dünyada toplam nüfusun yüzde 49.7sini kadınlar oluşturuyor. istatiksel analiz yapılarak istenilen yaş aralığına göre kadın sayısı 1 milyara yakındır. 1 milyar kadınla birlikte olmak mı yoksa 1 kadınla birlikte mi ? Eğer 1 kadın yüzde 49.7'lik orana eşit veya daha büyük ise o zaman evlenilmelidir.
Balayına değil alayına giderim diye uydurulmuş pek bir densiz laf özetidir aslında bu korkunun. Tabi ekonomik kaygılar da olabilir sebep. Ancak genelde tek kişiye bağlı kalabilme gücünü bulamamaktan kaynaklanır. Evliliğin vazgeçmek, fedakarlık yapmak üzerine kurulduğunu gören, duyan erkeğin kaçışıdır.
sorumluluğu sevmediği için diyebiliriz belki. hele ki böyle bir dünyada daha fazla sorumluluk biniyor ebeveyne. bir çocuk dünyaya getirmek kolay. mesele dünyaya getirmek değil, onu nasıl dünyanın o iğrenç yüzüne karşı hazırlayacağındır.
bir çocuğu bilinçli, ahlaklı, dürüst bir şekilde yetiştirip yetiştiremeyeceğime dair kararsızlıklar beni evliliğin dışına itiyor. benimle aynı düşüncede olan bir kadının olmasıda hiçbir şeyi değiştirmez. evlendikten sonra bir gün çocuk yapmak isteyip istemeyeceğimizi bilemeyiz çünkü.
çünkü ben çocukları çok severim. her birine dünyanın yeni umutları diye bakarım. ama dünyanın iğrenç yüzü birer birer onlarıda kendi içerisine çekiyor. buna şahit oldukça evlilik daha da uzaklaşıyor benden.
bir erkek olarak; benim evlenmek istemeyişimin tek sebebi budur.
bekarlık özgürlükmüş, sultanlıkmış vs. bunlar palavra. bunlar sebep olamaz. bekarlık, kendini yalnızlığa hapsetmektir. bunun neresi özgürlük?
bekarlığı, insanın kendisini yalnızlığa hapsetmesi olarak tanımlıyorum ve bir çocuk daha dünyanın iğrenç yüzüne tanık olmasın diye bile bile hapsedeceğim kendimi. en azından bu da benim sorumluluğum olsun.
daha sevişmem gereken çok kadın var diye düşünürler. ne yazık ki çoğu bunu gerçekleştiremez ve ne hayalini kurdukları hayatı yaşayabilmiş olurlar, -bazen çok geç evlendiklerinden mütevellit- ne de aile hayatları şahane geçer.
korkudur, koruyamama korkusu, ne kadar iyi bir işi geleceği olsa da korkar hep, çünkü karşısındaki sevdiği kişidir onun zarar görmesinden ona bakamamaktan korkar, kendine güvenemez her ne kadar güçlü olsa da, bu herşeyi gönüllerince otomatik olarak üstlendikleri içindir aslında, bir erkek evlilik olayının ortak bir yaşam olduğunu anlayıp kadınında ona karşı sorumlulukları olacağını anlayıp bunu benimsediği an evlenir.