Erkeğin aşkı, doygunluğa erdiği andan sonra gözle görülecek şekilde azalır, önüne çıkan her kadın, elde ettiği kadından daha çekici gelir ona; çeşitliliği arzulamaya başlar. Kadının aşkı ise, doygunluğa erdiği andan sonra artmaya başlar. Bu doğanın amacının, türün sürdürülmesi ve elden geldiğince çoğaltılması olmasının bir sonucudur. Erkek bir yılda 100’den fazla çocuğu kolaylıkla yapabilir; oysa kadın, ne kadar erkekle sevişirse sevişsin, yılda ancak bir çocuk yapabilir. işte bundan ötürü erkeğin gözü her zaman başka kadınlardadır, oysa kadın bir tek erkeğe iyice bağlanır. Çünkü doğa onu, kendisi farkına varmaksızın, gelecekte doğacak çocuğun besleyicisini ve koruyucusunu elde tutacak biçimde davrandırmıktadır. Bu bakımdan, evlilik hayatında erkeğin gösterdiği sadakat yapay, kadınınki ise doğaldır.
yukarda saydigim orneklerden ilki kuvvet ve muhtemeldir ki dogrudur onun icin.. akilli kiz secimini dogru yapan, yaptigi secimlerinden pisman olmayan kizdir. e sevismeden once biraz dusunseydin be yavrum. bu kizlari anlamiyorum ben. abi niye yanlis secimler yapiyor ve bu yanlis secimden sonra yasadiklariniza takiyorsunuz? sen secimini dogru yapsaydin belki adam erken bosalcakti ama yinede arayacakti. belki de sen terk etcektin onu. kim bilir..
Arar. Neden aramasın ? Ancak belli bir süre sonra arar. Seks diye bahsettiğin şey teoride zaten fiziki bir ihtiyacı gidermektir. En basit şekilde karnın doyduğunda acıkana kadar yemek yemezsin. E sevgi yoksa arada niye bir daha seni becermek isteyene kadar arasınki ?
Kadınların hem cinselliklerini yaşaması gerektiğini söylerken hem de kendisiyle yatan kadınlara tabiri caiz ise bu benle yattıysa kim bilir daha önce kaç kişiyle yatmıştır yahut yatacaktır düşüncesine kapılmaktan kendini alamayan erkeklerdir. Ne istediklerini bilmezler tıpkı bu erkeklerimizle ilişkide olan kızlarımız gibi , sürekli bir iki yüzlülük durumu hakimdir , doğu ve batı arasında köprü olmanın bedelidir belki de.