tarz sahibi olması. kendine güvenmesi. güvenebilecegi birikimlerinin olması. şık olması. tek ayak üstünde yalan söylememesi. hiçbir şekilde yalanlarına kılıf uydurmaması. en sık rastlananı duysan kızardın, sormadın ki, sen üzülme diye vs.. yani kısacası bakımlı ve karakter sahibi bir erkek uzaktan bile kendini belli eder. kaşınıza gözünüze de güvenmeyin ikinci salak lafınızda herşey ortaya çıkar. içini doldurmak gerek hocam.
cümlelerini anlamsız bir acelecilikle bir an önce tüketmek istemeden vurgulu biçimde konuşmak. iki cümleyi arka arkaya getirip cümle kuramayan lakin ayaklarıyla yer arasındaki bağlantıyı bir ferrari'yle kesen erkeklere değişilmez bu tipler.
şık bir takım elbise içinde kol düğmleri ceketine sıkıştıracağı mendili ile gömleğin aynı renk olmasıyla koluna taktığı kol düğmeleri ve boyalı güzel bir ayakkabı.*
sokakta orasını burasını kaşıyıp yürümesi. adamın stili belli, üç metre sonra omzunu hafif yukarı kaldırıp burnunu tek eliyle yukardan tutarak içindeki tüm mukusu söküp atacak. herkesin bir tarzı olmalı tabi.
(bkz: uno ekmek reklamındaki adam)
şeyh uçmaz müritleri uçurur deyişiyle paralel olarak, onu uçuracak bir kitle olması. bunlar işyeri ahalisi olur, okul ahalisi olur, yakın çevresi olur.. adam için bir kere 'ay çok stil sahibi ya' dendi mi, yolu açıktır artık. çünkü göreceli bir kavramdır bu ve karşı çıkan da pek olmaz. o hep zihinlerde öyle kalır.
bu yüzden işte, bir mahallede stil sahibi erkek kategorisine enteresan bileklikler-yüzükler-kolyeler takan yumurta topuklu abiler girerken; herhangi bir plazada da bir maaşla alınamayacak takım elbise giyen, takım elbiseye hiç bir şekilde yakışmayacak yarım kiloluk saat takan abi girebilir.
stil sahibi olunmaz, stil sahibi oldurulur bence.
şu meşhur beyaz don meselesi var bir de..
sıkı bir sevkülceyş * gerektiren anlarda ortaya çıktığından; stil sahibi görünmeyi bir kenara bırak, "denize de bununla girmiyorsun değil mi" bakışlarına ezdirir, harcar valla dağ gibi adamı.
çözün lan şu problemi artık..
tam yeri ve de sırasıyken; liseye başlayana kadar g.tümde bir barış bayrağı edasıyla sallanandırdıklarım için o tarihlerde seviştiğim tüm hatunlardan özür diler, bu hususta kıymetli annemi hiç affetmeyeceğimi belirtmek isterim... **
ve tabii ki deri unsurların tek pas oynaması..
deri dediysek kemer, ayakkabı, saat kordonu ergen şey,
devir bakayım şimdi o çadırı...
yatakta muhteşem olması ve bununla asla övünmemesi,
kendine has, lezzetli yemekler yapması ama dışarıdan yemek siparişi vermesi,
çok şık ve siyah ağırlıklı giyinmesi ama üstümdekiler nasıl olmuş diye sormaması,
ılık sesiyle fransızca güzel şarkılar söylemesi ama bu şarkıları sadece sevdiği kadına veya duşta kendi kendine söylemesi,
kendi kurduğu işinde başarılı olması ama tebrik edilmeye ihtiyaç duymaması,
serseri bir yakışıklılığının olması; kendini çirkin bulmaması,
kendiyle ilgili detayları anlatmaması, aykırı olması ama asla çıkıntı olmaması,
gitmek istiyorum, gelmek istiyorum, gitmeni istiyorum, kalmanı istiyorum diyebilmesi,
karşısındaki kadına saygı duyması, bağlı kalabilmesi ama asla bağımlı olmaması;
kendinin farkında olması ve bunun reklamlarına ihtiyaç duymaması, bunun kendiliğinden farkedilebilmesi bir erkeği yüzde yüz stil sahibi gösterir, hatta yapar.