi yaşamak. Kendimi bastırmak için sebebim yok.
Erkek için hayat daha zor. Yine çoğu kadın için bu böyle. Büyümeye zorlanıyorlar. Sünnet ol, ağlama, şikayet etme, dar şeyler giyme. Küçücük halleri ile ağladıkları an karı gibi ağlama diyip dayak yiyorlar ya da azar işitiyorlar. En baştan itibaren çocuk ve eş bakacak, ailenin tüm yükünü omuzlayacak, askere gidip disiplini öğrenecekler. Kısa boylu olamazlar, kasları olmalı, güçlü görünmeli falan filan.
Köylerde yaşayan kadınlar yine öyle. Kaç yaşındaydın evlendiğinde sorusuna 13 diyenler var. 15 yaşında anne olmuş. Ben 13 yaşında sokakta oyun oynuyordum.
işte böyleyken böyle. Bu insanların 30 yaşında hâlâ oyuncak ayılar biriktirme sebebi ya da 40 yaşında 12 yaşında birinin vermeyeceği tepkiyi verme sebebi büyümeye zorlanmak. Büyümeye zorlanmak büyümek anlamına gelmiyor. Bu işler böyle olmaz. Yani erkekler olgun değil çünkü olgun olmaya en baştan mecbur bırakılıyorlar. Çocukluğu boyunca sus ağlama, sızlanma, şikayet etme denilmiş biri elbette aşık olduğunda neye nasıl tepki vereceğini bilemez ve çocuk gibi görünür.
Yine çok duygusalım. Herkese eşit şekilde üzülerek uyandım.