Onlar bir gün çekip gittiklerinde, peşlerinde "yetim-öksüz" kalan çok olur.
Mutfaktaki dolap, perdeler, kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...
Sabah karanlığında mutfaktan gelen tıkırtılar susar, yetim kalmıştır tabaklar.
Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların.
Sık sık boynunu büker "sarıkız".
O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen olmaz
Değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.
Balkon artık sessizdir
Koridor kimsesiz.
Bir kadın gittiğinde...
Bir kadın gittiğinde ne çok kişi gider aslında;
Bir ağır işçi, bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...
Bir anne gider...
Bir dost...
Bir arkadaş...
Bir sevgili...
Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde...
Hep böyle olur; bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.
Kapı eşiğindeki "Dikkat et..." duyulmaz,
Annesi gitmiştir "geç kalma"nın.
Kadınlar,arkalarında büyük boşluklar bırakarak
giderler.
Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında
Ve bir kadın gittiğinde pek çok "yetim" bırakmıştır arkasında.
--spoiler--
kadınların düşüncesi ile erkeklerinki arasında çoook fark olduğundan kaynaklanan bir durumdur.
bir kadın düşünün, yeni biri olduğunda, ona alışır ve evlenebilir ve bunu hiç düşünmeden yapar. onların metapolizmaları enteresan çalışıyor. hiçbir kadının sevdiği adam uğruna yıllarca beklediğini ya da başka bir ilişki düşünmediğine şahit olmadım lâkin tam tersi olarak bir erkeğin yıllarca yol gözleyip evlense bile hâlâ onu bekliyor olduğunu gördüm.
kadınların yapısı çok tuhaf... bir erkeği deli gibi sevdiğini söylerken başka birinin koynuna girebiliyor, başka biriyle birlikte de olabiliyor.
kadınlar * para ve rahat yaşam peşindeler ve bunu bir şekilde oluşturmaya çalışıyorlar kendi kafalarınca. bacaklarının arasındaki şeyi sunmak ya da sevmediği biriyle bile olsa bunu kullanmak onlara utanç vermiyor.
bizim onlara verdiğimiz değeri onlar kendilerine vermiyorlar...
...ve dediği gibi birisinin...
"seni aldattığımı sandığın her kadına ben seni anlattım" der erkek. ama kadın bunu asla başaramaz...
mümkün olmayan durumdur. erkekler her zaman daha kolay atlatırlar. meşgul olacak daha çok şey vardır. mesela futbol, mesela iş, mesela içki, mesela kumar, mesela gece gezmeleri. ortalama birçok kız ise bunları ya yapmaz ya da yapmak istemez. hep içlerinde kurarlar. zaman herşeyin ilacıdır ama kızlara daha fazla zaman gerekir.
derin bir yara izidir yüreklerde ve silinmesi zordur, tek çare yerine gelen kişinin elleri, size bakışları merhem olursa yaranıza o zaman aşılır bu durum tabi bu bir ironiyede dönüşe bilir.
kadınlar aşk acısını yoğunlaştırılmış bir şekilde yaşadıkları için çabuk kurtulurlar. erkekler zamana yaydıkları ve gurur yaptıkları için ortaya çıkan durum.
kızlar duygularını erkeklere göre daha çok dışa vurur. ağlar bağır çağırır arkadaşlarıyla paylaşır dedikodu yapar olmadı alışveriş yapar rahatlar falan. erkekler duygularını pek dışa vurmazlar daha içlerinde yaşarlar. sevişirken bile aslında o acı çektiren kadınla savaşır. sanırım bundandır erkeklerin da zor atlatması. aslında bunlar bahane. duyulan aşkın büyüklüğüne bağlıdır tamamiyle.
kimyalarıyla alakalı bir gerçektir. her ne kadar kadınlara oranla dayanıklı ve güçlü görünselerde konu aşk olunca çok zayıf olabiliyorlar.onların olan şey her ne olursa olsun kaybedince dağatmaya , dibe vurmaya çok meğilliler. aşk acısınıda bu yüzden kadınlara göre çok daha sancılı yaşıyorlar malesef..
kesinlikle doğru bir önermedir.. her ne kadar güçlü görünmeye çalışsakta tek başımıza kaldığımız zaman.. o dört duvar bir kabirden farksız oluyor.. herkes aynısını mı hissetti bilmiyorum ama benim geçmişte geçirdiğim bu süreç,aynı tasvir ettiğim gibiydi..
eğer ki kıstas ayrılık sonrası diğer ilişkiye geçiş veya normal hayata dönüşse eyvallah ama erkek diğer kadın varolduğu an eskisini siler beyninde. ancak kadın öyle değildir. ayrılık sonrası güçlüyüm ben edalarıyla dışarıya duygularını vuramadığı için hayatına başka bir erkek girdiğinde dahi eskiş sevgiliyle gidilen bir mekana bile gidilse hatırlar ve az da olsa acı çeker. yani erkek 2 hafta sızlanır ve unutur, kadın hiç sızlanamaz ama unutamaz.
aşkın şiddetine göre 1 hafta ile 1 yıl arasında değişim gösterir bu süreç, bazısı hep yara olarak kalır ya da erkek öyle zanneder ama hepsi unutulabilir ya da unutulamaz.
en nihayetinde belirsizlikten bunalır kendi kendinize saçmalarsınız.
--spoiler--
sonra zaman geçti. zaman hiçbir şeyi düzeltmez. daha beter de etmez. zamandan bağımsız şeyler bunlar. karanlıkta uzanıp bir sigara daha yakmaktan başka bir şey gelmiyordu elimden.
--spoiler--
ben hiç görmedim kocası terk ettiği için günde bir 70'lik deviren kadın.. hiç görmedim tv programlarına çıkıp kocam geri dönsün pişmanım diyen bir kadın.. hiç görmedim terkedildikten sonra paketlerce sigara içip kendini zehirleyen bir kadın.. (istisnalar kaideyi bozmaz)
tabi türkiye'de kadınlar biraz bastırılmış olduğu için içlerinde de yaşıyor olabilirler bunları. hala kadınlarını dayaktan öldüren erkeklere sahip bir ülkede yaşıyoruz çünkü..