Ben bir erkek olarak erkeklerden hoşlanıyorum. Erkek çok yakışıklı olunca kendimi ondan alamıyor ve kendimi veriyor, daha sonra da özgürlüğüme kavuşup gezmek istiyor, Hoşlandığım adamla birlikte gezmek istiyorum. yani öyle.
edit: harf hatası giderildi.
bizans bar vardı evlenmemiş ve genliğin yaşandığı zamanlarda...
taksim ilkyardım hastanesi ilerisinde, bizans kültürünü yaşatma vs adı altında üyelerin girebildiği kalburüstü mekanlardan biriydi.
oranın barmeni yakın arkadaşım (daha önce yazmıştım, bizim grup içinde) olup hafta sonları orada toplanırdık. gece ikiye kadar açıktı.
içeride eşcinseller de olurdu ki orası bir eşcinsel barı değildi (gay lezbiyen) el ele oturur öpüşür sohbet eder müzik dans, bazen de orada olan müzisyen biri (küçük bir sahnesi vardı) çıkar canlı performans sergilerdi (ücret almadan, içinden gelerek eş dost arkadaşlarıyla eğlenirken) gerçekten nezih bir ortamdı. o zamanlar insanlar daha da toleranslıydı galiba... sokaklarda ne idüğü belirsiz taliban ışid benzeri fistanlı etekli sakallı milyonlar içimize karışmamıştı.
neyse, yazar çizer sinema sanat dünyasından insanlar ağırlıklıydı. duvarlara yazılar yazılırdı. her zaman oturduğumuz (boş bulabilirsek) masamızın yanında ki duvarda "her erkeğin içinde bir parça ibnelik vardır. sadece cesareti olan bu duygularını yaşar" diye bir ruj ile yazılmış yazı vardı...
ben de altına "buna göre ben bir erkek değilim - haydar" diye yazmıştım.
ne alaka ise, aklıma geldi işte.
edibüdü: açmayın ya böyle başlıkları mübarek pazar günü de insana gençliğinde yaptığı günahları hatırlatmayın.