kendi küçük kızlardan hoşlanan erkekler kadar olgun ablalarla birlikte olmaktanda haz duyan erkekler de mevcuttur. tabi yinede genelleme yapmamak gerek.
yapılan genellemelerden birisi. insan olgunluğa kavuştuğunu hissettiği zaman halet-i ruhiyesinde bir takım değişiklikler ve tercihlerinde farklılaşmalar olur. bu duruma göre de beklentilerine göre kendisi gibi olgun bir insanı tercih etmesi doğal bir durumdur. şimdi olgunlaşma yaşla alakalı bir durum değildir. öyle insan vardır ki 20 yaşındadır ama 30 yaşındaki bir insandan daha çok hayatın anlamını ve sorunlara getirdiği çözüm yöntemleri bakımından tecrübeli birisi olduğunu belli eder. ama kimi 30 yaşındaki insan da öyle bir çocukca şımarıklığını ve vurdum duymaz tavırlarını sürdürür bir türlü olması gerektiği yapıya ulaşamaz. hayat denilen girdapta insanoğlunun birçok yaşanmışlıkları ve bu yaşanmışların kendinde bıraktığı dersler ve tecrübeleri olmuştur. bu fırtınadan arta kalan yaşadıklarını aklı selim bir şekilde sindirerek değerlendirmesi, onlara kafa yorması, kızgınlığında bile alması gereken kararları serin kanlılıkla alması bu onun olgun bir mertebeye ulaştığına delalettir. ha ''olgun olmak marifet mi-dir'' diye de soralabiliriz. tabiki de bir bakıma marifet sayılabilir. tasavvuf ehli insanlar iç huzura erişmek için ya da mevcut olan karmaşıklığı değerlendirmek için bir takım basamaklardan geçerler en son basamak olarakta bildiğimiz kadarıyla marifet kapısı deriz buna. tasavvuf ehli değerli insanlar eğer olgun bir kişilik kazanmamış olsalardı bugün bizler onları değerli ulu kişilikler olarak anmazdık. demek oluyor ki bir insanın değerli bir üretimi sunabilmesi için olgun bir yapıya ve bu yapının gerektiği azami hayatı kendine pratik edinmesi gereklidir. bu düşüncelerle tahlil edildiği zaman olgun kendisinin zıttı olan cinsle ya da eşcinsel bir yaşamı kendine uygun görüyorsa kendi cinsinden birisinin olgunluğu sevmesi ve onu kazanması doğal bir sürecin getirdiği sonuçtur.