aynı duygu bayanlarda da mevcuttur ama erkeklerde biraz daha fazladır. evlendiklerinde özgürlüklerini kaybedeceklerini düşünen, çevresinde gördüğü, birbirleriyle severek evlenmiş ve bir süre sonra boşanmış çifleri gören, belki içinde yaşadığı ve hazır olmadığına inandığı, baba olma duygusu sonucu ortaya çıkan durumdur.
evlilik tamamiyle güven işidir. ve zor iştir. seçimi doğru yapmak gerekmektedir.
belkide;
-nerdesin?
-geç oldu gelmiyor musun?
-telefonu neden geç açtın?
ömür geçirelecek kadının olmamasından kaynaklı korkudur.en azından benim için öyle,ulan bu kadınla ömür geçer dediğim onsuz olamadığım bi kadın olsun yarın evleneyim
erkekler serbest büyürler, ileride de ne toplumdan ne aileden baskı gormeksizin istedikleri bir hayatı kurabilir istediklerini yapabilirler.
kadınlar ise genelde ya aile ya toplum ya her ikisi birden tarafından kısıtlanır, hiç kısıtlanmasa fiziksel olarak yaratılıştan gelen ve erkek egemenliğindeki dunyada dogmaktan kaynaklanan kısıtlar vardır. tek basına eve çıkmak istese ya çıkamaz ya çıksa garip bakışlara maruz kalır. dışarı çıksa gece, yanında bi erkek yoksa sıkıntı çeker, aileden ayrılması bir erkeginki kadar kolay degildir. doalyısıyla kendi kafasındaki hayatı kurmanın en basit yolu evlenip eşiyle bir şeylere girişmektir.
doğal olarak temelde erkekler zaten varolan özgürlüklerini ve güzel hayatlarını, kurabildilerse kafalarına gore kurdukları hayatlarını heder etmek istemezken, kadınlar bunu en kolay yoldan evlilik yolu ile başarmak isterler.
eğitim ve zeka seviyesiyle bu korkunun dogru orantılı olması, eğitimi ve zekası iyi olan birinin genelde daha fazla gelir ve statuye sahip olup hem kararlarında çevresinden saygı gorerek daha bagımsız hareket etmesi hem de daha yuksek bir gelirle istedigi bir hayatı kurupğ hayatından memnun olmayı başarabilmesidir. doğal olarak bu hayatı riske atmaktan çekinecektir.
"özgür ruhlu" erkeklerde görülür. çoğu "evlenmek" istese de, kısıtlanmaktan korkarlar. rahat rahat yaşıyorken, "vay 1 saat geç kaldın, saçımı süpürge ettim senin için, şu bana çektirdiklerine bak" diye bir kadının onları "huzursuz" bir hayata mahkum etmesinden korkarlar.
özellikle; gelişen toplumda, kadın "özgürleştikçe", eski değer ilişkileri de kaybolmuş ve "kocasının sözünü dinleyen kadın" olayı da ortadan kalkmıştır. bunun yanında erkekler de giderek; daha "özgür" bir yaşam ortamı bulmuş, temizlik vb gibi işler başka yollardan halledilir olmuştur. ayrıca "seks ihtiyacını" gidermenin de yolları çeşitlenmiştir. kadın "özgürleştikçe", erkeğin "evlilik korkusu" da kök salmaya başlamış, kendi özgürlüğü de arttıkça "neden?" sorusu daha çok gündemeye başlamıştır. "terazi" kurulmuş; evlenirsem ne kazanır, ne kaybederim sorusu daha çok yaygınlaşmıştır. bu da "bekarlığın" erkekler arasında bir "moda" haline gelmesi sonucunu doğurmuştur. bunun üstüne bir de erkeğin sürekli mutsuz evlilikleri, zindan olan hayatları gördükçe; elindeki özgürlük ve rahat yaşamı feda etmeme isteği ağırlık kazanmaktadır.
ama "evlenmeyi düşünmeyen" erkek; gerçekten sevdiğini hissettiği bir kadın bulduğunda bu fikrini gözden geçirebilir. sonuç olarak, yaş ilerledikçe, "daha sakin bir hayat" isteği bu tür erkeklerde de ortaya çıkar. ayrıca sevdiği bir kadını mutlu etmek de yine erkek doğasında oldukça yaygın bir durumdur. bu tür erkeklerin, belirli bir yaştan sonra, uzun süreli ilişkilerini, genelde kadın tarafının ısrarlarıyla da olsa, evlilikle noktaladıkları sıkça görülür. ayrıca "baba" olmak bütün erkeklerde "merak" ve "ilgi" uyandırır.
iyi akşamlar. bakire olmayan kadınlar toplanırsa eğer birkaç itirafta bulunacağım.
sakin ol yavaş yavaş, itişmeden kakışmadan bi yer bul, otur. hepinize yetecek kadar yer var burda.
efendim öncelikle bakire olmayan kadın yaltakçısı yavşaklardan özür dilerim, zira bu anlatacaklarım onların bu kirli oyunlarını belki biraz da olsa(umarım) sekteye uğratacaktır. erkeklerde evlenmekten korkmak gibi bi hissiyat hiçbir yaşta yoktur. kadınlarda da yoktur. hemen örnek bi diyalogla açıklayalım;
-merhaba. sevdiğiniz ve sizi sevdiğinden emin olduğuniz biriyle evlenir misiniz?
-afedersin de mal mısın?
-pardon?
-tabisi de evlenirim armut!
-oldu o zaman tesekkürler
gördüğünüz gibi oldukça basit bi mantık. peki bu jüpiterin çevreside olan halka gibi, olmayan ama var olduğu kabul edile korku da ne ki? söyleyim hemen, hazır mısın? yapmaaa sen de biliyorsun, öyle ölü balık gibi bakma bana. heh bak bildin. evet o, bekaret...
daha önce 100 lerce erkekle deliler gibi sevişmiş, artık seks mevzunda aşmış bir kadınla sen erkek olsan evlenir miydin? dürüst ol, canımı ye.
sana layık değilim der ise, hiç çekinme ana avrat söv bu yaltakçılara. bırak bu götünü yedimin ayaklarını de. ya da evliliğe hazır değilim diyen olursa "sevişirken iyiydi ama" de rahatlıkla.
evlilikten korku diye bi şey yoktur hanımlar. özellikle bi erkek için asla yoktur. onlar her sevgilim bana versin fekat karım bakire olsun derdindeler. bekarete önem göstermeyen daha doğrusu öyle görünen bu yaltakçı bukalemunlara ne prim verin ne de...
neyse artık anlamışsınızdır umarım. az önceki örneği çok sevdim lan, dur tanımı da onunla yapayım;
jupiterin kenarındaki halka gibi, olmayan ama var olduğu kabul edilen, bakire olmayan kadın yaltakçısı yavşakların sığındığı liman...
- o bi kere saturn tıaammıaaaa
- ben nerdeyim sen nerdesin be güzelim
sorun erkeklerdeki korku değildir. kadınların evlenme merakıdır. erkek biraz daha evlenince ne bok yiyeceğini o eve nasıl bakacağını düşünüp temkinli yaklaşır.
(bkz: dünya kızlara güzel)
Erkeklerde evlenme korkusu yoktur. sadece günümüzdeki kızların evlenince "yan gelip yatayım." düşüncesinden dolayı evlenmek istemiyorlar. Bu devirde ev geçindirmek zorken birde bütün sorumluluk erkeğe kalırsa, doğal olarak evlenmek istemezler.