öncelikle kadın-erkek eşitliğine inanmalı; maddi-manevi her konuda bu böyle olmalı yok aksi takdirde kendinizle çelişiyorsunuz, komik oluyorsunuz, sevilmiyorsunuz.. sonra güzel olmalı, çok güzel olmalı ve bunun farkında da olmalı bunu hissettirmeli falan çünkü erkekler bazen çok aptal olabiliyor ve bazı şeyleri onların gözüne gözüne sokmak lazım. aslında eşitlik konusu çözülünce birçok konu da çözüme ulaşmış oluyor ama örneklerle anlatmak gerekirse; karşı taraf ne kadar trip atma hakkına sahipse erkeklerin de o kadar hakkı var, ayrıca seni seviyorumu ilk erkekler söylesin konusunda da sorunlar var hep niye erkekler söylesin ki iki dakika da erkekler size hissettirmeden siz bir şeyleri başarabildiğinizin farkına varsanız mesela nasıl olur? yani diyeceğim o ki onurlu, gururlu, eşitlikçi oldugunuz sürece siz de beyaz atlı prensler görebilir, yalnız uyuma ve benzeri igreti durumlardan sıyrılabilir, kız sohbetlerinde başınız dik oturabilir ve diğerlerinin yaptıgının aksine hiç abartı kullanmadan kendinizden bahsedebilirsiniz falan fistan işte.
öncelikle amı olmalı. hani tamam, kaş göz opsyonel de, am şart. am diyorum, alınmıyorsunuz inşallah. çünkü pussynin türkçesi am. rahim biraz daha tıbbi oluyor gibi. kaldıki çüke de "penis" denmiyor ülkemizde.
edit: "am"ı gördün ya, yapıştır eksiyi. kraliyet ailesindeniz ya, yakışmıyor ağzımıza!
istedikleri; böyle sarışın, uzun boylu, mümkünse voleybol kariyeri olan. vurdum mu hop oynasın... genelde bunu isterler ama elde edemeyince 'sarışınlar bok', 'voleybolcular kaşar', 'uzun boylular itici' olur. garip tabi.
karşısında ki kadın da olmayan şeyleri isterler.
suskunsa konuşkan bir kadın.
kıskançsa kıskanç olmayanını
zayıfsa etli butlusunu
paralıysa ezik hissettirmeyecek kadar parasızını
kaprissiz ise nazlı niyazlısı nı
hatta dürüst ise biraz yalancısını
+ erkek - kadın
+ aşkım ben yakışıklıyım değil mi ?
- o kadar da ahım şahım bir yanın yok sami normal standartlardasın işte.
+ biraz övsen ölür müsün ? 'yada hiç ses etmezler tribe girerler'
- ama aşkım dürüstçe cevap verdim.
edit: şimdi diyorum ki hani ben biraz zıt bir kişiliğim herkes gibi olmak istemem beni de beğenmiyorlar.
diyorum ki her gün farklı olunuz.
bir gün susun, bir gün konuşun, bir gün aktif olun, bir gün pasif olun bu sefer de dengesiz ilan edilirsiniz.
ama erkeğini mutlu etmek isteyen bir kadın az da olsa kişilik bölünmesi yaşayacak dengesizliğe uğrayacaktır.
çünkü sabit bir istek yoktur neyseniz olmayanını ararlar.
erkek, sevgilisini baştan yaratmak ister. bir noktaya kadar mükemmelleştirilebilir hatun kişi. sonra ayrılık olursa, mükemmel bir kadın mükemmel erkekten uzakta, erkek yetiştirme yurdu olur. o erkek (ben) zaten kadın yetiştirme yurdurur.
erkek, bakımlı sevgili ister. yanındaki kadına herkes imrenerek baksın ister. ama bunu kadınının yanındayken ister. eğer kadınının yanında değilse ne giydin sen, "o kıyafetle mi gittin oraya" gibi sorularla kadınını bunaltırken alt metinde hep "ben sana güveniyorum ama onların ne bok olduğunu biliyorum" cümlesi vardır. sonra kadın erkeğinin istediği kadın olur... tam bu sırada günün birinde kadın tek başına çarşıya çıkar erkek arar onu olduğu yerden almaya gelir. kadın kendine güvenen ama erkeklerin ne bok olduğunu bilen sevgilisiyle buluşmanın heyecanı içindeyken, adam gelir ve "bu ne hal, bi makyaj yapsaydın nasıl bakımsızsın, eşofmanla sokağa mı çıktın, ben de yemeğe gideriz diyordum o zaman eve gidelim" der ve kadını bakımsızlıkla suçlar. başka bir gün kadınyine tek başına sokağa çıkar bu sefer temkinlidir adam arar ve kendini almaya geleceğini söylediğinde kadın hemen ucuzz ama şık, adamın kendisini görmekten hoşlanacağı birşey alır giyer, kabinde iki dakikada makyajını halleder, adam gelir kadını alır ve " bu ne böyle sen böyle mi çıktın sokağa, bu kılıkta mı dolaşıyorsun ben yokken allah belanı versin" diye kadına çemkirir. başka bir gün, bir davette, türkiye`de ünlü olan mankenlerin bulunduğu bir ortamda döner kadına " bunlar kadınsa sen nesin" der. sonra kadın ipin ucunu bırakır canının istediği gibi saçını yapar, istediği kıyafetleri kendi istediği zaman giyer. hal böyle olunca erkek mutlu olmaz çünkü istediği sevgili bu değildir. istediği sevgili, iplerini elinde tutup, kendi istediği gibi oynatabileceği sevgilidir. erkek mutsuzdur, kadın üzgün.
mutlu edecek bir sevgili ister diye cevap verilebilir. herkesin mutluluk tanımı, beklentileri farklı olduğu için en güzel tanımı da bu şekilde olabilir.
Güçlü kadınlar ister erkekler; bir erkeğe mecbur kalmadan hayatını yöneten, talepkâr olmayan, gideceği yere tek başına gidebilen, valizini, alışveriş torbalarını kendi taşıyan kadınlar. Hatta kendi yüklerini de yükleyebilecekleri kadınlar. Danışabileceği, savaşabileceği ve sevişebileceği kadınlar.
Öyle kadınlar severler ki; çoğu zaman kadının gerçek hislerinden ve duygularından haberleri bile olmaz bazen. Parayı mevzu etmez o kadın, işyerindeki sıkıntısından bahsetmez, canım sıkkın demez. Demez işte.
istemez çünkü erkeğinin bu tarz şeylere kafa yorup sıkılmasını ya da kendi için üzülmesini.
Ama sonra devran döner. Kadın bir döner arkasına ne görsün?
Bu kadar dik, bu kadar sorunsuz olmanın karşılığı sevdiği adam tarafından da "nasılsa bununla da baş eder" düşüncesiyle üzülmektedir.
Es kaza bir gün can sıkıntısından erkeğinize sarsanız, hayırdır ne oldu, muayen gününde misin, ne bu trip, yine ne oldu gibi tahammül edemeyeceğiniz cümleler duymanıza sebebiyet verir. Yani 40 yıl taşırsın, 1 gün of dersin.
Tahammül edilemeyen kadın olursun.
işte erkekler böyle kadınlarla sevgili olur, hayatında böyle kadınlar ister ama onları terk eder.
Erkekler gerçekte zayıf kadın severler.
Birine muhtaç, her daim kendisine danışmak zorunda olacak, faturasını bile yatırmaktan aciz, hep bir başkasının itelemesiyle ilerlemiş, "ay ben onu yapamam" "ay ben onu taşıyamam" "ay çok içim sıkılıyor"cu kadınlar onların eşleri olurlar.
Çünkü erkeklerin birçoğu, koruyup kollamak zorunda kalacağı, kendine mecbur kadınlara hayran kalırlar.
Özetle; Güçlü kadınlara aşık olur, aciz kadınlarla evlenirler.
gönlü zengin, mert, baktığı zaman erkeğin içini eritecek, verdiği sözlerden dönmeyecek, benim için her şeyden vazgeçecek, yokluğu da varlığı da bilecek, salak olmayan, güçlü kadınlar ister erkekler. en azından ben böyle bir kadın istiyorum. çok mu?
Sevsin çok sevsin en az benim onu sevdiğim kadar sevsin komik olsun, beraber film izleyebilelim beraber piknik yapmaya gidelim. Benim gibi masum olsun sevgisi. Hiç sevgilim olmadı hiç opusmedim dedigimde bana bunları yaşatsin bana sabretsin.
bir kadın benimle kaçan kovalanır senaryosunu oynamayacak.
benden kaçan kadın kaçtığı kadar uzağa gider.
bu yüzden kaç kadının gözlerindeki yaş olduğumun kaç kadının boğazında düğümlenen hıçkırık olduğumun önemi yok.
çünkü sadece kız çocukları istediğini elde edemeyince ağlar.
ben bir kız çocuğuna kadınım diyemem.
erkek yanında gezinen değil, damarlarında gezinen bir kadın ister. kadın çanta gibi taşınmaz.
ve şüphesiz erkek kadının sadece kendine özel olmasını ister.
ve bu erkek, sadece onun olmak isteyen bir kadınla mutlu olabilir. aksi durumlar üç bölümlük komedi dizisine benzer.
yani öyle yakışıklı böyle karizmatik diye zırlayan kadının ırkının aradığı nasıl gerçek bir erkekse orası büyük burası küçük kadın istiyorum diyen erkeğin de aradığı sadece gerçek bir kadındır. başlangıcı fiziksel bir durum değil ama olayların gelişimi tamamen fizikseldir. *