hep kadınlara yüklenirler evlendikten sonra bakımlı olmuyorlar diye de acaba kendileri evlendikten sonra aynı kalıyorlar mı? yıllar gectikce kırışan,göbek baglayan ve alın kısmına dogru halı saha şeklinde genisleyen acık alan bir başkasına mı ait acaba?
sayılan hiçbir nedenin, bahanenin olayı haklı göstermeyeceği kesindir.
aldatma mevzusunun inançla alakası yoktur. eylemi gerçekleştir er kişi ise sadece ahlaksız olarak nitelendirilirken, hatun kişi için en direk orospu yaftası yapıştırılır. yoktur ikisinin birbirinden farkı..
sabit bir nedeni yoktur aldatmanın. en başta karakterle ilgilidir, ikincisi karşısındaki insanın karakteriyle ilgilidir. ama sebebi ne olursa olsun aldatan şerefsiz dir ama hakaret olarak değil gerçek anlamıyla şerefsizdir.
tek sebebi "alışkanlıktır" ...
kadınların ve erkeklerin aldatma nedenleri çok farklı değildir aslında.. ilgisizlik, heyecan arayışı, adrenalin, öz güven kazanma çabası vs vs vs... uzayabilir bu liste.. ama arka plana baktığınızda ise gördüğünüz, tek gerçektir. kişinin, eşine ya da sevgilisine duyduğu aşk ve tutku bitmiş yerini alışkanlık almıştır. ancak çift bunun farkına varmaz ve kaybettiği tutku ve heyecanı ister istemez başka yerlerde aramaya başlar ve klasik sonuç.
peki o zaman neden üzülür insan yakalanınca ya da yakalayınca? neden kin neden öfke?
en başta söylediğim olgu "alışkanlık". çünkü alışkanlıların tabanı geniş, heyecan ve tutkunun ki ise dardır. geniş bir tabandan sıyrılıp, zaman zaman dar bir tabanda eğlenmek keyif verici olsa da; dar tabanda sürekli yaşama düşüncesi; sıkışmışlık hissi verir kişiye. mutsuz eder.karşındakini kaybetme endişesi değil, yeniden başlama korkusudur. yani benciliktir aslında bu mutsuzluğun sebebi.
bu bağlamda kişi ya hevesler peşine düşmemeli, dar alanlara meyil etmemeli ya da en azından kendine dürüst olup, yeni bir düzen kurmak adına karşısında ki ile yolları ayırmalı. ne yardan, ne serden vaz geçmeme durumu ise sadece kendi kendini biraz daha hapsetmektir aslında.