discovery de izlediğim bi belgeseldi sanırım kadın ve erkeklerin vucutlarına yerleştirilen alıcılar neticesinde cinsiyet farkı olmaksızın bakılan yerin aynı olduğunu kanıtlamışlardır.
gün ışığı, götten sekip göze duhul etmişse
orda şekil alıp beyine; ben bir götüm demişse
...
diye bir aşık memo şiirini hatırlattı bana.
hakikaten var bu hastalık. ancak ilginç olan sadece erkeklerde değil, aynı ölçüde kızlarda da var. ancak erkeklerdeki gibi açık ve belirgin değildir. onlar bu hastalığı içinde yaşarlar. erkekler ise hastalığını dışarı taşırırlar.
"hastalık, tedavi, psikolojik, kitlenme... ne diyorsunuz siz?!" şeklinde haykırmak istediğim durum. kendisiyle bir an göz göze gelmediğim sürece kitlenme yaşamıyorum. ama görmezden de gelmiyorum. belki kadın vücuduna özgünlüğünü* veren kısım 'göt'* dediğiniz yer olabilir. tabii bu durum yine de kendisini "pablik" ortamlarda sonsuza kadar bakılabilir kılmıyor.**
genetik bi hastalıktır. öldürmez ama süründürür. 2-3 seans radyoterapi görerek veya gözlere mil çekilmesi suretiyle hastalık terkedilebilinir. bu sefer de gözler kaybedilebilir. olsun canım! kalp gözün neyine yetmiyor.
dişilerdeki Büyük göğüs, büyük kalça ve vücuttaki diğer kıvrımlar erkeğin bilinç altında "doğum için ideal dişi" sinyalini yakar. insan ve diğer canlılar soyunu en iyi genlerle ileri taşıma iç güdüsüyle dolu olduğu için kadının kalçası ve göğüsleri erkeğin ilk dikkatini çeken yerlerden bir tanesidir. ha şimdi "bahane bulma, her gördüğün kadınla soyunu devam ettirmek mi istiyorsun" diyebilirsiniz ancak insanların davranışlarını incelerseniz hayatımızdaki neredeyse her hareketin insan olmanın getirdiği iç güdüler ile şekillendiğini görebilirsiniz. mesela, her ne kadar medyada "kürdan gibi kadınlar çok güzel, balık etliler evde kalırlar" diye pompalasalar da erkekler her zaman balık etli birisini kürdan gibisine tercih ederler.
hastalık olan ise yolda, otobüste gördüğü kalçaya dakikalarca öküz gibi bakıp, kilitlenmektir hatta ona türlü şekillerde temas etmektir*. yani anlık bakış normal iken sürekli bakış gözle tacize girer.
bir de popo fetişi olan kadınlar vardır. hatta kadınlar da en az erkekler kadar popoya bakarlar. bunun sebebini yıllardır anlamadım gitti be sözlük.
ilginç bir hadisedir tabii ama daha ilginç olanı, hem imla yönünden hatalı, hem de konusu itibariye, önceden zaten açılmış olan bir başlığa, sözlük yazarlarının inatla yazıyor olmasıdır...
bakılan bayanın hoşuna gidiyorsa eğer ikinci ve üçüncü şahıs çirkin bayanları ilgilendirmeyecek durumdur. her bayanın götüne bakılmaz.
(bkz: göte bakan erkeğin iktidarsız olma ihtimali)
içgüdüsel bir davranıştır.kadınlarda kalça doğurganlığı simgeler.aslında masumca...bir erkeğin farkında olmadan çocuk sevmesi ya da istmesi durumudur.kadınların bebekleri sevmesi kadar doğal bir davranıştır.
hayvanların yaşadığı ortamlarda olur bu hastalık. tıpkı hayvanlar gibi tanıştıkları kızın arkasına geçip poposuna bakarlar, koklarlar, kuyruk falan sallarlar.
karşıdakiyle göz göze gelmesine rağmen ısrarla popoya bakanlardan bahsediyorum. bilmişlik taslamanıza gerek yok, uludağ sözlük yazarı mısınız nesiniz; tövbe..
seksi hastalık olarak gören zihniyetin ruhta kalan kırıntılarıdır böyle argümanlar. kadınlar, kendileri ile tanışılmak istendiğinde kibar bir şekilde reddetmeyi veya kabul etmeyi öğrenmediği sürece, erkekler de madem tanıyamıyorum o zaman bilimum görsellikle idare edeyim diyerek götlere bakmaya, zoom'a basmayı da ihmal etmezler.
doğuştan gelen bir özellik olduğu için hastalık denemez. ancak bakılanı rahatsız eder duruma geldiyse rahatsızlık sözcüğü yerinde olur. velakin bakılan baktırmak için yırtınıp da bakıldığında cazgırlık yapıyor ise;