aşkın tek taraflı olduğunu düşünen kadınların, asla inanmayacağı eylem. onlar önce erkeklerin de duyguları olduğunu öğrenmeleri gerek aşk bağlamında, çünkü erkek öküz ya hani kalas ya...sonra bu duruma uçuş yapsınlar. erkek yazar, erkek yaşar. tıpkı kadın gibi. hayat gibi.
aşkı, yadıkları kitapta yaşatıyorlarsa; yani konunun özünden kaymadan, hikaye içinde işliyorlarsa başarılı olabilecek kitaptır. ama sadece aşk hakkında yazıyorlarsa, hiç inandırıcı olacağını sanmıyorum. zaten aşkı bilmeyen birinin aşk hakkında kitap yazması, hemen anlaşılır.
doğal olan şeydir.bir erkek dünyanın en güzel varlıkları kadınlar hakkında yazmalıdır da zaten. dünyanın en güzel varlıklarını doğal olarak bir erkek betimleyecektir en güzel şekilde.
bir kadının aşk kitabı yazdığı düşüncesine gelirsek. pek de güzel olmayacaktır. erkeğin yani bizlerin neyini anlatacaksın ki?
şimdi tekrar karar verin. erkekler mi yazmalı bu kitabı , kadınlar mı?
ya kadınları tavlamaya çalışıyordur o yazar ya da ibnedir. Gündelik pratikte aşk üzerine düşünmek,yazmak,konuşmak erkeksi değildir. Erkek fizyolojisi, psikolojisi, davranış ve düşünce biçimleri aşağı yukarı bellidir. Aşkı yaşamak erkekçe olabilir de aşk hakkında kitap yazmak pek sümüklü bir erkek(!)eylemidir.
+bundan öteye gidemez bence de can dündar ı da gördük kadınlara değer verilmesi lazımmıs bilmem ne lazımmıs erkekler şöyleymiş böyleymiş kendiside bir gemide bir kadınla öpüşürken yakalandı, mühim değil nede olsa erkek a q
erkekler kadınlardan daha iyi aşk ı kağıda dökebilmektelerdir. bu yüzden olası bir durumdur. ufak bir araştırmayla en güzel şiirlerin ( aşk üstüne )erkekler tarafından yazıldığını görüceksinizdir. (bkz: Nazım Hikmet)
"sevgilinin niçin seninle olmak istemediğini anlamaya çalış. seni reddettiğinden değil, seni ne kadar çok sevdiğini biliyorsun, ama bazen yalnız kalmak istiyor. sen de onu seviyorsan yalnız bırakırsın; ona işkence yapmazsın. adam yalnız kalmak istiyorsa kadın, artık benimle ilgilenmiyor, belki de başka bir kadına ilgi duyuyor.. diye düşünmez. akıllı eş diğerini yalnız bırakır ki tekrar kendini toplayabilsin, yeniden paylaşacak enerjisi olsun. ve bu ritim gece ve gündüz gibidir, yaz ve kış gibi; değişir durur."
Kadın yazması gibi doğal olamayacak olan bir olay. Erkeğin kitap yazması zaten başlı başına bir olay. Coşkunun aşk anılarını yazdığını düşündüğümüzden iki bin sayfadan başlar kitap...
(bkz: erkek ne arar laa aşktan)
erkeklerin aşktan hiç anlamadığı, bayanların çok anladığı gibi bir düşünce hakimdir genelde. sanki aşk tek taraflı yaşanan bir duyguymuş gibi...
aşk hakkında elbette kitap yazmaları normal ve olağandır. hatta bu işin doktoru ilan edilen kişi bile erkektir. (bkz: mehmet coşkundeniz)
aşk denilen şeyin iki cins tarafından yaşandığının göstergesidir.. erkeğin aşkı yaşamadığını düşünen zihniyet sadece kadınların aşk yaşayabileceğine inanacak kadar ahmaktır.. aşk 2 kişi arasında doğar ve yaşamadan ne olduğunu anlamak mümkün değildir.. çünkü aşk sevginin çok fazla olması değil, başka bir boyutta tekrar oluşmasıdır.. kadın dışa yansıtır, paylaşır, gösterir yani azaltır, sıradanlaştırır.. erkek içinde yaşar, kendine saklar, kimseye belli etmez yani taptaze saklayabilir..
erkeklerin çok başarılı olduğu çok olağan her zaman rastladığımız, bir çok ünlü romancının ününü bu konuda kazandığı durum. sadece belgesel halinde, bir bilimadamı olarak aşkın kimyasını, vücuttaki hormon seviyelerini anlatarak aşk hakkında kitap yazılmaz. aşkı anlatan kitaplar yazılır. bugüne kadar bu kitapların en mühimlerini erkekler yazmıştır.
odun gibi birşey olacağı kesindir.. erkeklerin çoğu * odundur.. aşktan, sevgiden anlamazlar, daha çok kime nasıl pusu kursam, bundan intikamımı nasıl alsamı düşünürler.. ehh bir de hemen hemen hiçbir şeyi kadınlar kadar mükemmel yapamazlar!!
