kadınların hiç uğraşmadıkları bir şeydir. onlar çünkü bir erkeği anlamak istemezler, erkeğin onu anlamasını beklerler. özgürce hareket imkanı verirsiniz, gün gelir seni e bırakır giderler ve yine seni anlamazlar, onun haklı olduğunu anlamanızı sizden beklerler.
erkeği anlamak zor değildir sevgili bayanlar. bir çoğu gerçekten çok sevmiştir, dünyalar kadar sevmiştir ve o sevdiği onu anlamamıştır. ondan sonraki süreçte erkek bir daha aynı şevk ve heyecanla asla sevemez, aynı sadakati bir daha gösteremez, güvenemez. genelde bu bağlanmalar da ilk aşklara olduğu için çok erken yaşlarda olur ve sonrası boka sarar.
tecrübe ile sabit. bir kadın sevdim ve şimdi hepsi gözümde kötüler. keşke birazcık anlasaydı beni
erkekler kadınlar kadar çok düşünmezler. Kadınlar her şeyi derinlemesine düşünürler. ama erkekler daha pratiktir; düşünür, geçer. yani kadınlar çok ama boş düşüncelidirler. akıllarına gelen her şeyi dert edinme potansiyeline sahiptirler. erkekler bunu hayretle karşılayıp 'bir insanın kafası nasıl ve neden bu kadar boş düşüncelerle doludur?' şeklinde meraka kapılırlar.
Kadınlar genelde acelecidir, erkekler tam tersi her şeyin yerinde ve zamanından olmasını isterler. mantıklı olan da budur, çünkü gerçekten de her şeyin yeri ve zamanı vardır. bu yüzden erkekler, kadınların gözünde hep korkak olarak görünür. oysa asıl korkak kendisidir, zira acele etmesinin sebebi 'acaba?' korkusudur.
oysa bir erkek seviyorsa aklında kadından yana hiçbir 'acaba?' korkusu yoktur. onun Aklındaki tek 'acaba', hayata dair 'acaba'dır. yani evet, bazı şeyleri yapmak, bazı adımları atmak için hayatta bazı şeyleri yoluna koymayı beklerler önce.
tabi bu mazeretlerin hiçbiri, hiçbir kadın için, hiçbir zaman geçerli olmamıştır ve olmayacaktır. Çünkü ne derseniz deyin, onlar hep haklıdır. onlara kalsa Nietzsche, Platon, Descartes yanlarında halt yemiştir. Asıl 'düşünen'ler kendileridir, onlara kalsa hayatın imbiğinden geçip, Felekten sille üstüne sille yiyip, hayatın tüm gizemlerini çözmüş ve hareketlerini ona göre planlarlar.
Velhasıl kelam, erkekleri anlamaya gerek yok. gördüğünüz neyse odur erkek.
erkekler anlaşılmayan bir varlık türü. anlayan varsa beri gelsin. hani derler ya erkeklerin kalbi midelerinden geçer diye, onlara çeşit çeşit yemek de yapsanız bir türlü kalbini kazanamıyorsunuz.* bir erkek böyle bir sofra istemez mi? şikayet mi eder?** bir naz, bir niyaz anlatamam. yemek yapmasanız bu sefer de yemek yapmadı diye şikayet ederler. bu erkekleri anlamak mümkün değil.
You need to know the way they are wired ( En guzel boyle anlatiliyor ), ya da mekanizmalarinin nasil calistigini bilmek gerekir. Ayni sey kadinlari anlamak icin de gecerlidir. Mesela klima aletinin mekanizmasi ve calisma amaci bellidir ve herkes tarafindan bilinir. Kimse " Aaa bu klima neden muzik calmiyor." demez bu yuzden. Iki cins de zahmet edip birbirlerinin dogasini ogrense hersey cok daha kolay olur ,says the expert (!).
bakın size ikinci bir örnek anlatayım sözlükçüğüm. bu yıl evliliğimde kendimce çok önemli bir karar aldım 'hiç kavga etmeyeceksin, güler yüzlü olacaksın, tartışmaları büyütmeyeceksin' diye. her sorun çıktığında ve eşim kızdığında 'özür dilerim canm, sen nasıl istersen hayatım...' * neyim diye geçiştirmeye çalıştım. ya da sorun çıkan mekanı terk-i diyar ettim. peki bana tepkisi ne oldu dersiniz: 'asıl bu hayatım, canım...diyenlerden korkacaksın'. ne yapacaksam artık valla bilemedim.
Evlilikle ilgili sorununu git kocana anlat. 3. Sinif sozluklerde daha evli bile olmayan embesillere fikir danismaya gerek yok. Dogrusu bir insani anlamak olan olgu diyerek tanimi yapayim. Tanim tamam, ayar da tamam. Eh, cevabi da vereyim. (bkz: Iletisim)
Erkekleri anlamak gayet basittir. Erkek matematik tir, nasıl ki matematikte türevin ne olduğunu bilip, denklem çözmeyi bilmezsen, türev sorusunu çözemezsin, erkekte böyledir. Basitten başlamak gerekir. Nelerden hoşlanır, nelere kızar, neye şaşırır.
erkekten erkeğe farklılık gösteren özellikleri genelleyerek çıkarım yapmaya çalışmaktır.
bütün erkekler ya da bütün kadınlar diye başlayan cümleler objektif değil subjektiftir.
erkekleri, anlamak istedikten sonra anlamamak mümkün değildir. yeter ki anlamak isteyin.
anlaşılamayandır. evliliğin ilk yıllarından beri ısrarla 'gezi kültürümüz' olsun diye yol yapılıp tatili 'memlekete gidip gelme' anlayışında olan eş gezmeye ikna edilir. her yıl memleketin 'belli' bir yeri gezi görülürken bu yıl işin 'zıvanadan çıktığına' kanaat getirilir. * bu eşin, eğitimde 'bıktırma yöntemiyle davranışı söndürme' şeklinde bir amacı olup olmadığı zihni sürekli meşgul etmeye başlamıştır. **
