deliler gibi pişman olan eski sevgili "naber, nasılsın, uyudun mu" tarzında sorularına cevap alamaz ve artık sadece "iyi bayramlar, günaydın, iyi uykular" tarzında cevap verilme ümidinin tükendiğine dair mesajlar göndermeye başlar. Onu bu hale getiren kendi yaptıklarıdır aslında ve zaten pişman olmuştur. "onu bu hale getiren" damgasını yiyen kız ona bu işkenceyi yapmıştır. haksızlık yaptığını farkına varan ama işin işten geçtiğini bile geç anlayan, böyle bir durumda vicdanıyla başbaşa kalan bir erkek en büyük işkenceyi çeker.
bütün bir günü alışveriş merkezinde geçirmek, internetteki kişilik
analizi testlerini çözdürmek, 2. 5 saat mahalledeki dedikoduları anlatmak, sürekli senin bugün neyin var diye sormaktır.
bir yere gidileceği zaman sevgilinin "aşkım bunu mu giyim yoksa bunu mu giyim" şeklinde sorarak erkeği yıldırması ve "tamam canım beş dakikaya hazırım" deyip bir saat sonra hazır olması(belki de daha fazla)
alışverişe götürmek, maç izlerken önünden sürekli geçmek ve soru sormak, ' beni seviyor musun?' ve benzeri soruları rutin aralıklarla sorup verilen cevap ne olursa olsun kavga çıkarıp ağlamak en eğlenceli olanlarıdır.